Olacak şey değil Çeviri Portekizce
255 parallel translation
Olacak şey değil.
Isso é impensável.
- Olacak şey değil!
Você não tem nenhuma chance, Lou. Você não pode ir lá fora.
Bizim yanımızdan uçarak geçti. Olacak şey değil!
Ele devia ir a mais de 140 km / h!
Olacak şey değil.
Não pode ser.
- Söz etmeye değmez. Bir teknenin böyle çiçeklerle yola çıkması olacak şey değil.
Duvido que haja um navio com flores como estas.
Antarktika'da aslan, olacak şey değil.
Quem é que ouviu falar de um leão no Antárctico?
Olacak şey değil.
Bem, nunca pensei.
Oh, olacak şey değil.
É incrível!
Sen delisin olacak şey değil.
Estás doida! É perigosíssimo! Tem que ser feito com um duplo!
Tanrı ve İsa adına, olacak şey değil bu.
Meu Deus e Virgem Maria, é impossível.
Olacak şey değil!
Bem, raios os partam.
Olacak şey değil!
Raios, macacos me mordam.
Glenn'in Statwiler'ı getirmesi olacak şey değil.
Custa a crer o Glenn levar lá a Statwiler.
Olacak şey değil.
- Dá-me o milho. Isto é inaceitável!
- Olacak şey değil.
- Não...
Olacak şey değil.
Ai, ai... Ai, ai...
Olacak şey değil.
Oh Deus... Nadine.
Olacak şey değil!
Nem pensar.
Olacak şey değil!
Bem, raios me partam.
Benim için böyle bir şey, olacak şey değil.
Isto nunca me tinha sucedido.
Olacak şey değil!
Isso é absurdo!
Olacak şey değil.
Mas que injustiça.
Tanrım olacak şey değil, bu kız en az 8 aylık hamile Nick.
- Jesus... Está gravida de sete ou oito meses.
Olacak şey değil, Cantwell. Ne zaman evlendin? 12 yaşında mı?
Credo, Cantwell, quando te casaste?
Olacak şey değil. Olacak şey değil.
O que não pode existir, não existe.
Olacak şey değil, yavaş ol dostum!
Caramba, tem cuidado, pá!
Olacak şey değil! Nasıl olduğunu göreceksiniz.
Muito obrigado.
Şey, bu bir ön değerlendirme olacak, değil mi?
Bem, há muita coisa a considerar, não há?
Olacak şey değil.
Nem pensar.
Yakında herkese yetecek kadar para olacak. Yapmam gereken tek şey sana inanmak, değil mi?
Em breve haverá dinheiro para todos.
- Olacak şey değil!
Não a leves para dentro.
Şey, sanırım hapiste dinlenmek için çok zaman olacak, öyle değil mi?
Acho que terei muito tempo para descansar na prisão, não acha?
Bağışlayamadığın şey bu, değil mi? Ve benden sonra, başkaları olacak.
Depois de mim, haverá outros.
Başlangıçta zor gelebilir. Ama, eminim hep beraber denersek her şey iyi olacak. Değil mi Maite?
No princípio vão achar um pouco difícil, mas tenho a certeza que se nos esforçamos, acabaremos por nos dar bem, não é Maite?
Anlaşılan zararı kabullenip yoluma gitsem iyi olacak. Yeni kocanın yasını böyle bir şey için bölmeye hiç gerek yok... öyle değil mi?
Bem diz-me a experiência, que o melhor é não me intrometer na tristeza do marido.
Bu değişiklik sevgiyle olacak, öldürerek değil. Söylediğim şey bu.
Apenas digo que a mudança vai acontecer com amor, não com a morte.
Bu kasabanın çalışkan yurttaşları, genellikle kısa çubuğu çekiyorlar, ama... size söz veriyorum... istedikleriniz olacak. Ve siz biliyorsunuz ki, talih insanların bahsettiğinden... farklı bir şey değil.
Os cidadãos de Onondaga são batalhadores que geralmente ficam com a menor fatia do bolo mas nossos antepassados deram-lhes uma boa cartada e vocês sabem que a lei não ê o que dizem ser.
hiçbir şey, hiçbir şey olacak. Hiçbir değil.
Nada, a palavra é nada, não népia.
Anlayacağım bir şey olacak, değil mi?
Isto vai ser algo que eu entenda, não é? - Sim, sim.
- İlk kez olacak bir şey değil.
- Não seria a primeira vez.
Seni küçük görmelerine sebep olacak bir şey olsun istemezsin, değil mi?
E não queres que aconteça nada que os faça pensar mal de ti?
Her şey iyi olacak, değil mi?
Vai correr tudo bem, não vai?
Önemli değil. Her şey çok iyi olacak.
Está tudo bem.
Şey, o iyi olacak... değil mi?
Bem, ela vai ficar bem não vai?
Her şey konuştuğumuz gibi olacak. Sadece bu sefer parayı alan Simone değil Melanie olacak.
Só que desta vez, vai a Melanie em vez da Simone.
Bana yardımcı olacak bir şey söyleyemeyeceksin, değil mi?
Não tens nada de útil para me dizeres, pois não?
Olacak olan da bilimsel bir şey değil.
E isto não é pura ciência.
Tamam, sen "her şey iyi olacak" diyen kızla - aynı kişi değil misin?
Não foste tu que disse e passo a citar, "tudo vai correr bem"?
Ayrıca geceden sabaha olacak bir şey değil.
Nem o conseguirão da noite para o dia.
Bu Barksdales'lerle olacak bir şey değil.
- Nada tem a ver com os Barksdale.
Bir dansla yok olacak bir şey değil.
Não é algo que possa ser apagado numa noite, com uma dança.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25