Değil mi beyler Çeviri Portekizce
139 parallel translation
Niyetlerimiz barışçıl. Değil mi beyler?
Nossas intenções são pacíficas.
Bunu anlıyoruz, değil mi beyler?
Compreendemos isso, não é, cavalheiros?
Hey, kahve istemiştiniz, değil mi beyler?
Os cavalheiros pediram café.
Ve hepimiz bu günü kutluyoruz, değil mi beyler?
E estamos todos a celebrar, não senhores?
Bizi ateş etmek zorunda bırakmak, istemezsiniz, değil mi beyler?
Não querem que comecemos a disparar, querem?
Bir gün bunu o da anlar belki, değil mi beyler?
Mas um dia talvez percebam.
Ama asıl gönlümüzden kopan bu, değil mi beyler?
Mas apesar de tudo, é de coração. Certo, rapazes?
Öyle değil mi beyler?
¿ De acordo, rapazes?
Değil mi beyler? Her şeyi unutacağız.
Não, esquecemo-nos de tudo.
Hepsinden, değil mi beyler?
De todos os tipos, certo, rapazes?
Aksi takdirde gazetelerde olurdu, değil mi beyler?
De outro modo, não teria vindo no jornal, certo?
İyi, değil mi beyler?
Isso parece justo, certo rapazes?
Doğru söylüyorum, değil mi beyler?
Estou a dizer a verdade. Certo, rapazes?
Sanırım sizi buraya gelmeye motive eden aptallığınız değil yeteneklerinizdi değil mi beyler? Belki de cahilliğiniz?
Suponho que deva ter sido o teu talendo e não a tua estupidez que os motivaram a vir ou talvez, as tuas ingnorâncias?
Değil mi beyler?
Certo, rapazes?
Öyle değil mi beyler?
Certo, rapazes?
Öyle değil mi beyler?
Nao é verdade, camaradas?
Bu kadar güzel bir şeyi kaybetmek yazık olur, değil mi beyler?
É uma pena enorme perder algo tão belo, não é rapazes?
Sizi o aradı değil mi beyler?
Ela chamou-os, certo?
Bu pek doğru sayılmaz, öyle değil mi beyler?
Bem, cavalheiros, isso não é bem verdade, pois não?
Değil mi beyler?
Não é, pessoal? - Sim.
Değil mi beyler?
Né, galera?
Zolnak'ın gözüyle, değil mi beyler?
Pelo olho de Zolnak, não é verdade, rapazes?
- Biz yine de gidiyoruz değil mi beyler?
- Mas nós vamos, não, rapazes?
Beyler, beyler! Öğlen katil zanlısının yanında gördüğünüz.. .. küçük kızın şapkasının rengini hatırlıyorsunuz değil mi?
Pelo menos devem saber qual era a cor do chapéu da menina que dizem ter visto a falar com um estranho!
- Değil mi, beyler?
- Não é, senhores?
Beyler, sahiden oğlumu öldürmeye çalışmıyorsunuz, değil mi?
O senhor não está a querer matar o meu filho, pois não?
Pekala, beyler, biz kazandık, değil mi?
Bom, cavalheiros, chegámos primeiro, não?
Ona gününü gösterdim, değil mi, beyler?
Mostrei-lhes como é, hã, rapazes?
Yere düşmedi neredeyse yapıştı beyler, değil mi?
Certamente que não.
Doğru değil mi, dedektif beyler?
Não é assim, detectives?
Fakat sizin beyler, başka şansınız yok..... değil mi!
Para mais, os senhores não têm outra escolha... ou têm?
Kalbinizi kıracak kadar yeterli, değil mi, beyler?
É penoso, não é, cavalheiros? É.
Beyler, hayattaki güzelliklerin içinde en kıymetlisi kadınlar, değil mi?
Cavalheiros, de todas as coisas da vida... as fêmeas não são as melhores?
Siz beyler hâlâ anlamıyorsunuz, değil mi?
Vocês não entendem, pois não?
- Değil mi, beyler?
- Não é, meus?
Hala göremiyorsunuz değil mi, beyler?
Vocês não percebem, não é, rapazes?
- Beyler, bakın siz alkollü falan değilsiniz, değil mi?
Os senhores não estiveram a beber, pois não?
Beyler, ilk temyiz mahkemesi başkanı Alexander Hamilton'dı, değil mi?
Alexander Hamilton foi o 1º Presidente do Supremo Tribunal, não foi?
Değil mi memur beyler?
Não é, senhores agentes?
Artık o kadar da güzel değil, değil mi, Beyler?
Não é mais tão bonita não é, homens?
- Beyler, beni duyabiliyorsunuz, değil mi?
Jesus! - Conseguem-me ouvir, certo?
Beyler bunun sonuçlarını tahmin edebiliyorsunuz değil mi?
Ninguém sabe que estamos aqui, certo?
Pekala, siz beyler birbirinize girmek istiyorsunuz, değil mi?
Bem, vocês querem lutar, verdade?
Beyler siz gay değilsiniz, değil mi?
Vocês não são gays, pois não?
Beyler, bunların ne olduğunu biliyorsunuz, değil mi?
Vocês sabem isto o que é, não?
Beyler, sanırım aranızda yakın zamanda bir şeyler yazmış olan yok, değil mi?
Meus senhores, por acaso algum de vocês escreveu alguma coisa, ultimamente?
Siz beyler benim takım arkadaşım olmak istemezsiniz, değil mi?
Agora, vocês não querem ser os meus colegas de equipa?
Gelmenize sevindim beyler, ama biraz geç oldu, değil mi?
Eu agradeço que vocês estejam aqui mas está a ficar tarde, sabem?
Değil mi, beyler? .
Não é, malta?
- Yapmayın, beyler, Bize bu filmin gerçekten Başkan Kennedy'e ne olduğunu anlattığını söylemiyorsunuz, değil mi?
Andem lá, não nos estão a dizer que aquele filme... nos diz o que realmente aconteceu com o Presidente Kennedy?
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25