English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ O ] / Onu dinle

Onu dinle Çeviri Portekizce

853 parallel translation
# Onun kürkünü okşa ve onu dinle
Afaguem-lhe o pêlo e ouçam-na
Onu dinle, oğlum.
Escuta-o, meu filho.
O bir albay. Onu dinle.
Ele é coronel.
- Onu dinle.
- Ouve-o.
Howie, onu dinle.
Howie, ouve o que ele diz.
İyi madem, sen onu dinle.
Bem, então ouve-o tu.
Corny, dinle, onu görmeliyim. Onunla konuşmalıyım.
Corny, tenho de o ver, de falar com ele.
Biraz onu dinle, çünkü François çok haklı.
François tem razão.
Hayır, dinle, hırslı ve alçak birinin bu topraklara koyun getirmesine müsaade edersek, diğerleride onu takip edecektir.
Não, escute, quando há um homem baixo, ganancioso o bastante... para trazer ovelhas para um lugar como este, outros o seguirão.
Dinle, Braden eğer karşıma çıkarsa onu al aşağı ederim.
Se o Braden se atravessar no meu caminho, arraso-o.
Dinle onu, Sam.
Obedece, Sam.
Dinle onu, ulan.
Se não fosse assim, não teria aceitado o trabalho.
Dinle Sparrow, onu yakaladığımızda mahkemeye çıkacak sen konuşsan da konuşmasan da.
Escuta, quando o prendermos será julgado... quer tu fales quer não.
- Dinle, Jimmy... Başının belâya girmesini istiyorsan kaldır telefonu, durma ara onu.
- Ouça, Jimmy... se se quiser meter em água quente... tudo o que tem a fazer é pegar o telefone e fazer-lhe uma chamada.
Onu kafandan çıkar ve beni dinle.
Tire-a de sua cabeça e me escute.
Beni dinle. Dilini tut..... ve onu yatıştır.
Você segura a sua e a consola.
Benny, Banny, dinle! Onu öldürdün, Ed.
Mataste-a, Ed!
Dinle, onu gördüm!
Escuta aqui, eu vi!
Dinle, sana kaç kere söyledim onu buraya getirme diye.
Ouve lá, não te tinha dito, que não o queria aqui dentro?
Dinle beni. Vincenzo'yu aradım çünkü onu zaten tanıyorum. Ama sen de işime yararsın.
Ouve, pedi para falar com o Vincenzo porque o conheço um pouco, mas acho que também posso falar contigo.
Ciro dinle, babam yarın akşam bizim eve gelmeni istiyor niyetimiz ciddi mi değil mi onu soracak.
O meu pai convidou-te para jantar amanhã em nossa casa porque queria falar contigo. Quer saber se temos intenções sérias.
Dinle evlat, sana bir arkadaşa ihtiyacım olduğunu söylemiştim, çünkü onu şaşırtmak ya da korkutmak istemiyorum.
Oiça, filho, estou-lhe a dizer que preciso dum amigo, porque não a quero surpreender ou assustar.
Dinle onu!
Fique ouvindo. Ouça.
Dinle Üstat, hazır buradayken. Şu alman kızı evinden aradım ama ayrılmış. - Onu bulman lazım.
Já que aqui está, telefonei à pensão, a alemã foi-se embora, não a encontram.
Dinle onu.
Escuta-o.
Onu dinle.
Ouve-o.
- Dinle, onu rahat bırakamam.
- Oiça, não posso deixá-la em paz.
Dinle onu.
Só este homem!
Kurtar onu, kalbinin sana söylediğini dinle, daha önce ölmemiş olan milyonlar ölecek.
Salve-a, faça o que lhe dita o coração, e morrerão milhões que não tinham morrido antes.
Ona saray yaptım, ama dinle onu!
Eu construí um palácio para ela, mas escute ela!
Dinle, burası benim ülkem ve ne istersem onu yaparım.
Já é tempo de perceberes que este é o meu país, e eu faço o que me apetecer.
Dinle, çok basit. Onu senden daha çok seviyorum.
É muito simples : gosto mais dele do que gosto de ti.
Dinle, onu köprüde kaybettik.
Escuta, perdemo-lo na ponte.
Ve hepsi tiyatromu yeniden açmaya, seni desteklemeye ve bir zamanların önde gelen birine ve yaşlanan kızına meleği oynamaya yönlendirmek içinmiş. Dinle onu!
E tudo para me levar a reabrir o meu teatro, a financiar-vos e a fazer o papel de mecenas de um actor falhado e da sua ingénua em decadência.
Onu dinle, Belle.
Preste atenção, Belle.
Dinle, onu duymuş olmamız gerekirdi.
Escutem, devíamos poder ouví-lo.
Dinle onu Miranda.
Escuta-o só, Miranda.
Dinle, aklında eğer bu Nick denen adam varsa... ve beni ona karşı bir tehlike olarak görüyorsan... ya da onu benle ya da beni onla cezalandırmak istiyorsan, unut gitsin!
Se tens o tal Nick na cabeça e se sou uma ameaça para ele ou se queres castigá-lo comigo, esquece!
Dinle Barnett, onu herhangi bir politik görüş ifade etmesini istemiyoruz.
Não queremos que faça nenhuma declaração política.
- Dinle onu.
- Ouve-o.
Bu yüzden onu ekmekteyiz ya. Dinle, bana bir iyilik yap, David'i görürsen ona de ki...
- Se vires o David diz-lhe que...
- Ne olur, dinle onu.
- Por favor, ouça o que ele diz.
Dinle, eğer onu kurtarmak için buradaysan, ödülün...
Ouve, se a salvasses, a recompensa seria...
Senin kim olduğunu bilmiyorum, yada nereden geldiğini, fakat şu andan itibaren, ne diyorsam onu yapacaksın. Dinle.
Ouve.
-... ve onu hareket ettirmem gerekiyor. - Dinle!
Eu tenho que cuidar do cavalo e exercitá-lo.
Dinle beni. Doc Hopper'a, onu orada bekleyeceğimi söyle.
Escuta, vai dizer ao Doc Hopper que estarei aqui à espera dele.
Dinle onu tanıdığım için şanslıyım.
Ouça eu tive a sorte de tê-lo conhecido.
Dinle. Ondan kovdum onu.
Por isso despedi-a.
Dinle, siz polisler dünyanın sahibi değilsiniz. Ama onu biraz da olsa sarsmak elinizde, değil mi?
Ouve, os polícias não são donos do mundo, mas aproveitam um pouco, certo?
Dinle Amy, onu Kaptan Taksi'ye ver olur mu?
Ouve, Amy, passa a chamada ao Capitão Táxi, sim?
Dinle, onu alıyorum.
Eu Vou comprá-la.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]