Normal değil Çeviri Portekizce
2,083 parallel translation
Tink'in dikkatsiz yakalanması hiç normal değil.
Sim, não é da Sininho ser apanhada desprevenida.
Tahmin yürütüyorum, hayır böyle olması normal değil.
Eu vou dar um palpite, não, não é suposto fazer isso!
Anladın mı? Normal değil.
Não faz sentido!
Bu şey normal değil.
Esta merda não é normal.
Hiç normal değil.
Isso não parece normal.
Bu normal değil, di'mi?
Não é normal, pois não?
Sara, sen de duydun, normal değil.
Sara, tu ouviste, não é normal.
Güven bana, normal değil.
- Não é heterossexual.
Ve herkes benden ellerini sıkmamı her şey normalmiş gibi davranmamı bekliyor. Ama normal değil.
E agora todos esperam que cumprimente as pessoas e que finja que está tudo normal, mas não está.
Bana bunlarla gelme, yaptıklarınız normal değil.
- Não me venhas com isso. O que fazem não é normal.
Normal değil.
- É estranho.
Proctor hakkındaki hiçbir şey normal değil.
Nada é normal no Proctor.
Bu hiç normal değil.
Isso é antinatural.
Çünkü normal değil.
Porque isso não é normal.
Normal değil ki bu Sonsoles.
Isso não é muito normal, Sonsoles.
Natalia, bu durum hiç normal değil.
Olha, Natalia, isso não é normal.
- Yalnızca normal biriyle konuşmak istedim. Elinde kayıt cihazı olan ürkütücü bir takım giymiş bir adamla değil.
- Quero falar com uma pessoa normal... não com um homem de fato engomado e um gravador.
Açıkçası, bu mesele onun göçmen durumuyla ilgili değil. Onun izinsin durumunu kullanarak normal suçlu gibi yargılamaya çalışıyorlar.
Claramente isto não é pelo estatuto de imigração... mas usam-no para outros procedimentos.
Bu normal bir gencin yaşantısı değil.
Esta não é a vida de uma adolescente normal.
Genelde iş görür haldedir ama belli ki şu an pek öyle değil.
Normalmente ela não é assim, mas obviamente isto não é normal.
Kocaman değil, bu onun normal hali.
Ela não está grande alta. É o tamanho normal dela.
İlk başlarda değil, ama şimdi epey düzenli.
No início, não. Mas agora está normal.
Bunlar normal silah değil.
Estas não são armas comuns.
Bu anormal bir durum değil.
É normal.
Öğretmenlerin garip isimleri var. Normal gibi değil yani, bilmiyorum, garip işte.
Os professores sempre têm esses nomes, nunca são... sei lá...
Evet, bu normal olamaz, öyle değil mi?
Não pode ser normal, não é?
Harry hiçbir mesajıma cevap vermiyor ve bu hiç onun tarzı değil.
O Harry não responde às minhas mensagens. Não é normal.
Normal bir sarıIma, değil mi?
Um abraço normal, não?
Bir kadını her gittiği yerde takip etmek sanki normalmiş gibi konuşuyorsun ama değil.
Para ti, é normal perseguir essa mulher, mas não é.
Üzgünüm, bu normal bir aile değil.
É uma pena, isto não é uma familia normal.
o artik çocuk degil damak zevki degisti.
Ele já não é uma criança, é normal que ele tenha mudado os seus gostos.
ve komisyonun delil olarak izleyip karara vardığı bu görüntüler Senna'nın bu ek yolu kestirme olarak değil yarışa geri dönebilmek için kullandığını gösteriyor FİA'nın düzenlenmiş 56. maddesini çiğnemiş mi?
Após reverem estas imagens, os comissários concluíram que, por Senna não ter percorrido a chicana de forma normal para se juntar à pista infligiu o Artigo 56 dos regulamentos da FIA.
O sıradan bir para değil.
Mão é uma moeda normal.
Benim normal bir Hintli olduğumu düşünüyordun, değil mi?
Pensavas que eu era só uma indiana burra, não era?
Dünya da eskisi gibi değil
E isto já não é um mundo normal.
Yaptığım işin, normal bir bir işten o kadar da farkı yok, değil mi?
O que faço não é assim tão diferente de uma carreira convencional, pois não?
Hiçbir şey söylememek normal, değil mi?
Não há problema em não dizer nada, pois não?
Hiç baskın bir karakter değilsin, değil mi? Normal bir adam olamaz mısın sen?
Não podes ser um gajo normal?
Bu iş Pann ve Hippolyta'nın toplantıyı kaçırması durumu değil.
Não é normal do Pann e da Hippolyta, faltarem a uma reunião.
Hâlâ doğrulanmış bir bilgi değil, Ron zira King Caddesi yavaş yavaş normale dönmeye başladı.
Algo que ainda terá de ser confirmado, Ron, à medida que a atribulada King Street volta ao normal.
Bu arabalar hapishane standartlarında değil.
Não é normal haver carros numa prisão.
Normal bir hayat istiyordun değil mi?
Dizes que queres ter uma vida normal, não é?
Normal, değil mi baba?
É normal, certo, pai?
Sinyal de normal kişileri etkilemiyordu, değil mi? O yüzden geri dönmeyi-- -
E quanto ao pulso, não afecta os Actuais, pois não?
Bu manyetik alanın deforme olmuş hallerini değil de normalde olmaları gerektiği hallerini gösterdiğini fark ettiklerinde yaşayabilecekleri tek normal hayatı seçtiler.
Perceberam que o impulso lhes permitiria ver os outros para além do horror das suas deformações e verem-se uns aos outros como quem realmente eram. Escolheram a única forma de vida normal que conseguiriam ter.
Her zamankinden fazla değil.
Não mais que o normal.
Normal boyutun üçte ikisi kadar bile değil.
Não tem 2 / 3 do tamanho normal.
Sizin ya da çocuklarınızın yapacağı normal bir şey değil.
É algo que os vossos filhos, mesmo vocês, não procurariam como um passatempo normal.
Ciddi bir şey değil ama... Dinle, çok eğlenceli ve her zamanki gibi olacak.
Vai ser divertido e normal.
Bir melek değil, bir cin değil ve ayrıca senin sıradan bir adamın da değil.
Não é um anjo, não é um jinn, no entanto, também não é um homem normal.
Güneş eski haline döndü, öyle değil mi?
O Sol voltou ao normal, não foi?
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25