English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ N ] / Ne söyleyeyim

Ne söyleyeyim Çeviri Portekizce

2,200 parallel translation
Ona ne söyleyeyim? "
O que é que lhe digo? "
Bak sana ne söyleyeyim.
Eu vou lhe dizer o quê.
Bunu için ne söyleyeyim bilmiyorum ama bu gece seninle gurur duydum Kurt.
Quanto a isso, não sei, mas... Fiquei muito orgulhoso de ti, Kurt.
- Peki önce ne söyleyeyim?
O que é que lhe digo?
- Arapça bir şeyler de adama. - Ne söyleyeyim ki?
- Diz-lhe alguma coisa em árabe.
Ne söyleyeyim?
Digo-lhe o quê?
Fayette şerifine söyleyeyim. İlaçlara ne zaman başlamış Garcia?
Vou falar com o xerife em Fayette.
Ben gittim ve şunu söyleyeyim biz burada istikrar adına ne düşünüyorsak onlar orada güvenlik için düşünyorlar ve bu ikisi çok farklı şeyler, dostum.
- Não. - Bem, eu estive. E deixe-me dizer.
Sana ne olduğunu söyleyeyim.
Eu digo-te o que se passa.
Ne şekilde söylersem söyleyeyim duygularını incitecektir.
Diga da forma que disser, vou sempre magoar os sentimentos dele.
Ne düşündüğümü söyleyeyim.
Deixa-me dizer-te o que penso.
Tabii, tabii, sana ne gördüğümü söyleyeyim, Siyah.
Eu vejo o que quero ver, Black.
Ne yapacağımızı ben söyleyeyim.
Isto vai ser assim.
Sana ne hissettiğimi söyleyeyim.
Eu digo-te o que sinto.
Watley'le görüşmeye gittim. Ne yalan söyleyeyim, adam senden hâlâ nefret ediyor.
Fui ver o Watley e, francamente, ele ainda te odeia.
Ne dersin söyleyeyim mi?
Diga-me, que eu deveria?
- Ne siz sorun, ne ben söyleyeyim.
- Não perguntes que eu não respondo.
Sana ve suç ortağına karşı elimizde ne var.. .. sana söyleyeyim.
Deixe-me explicar o que temos contra si e contra o seu cúmplice.
Sana ne olduğunu söyleyeyim.
Eu digo-te o que é que se está a passar...
Sana ne yapacağımı söyleyeyim.
Eis o que vou fazer.
Sana ne düşündüğümü söyleyeyim.
Eis o que eu estou a pensar.
Ne yapacağımı sana söyleyeyim.
Eu digo-te o que vou fazer.
Sana, John Brickner hakkında, bir şey söyleyeyim. Dört yılını hapiste geçirdi. Biliyor musun, ne için?
Vou dizer-te que ele passou 4 anos na prisão sabes porquê?
Ne olduğunu söyleyeyim, Mr. Brickner.
Digo-lhe, Sr.. Brickner.
Bu ton bir hedefin var demek. Ben sana elimize böyle bir fırsat geçtiğinde bir düzine bile olsa ne yaparız söyleyeyim.
Posso pensar em dúzias de oportunidades como esta que tivemos, e agarrámo-las!
Ne yapacağımızı söyleyeyim Orkide'ye gidiyoruz.
Já te digo o que vamos fazer... Vamos para a Orquídea.
Bunla ne yapman gerektiğini söyleyeyim, kesinlikle hiçbirşey!
Eu digo-te o que devias fazer : absolutamente nada!
Ama sana ne yapman gerektiğini söyleyeyim, dersdeyken tüm dikkatini öğretmenine vereceksin.
Mas o que tens de fazer é prestar atenção aos professores.
Ne gördüğümü söyleyeyim.
Sabes o que vejo?
Sana ne olmak istediğimi söyleyeyim.
Já te digo onde quero ir.
- Sana ne bildiğimi söyleyeyim.
Eu digo-lhe.
Kamlui, sana ne düşündüğümü söyleyeyim mi?
Kam-lui, tinha te dito, lembraste?
Ne yapacağımızı ben söyleyeyim.
Para que ela nos diga o que fazer a seguir. Eu digo-te o que vamos fazer de seguida.
Size ne yapabileceğimizi söyleyeyim. Bir karşı saldırı düzenleyebiliriz.
Podemos encetar um contra-ataque.
Mektubunuzun ne ifade ettiğini söyleyeyim Lord'um.
Eu digo-vos o que ela significava, meu Senhor.
Ne yani? Onlara dünyanın en tehlikeli antika turnesinde mi çalıştığımı söyleyeyim? Hayır.
Tenho de lhes dizer que estou a trabalhar para o mais perigoso espectáculo de antiguidades do mundo?
- Ne diye sana söyleyeyim ki?
Porque haveria de lhe dizer?
Ne olduğunu söyleyeyim sana.
Eu digo-lhe o que se passa :
İki yıl yoğun psikolojik tedavi ve yemek borusu naklinden ne öğrendiğimi sana söyleyeyim.
Deixa-me dizer-te umas coisas que aprendi em dois anos de intensa psicoterapia e um transplante do esófago.
Başka ne anlama geldiğini söyleyeyim mi, ortak?
Sabes o que também significa muito, sócio?
Ne yapacağınızı söyleyeyim.
E que tal isto.
İçimde, ne söylersem söyleyeyim acemice değerlendireceğine dair bir his var.
Tenho um pressentimento que diga o que disser, vais ver isto pelo lado da trapalhona.
Bak şimdi ne olacağını söyleyeyim.
Isto é o que vai acontecer.
Sana ne yapmayacağımızı söyleyeyim.
- Eu sei o que não vamos fazer.
Ne sen sor, ne ben söyleyeyim.
Não perguntes, não fales.
Ben ne yapardım, söyleyeyim sana.
Vou dizer-te o que faria...
Saint Tropez'e vardığımızda ne olacağını söyleyeyim sana.
Quando chegarmos ao Saint Tropez, vou explicar-te o que te espera.
Sana ne diyeceğimi söyleyeyim.
Eu digo-te o que diria.
Hill malikanesi olmayabilir diye düşündüğümüzde aklından ne geçti? Gerçeği mi söyleyeyim?
Quando percebeste que o Solar Hill podia não dar, em que estavas a pensar?
Tamam, ne yapacağımızı söyleyeyim adamlarımdan birisini ön kapıya göndereceğim.
Ok, isto é o que vai acontecer a seguir : vou ter um homem à espera perto da porta da frente, mas ele não está lá para te magoar.
- Ne bildiğimizi söyleyeyim.
Certo, direi o que temos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]