English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ O ] / Ozel

Ozel Çeviri Portekizce

49,340 parallel translation
Özel gönderin var.
Uma entrega especial.
Süper güçler, gizli kimlikler, Iron Fist'ler gibi kendimizi güçlü ve özel hissettirecek şeyleri benimseriz.
Atribuímo-nos superpoderes, identidades secretas, Punhos de Ferro, coisas que nos fazem sentir fortes e especiais.
Anlıyorum ama bu özel dövüşler yasa dışı.
Eu percebo, mas esses combates são ilegais.
Bu tür özel durumlar için kullandığımız bir dairemiz var.
Temos uma suíte preparada para ocasiões destas.
Daniel burada özel bir olanağa sahipsin.
Daniel tens uma oportunidade extraordinária.
Anlayacağınız bu özel eroinin eşi benzeri yok.
Então, como pode ver... O valor desta heroína em particular não tem precedentes.
Bu iş için özel becerileri olan biri gerekli.
É uma missão para alguém com capacidades especiais.
Bakın, özel güçlerim yok ama bir hayatın bile kıymetini anlamamı sağlayacak kadar ölüm gördüm.
Eu não sou especial mas já vi tanta gente morrer que percebo o valor da vida.
Özel bir ricada bulunuyorum.
Peço-lhe, como um favor.
Bir süre önce araştırma yapması için özel dedektif tutmuştum.
Contratei uma investigadora privada há uns tempos para investigar.
İçten içe, onları özel kılan şeyin sana da bulaşmasını umuyorsun ama olmuyor ve her biri senin yüzünden farklı şekillerde başarısız oldu.
Espera secretamente que o que eles têm de especial a contagie, mas isso não aconteceu e falhou a todos de diferentes formas.
Özel biri olacak olsaydın bu şimdiye çoktan ortaya çıkardı.
Se tivesse de se tornar especial, isso já teria acontecido.
Çok özel biri.
Ela é muito especial.
KİŞİYE ÖZEL ŞİFA YENİ ÇİN TIBBI KİTABI
CURA PERSONALIZADA MANUAL DE MEDICINA CHINESA
- Özel bir yerde konuşabilir miyiz?
- Podemos falar em particular?
Onun yerine, babanı özel meditasyonunu yaparken gördük.
E só vimos o teu pai a fazer as meditações privadas dele.
Danny, özel güçleri olan ilk arkadaşım sen değilsin.
Danny, não és o primeiro amigo que tenho com poderes especiais.
Ayrıca Profesör Ashmita'ya özel Çince dersi veriyorum.
Também sou a professora de chinês de Ashmita.
Bu elması bu kadar özel yapan ne?
O que tem de tão especial este diamante?
Jack, bu küçük ve çirkin yaratıklar onlarda özel bir şeyler var.
Jack essas criaturas pequenas e feias. Há algo especial nelas sabe.
- Bayan Jones, ne kadar zamandır - özel dedektifsiniz, sorabilir miyim?
- Menina Jones, posso perguntar há quanto tempo é investigadora privada?
Bu kişiye özel bir bilgi.
Isso é confidencial. Decerto que compreende.
Özel güçleri olanlardan uzak durmak için her şeyi yaptım.
Fiz de tudo para evitar pessoas com poderes.
Özel.
Em particular.
Bugün özel hayal cuması.
Esta é uma Sexta de Sonho especial.
Özel taşıma kabını da seveceğinize eminim.
E sei que vai apreciar as aberturas personalizadas.
Özel sürgü mandalı ve kurma kolu.
Ferrolho personalizado e cabo recarregável.
Meredith Parish, özel jetlerle ya da limuzinlerle seyahat etmeye çok daha alışık. Ama ellerini kirletmekten korkmuyor.
Meredith Parish está mais habituada a viajar em jatos privados ou limusinas, mas não tem medo de sujar as mãos.
Özel mülk!
Propriedade privada!
Burası özel bir mülk!
É propriedade privada!
Geri çekilin! - Özel mülk bayan.
Afastem-se!
- Başka bir yerde özel konuşabilir miyiz?
Podemos falar num sítio mais privado?
Size özel helikopterin enkazının bulunduğu Seattle'dan canlı bağlanıyorum. Teşekkürler John.
- Obrigada, John.
Wessex Tecavüz Birimi'ne yönlendireceğim seni. Sana bir özel cinsel şiddet danışmanı atayacaklar.
Vou encaminhá-la para o Serviço de Apoio de Wessex.
- Özel numaranı?
- E depois?
Axehampton düğün, doğum günü gibi özel günler için kiralanabilir.
A Casa Axehampton está livre para alugueres privados, casamentos e aniversários.
Ama seni eğitimlerde pilot görüşmelerde özel hayatındaki sıkıntılarında baştan beri takip ediyorum.
Mas vi-a na formação, em sessões experimentais, em situações de vida real.
- Hayır özel konuşabilir miyiz?
- Não. Podemos conversar a sós? Sim.
Hadi ama, özel kahvaltı hazırladım.
Vamos. Fiz-te um pequeno-almoço especial.
- Neresi özel bunun?
Onde está o "especial"?
Özel kahvaltı hazırlamıştın hani.
Disseste que me tinhas feito um pequeno-almoço especial.
- Evet. Oaks bursunu da elinizin tersiyle ittiniz. Dâhi çocuklara özel eğitim veren bir okulu?
E rejeitou uma bolsa de estudo em Oaks, uma escola especializada na instrução de crianças sobredotadas?
Başka bir özel öğretmen daha işini bırakmadan okula götürelim seni.
Vamos levar-te de volta para a escola, antes que outro tutor se vá embora.
Çok özel biriydim, bu yüzden ben de bir karar verdim. Gücümü iyi şeyler için kullanacaktım.
Por eu ser tão peculiar, decidi... usar os meus poderes para fazer algo bom.
Hammer Uzay İstasyonu özel olarak tasarlandı. Onu buradan yok etmemiz imkansız.
A estação espacial Hammer foi concebida para uma órbita alta, para não poder ser destruída a partir da Terra.
Bu özel giysiler dövüş etkisini artırmak için bir uzman tarafından tasarlandı.
Um perito em cibernética criou estes fatos especiais, desenhados para aumentarem a eficiência em combate.
Bu özel giysi, ona uyum sağlayıp, onunla birlikte görünmez olabiliyor.
Este fato especial suporta esta função e desaparece com ele.
Saldırıyı kolaylaştırmak için bazı özel şeyler kullanabiliriz.
Podem usar estas circunstâncias para inverter a situação.
Oldum olası özel dedektif olmak istemiştim ve şehirde çalışabileceğim tek kişi Steve'di, başka şansım yoktu.
Eu sempre quis ser detetive particular... E como o Steve era única escolha na cidade, não tive outra hipótese a não ser trabalhar com ele.
Rezil Olan LAPD Dedektifi Venice'te Özel Dedektiflik Firması Açtı
Detetive de LA Abre Firma de Investigação Privada
- Çok özel hissediyorum.
- Sinto-me bastante especial.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]