English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ N ] / Nasıl bir adam

Nasıl bir adam Çeviri Portekizce

1,457 parallel translation
Nasıl bir adam kardeşinin karısıyla yatar?
Que tipo de homem é que dorme com a mulher do irmão?
Nasıl bir adam merhamet ister ki?
Para começar, que género de homem pede misericórdia
Nasıl bir adam aşk şarkısı yazar?
Que tipo de homens escrevem canções românticas?
Bu onun nasıl bir adam olduğunu gösterir sence?
O que é que isso faz dele? E de si, por saber?
Nasıl bir adam olurdu, merak ediyorum.
Não consigo evitar pensar no tipo de homem que teria sido.
Nasıl bir adam?
Que tipo de homem?
Elbette onun ne düşündüğü ya da nasıl bir adam olduğu... umurumda bile değildi.
Mas eu queria lá saber a opinião dele sobre fosse o que fosse ; :
- Nasıl bir adam?
- Que tipo do homem?
Orada nasıl bir adamın var biliyorsun umarım.
Espero que saibas o tipo de homem que tens aí.
Nasıl bir adam kontrol eden birine saldırır ki?
Até dá vontade de se perguntar que tipo de pessoa finge ser um especialista em carnes.
Nasıl bir adam olduğunuzu onlara gösterin.
Mostre-lhes que espécie de homem é.
Nasıl bir adam hamile karısına bunu yaptırır?
Afinal de contas, que tipo de homem permitiria que a sua esposa grávida...
Ona de ki... nasıl bir adam olduğumu hatırlamasın... nasıl olmamı istiyorsa beni öyle hatırlasın.
Diga-lhe não para se lembrar do homem que eu era, mas do homem que ela queria que eu fosse.
- Bak, David Burke'in nasıl bir adam olduğunu bilmiyorsun.
Não sabes o tipo de homem que o David Burke foi.
- Nasıl bir adam bekarlığa veda partisi istemez?
Que tipo de homem não quer uma despedida de solteiro?
Adam gibi bir şov nasıl olur görmek isteyen varsa, şimdi benimle dışarı gelir.
Se quiserem ver um verdadeiro espectáculo, venham comigo até lá fora.
Sonra saatlerce yeni özgür bırakılmış bir adamın bir yüzbaşımın kızlarını nasıl ayarttığıyla ilgili saçmalıklarını dinlemek zorunda kaldım.
Depois, tive de aturar um homem livre enfurecido durante horas, a queixar-se que um dos meus centuriões tinha seduzido as filhas dele.
Woolsey bu adamı yaşatmanın kötü bir fikir olduğunu nasıl anlamaz?
Como pode o Woolsey desconhecer que ter este tipo aqui é má ideia?
Şunu biliyorum, nasıl türde bir adam olduğunu ve neye karşı olduğumuzu düşününce... hâlâ burada olmasını dilerdim.
Sei isto, considerando o tipo de homem que ele era, e contra aquilo que enfrentamos, gostaria que ele ainda estivesse aqui.
Onunla kendi kendine süre gelen füzyon hakkındaki hayallerimi paylaşırdım o da P-90 ile bir adamın göğsünü nasıl parçalayacağını anlatırdı.
Eu contava-lhe o meu sonho da fusão auto-suficiente. Ele falava-me de como se podia separar o torso de um homem com uma P-90.
Kelso, Daha Hot Dog'un ( sosis ) gözleri olmadan nasıl hayatta kalabildiğini anlamayan bir adam.
Kelso, o tipo que não compreende como os cachorros-quentes sobrevivem em estado selvagem sem ter olhos.
Bu arada bende senin koltuğunda bir şeyler atıştıracağım. Bir erkeği yürüyerek nasıl eritirsinizi okuyacağım. Kötü adamımızın buraya gelmesini bekleyeceğim.
Entretanto, fico aqui a aprender como transformar homens em geleia, com uma nova forma de andar e espero que o verdadeiro bandido se entregue.
Benim gibi bir adam nasıl da Black Velvet ve Urkel'le anlaşır ha?
Como é que homem como eu tem uma menina do pónei e um cromo?
Bir hikayede, 70'lerindeki yaşlı bir adamın nasıl başardığı anlatılır,
Uma história conta-nos como, já com 70 anos,
Ve var olmayan bir adamı nasıl bulursun?
- Como é que encontramos quem não existe?
Eğer bir adam kadınına hükmedemezse bütün bir krallığı nasıl yönetecek?
Se ele não consegue controlar sua mulher... como poderia governar todo um reino? - Ele não pode. Sim.
Adamın nasıl biri olduğunu düşünürken garip bir his duyuyorum.
Vês, quando penso naquele gajo,... algo acontece. Algo me empurra para a frente.
Yabancılar onun gibi bir adamın şahsi meseleleriyle 20 senede İtalya'yı nasıl felç etmeyi becerdiğini anlamayı başaramaz.
Mas tu viste? Lá fora não conseguem perceber como é possível um homem como ele ter paralisado doze anos a Itália com os seus problemas pessoais.
Adamım, şimdi göstericem bir kızla nasıl konuşulacağını, adamım.
Vou mostrar-te o que posso fazer com aquela rapariga, meu.
Bir adam bunu nasıl yapabilir?
Como é que um homem pode fazer isso?
Anlamıyorum. Senin gibi zeki ve iyi bir adam nasıl eline silah alıp...
Não entendo como um rapaz como você, preparado, inteligente, no fundo boa pessoa.
Bu Chip, nasıl bir adam?
Não o vejo há anos!
Çünkü, merak ediyorum... hala sen benim gibi bir adamın yanında nasıl oturabiliyorsun...
E por favor.
Sizin gibi zeki bir adam nasıl olur da hâlâ aile kurmaz, şaştım kaldım.
Fico surpreendida como um homem tão esperto ainda não tem família.
Bir adam nasıl olur da başka bir adamın karşısında dikilip "Kız arkadaşın da çok hoşmuş" diyebilir?
- O que faz alguém pensar que... pode chegar perto de uma pessoa e dizer-lhe, "a sua garota é muito boa"?
Aslında bu adamın nasıl bir Underhay çıkaracağını merak etmiştim. Çünkü yaşayan bir şey olmayacaktı.
Queria muito saber que espécie de Underhay este tipo traria, porque não o encontraria vivo.
Başka bir adam bulmamı nasıl beklersin?
Como esperas que encontre outro homem?
- Benim ordumda değil. Bu İngiliz pisliklere bir adam nasıl olur göstereceğim
Vou mostrar a esses estupores ingleses do que um homem é capaz.
Nasıl bir şeydir?
Onde está o Adam?
Benim gibi bir adamın, nasıl, ikinci bir şansı olabileceğine inanmaya başladım.
Comecei a acreditar que um homem como eu poderia mesmo ter uma segunda oportunidade.
Bir adam nasıl becerir göstereyim. Ne dedin sen?
- Sim, Jenny, entra para a carrinha... e mostro-te como faz um homem a sério.
Kamyonetin arkasına geç de bir adam nasıl becerir göstereyim.
Que acabaste de dizer? Eu disse para entrares na carrinha, para te mostrar como faz um homem a sério...
Benim gibi, böyle köhne bir araziye sahip yaşlı bir adamın nasıl böyle genç ve güzel bir karısı olabilir?
Como posso eu, um velho homem com uma pequena quinta, merecer esta jovem mulher como esposa?
Charmaine... ve karısı onu başka bir kadın yüzünden... evden şutlarken, adamın 2 kadının giderini aynı anda nasıl karşıladığını buldu.
Quando a mulher o pôs na rua por andar com outra mulher, descobriu como é que ele arranjava dinheiro para a manter.
Burada nasıl manyak bir çete tetikçisi olduğu umrumda değil, ama bu adam bir efsane olacak.
Por muito duro que um membro de um gang seja, este tipo seria uma lenda. Ele tem razão.
Nasıl bir sürtük bir adam kendini düzeltmeye çalışırken ortaya çıkar, ve onu tuzağa çekip hapse attırır?
Que tipo de maluca aparece onde uma pessoa está a tentar endireitar-se, e o marca para que atirem nele e o enfiem na cadeia?
Ve şunu bir dinle adam geçen yıl ulusal rodeo yarışması finallerine kalmış.
E ouve isto : ele trabalhou nas finais do rodeo no ano passado.
- Söylesene, kör bir adam nasıl...
- Diz-me, como é que um homem cego?
- Sanırım, onlar gibi giyinen bir adam yerine gerçek bir maceracıyla olmanın nasıl olduğunu görmek istedim.
Queria saber o que era estar com um verdadeiro aventureiro.
Böyle bir geceden sonra, adam kendini nasıl bir süpermen gibi hisserder ki.
Depois de uma noite daquelas, ter-me-ia sentido um super-homem.
Eğer bu adam bir kumarhanenin nasıl işlediğini biliyorsa bahsini karşılamak için para transferi yapmak isteyeceğimizi biliyordu. Ayrıca, bu parayı ne kadar erken buraya getirmek isteyeceğimizi de biliyordu.
Se este tipo sabe como funciona um casino, ele saberia que tínhamos de fazer uma transferência monetária para cobrir as apostas dele, e então também sabia que iríamos necessitar do dinheiro aqui o mais depressa possível.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]