English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ T ] / Tabii ki öyle

Tabii ki öyle Çeviri Portekizce

721 parallel translation
- Tabii ki öyle.
- Claro que acho.
- Uh-huh, tabii ki öyle.
- Uh-huh, Eu de certeza que estou.
- Tabii ki öyle.
- Pois foi.
Tabii ki öyle.
Claro que é.
Tabii ki öyle. Ne demeye çalışıyorsun?
Claro que é, o que queres dizer?
Tabii ki öyle.
Claro que há...
Tabii ki öyle.
Claro que sim!
- Tabii ki öyle.
- Claro, sinceramente.
Tabii ki öyle.
Claro que sou o homem certo!
Tabii ki öyle.
Claro que não.
Tabii, tabii ki öyle.
Como? Claro que é.
- Tabii ki öyle, sersem.
- Claro, tonto.
- Tabii ki öyle. Ne şans!
- De que outra forma?
Tabii ki öyle!
Claro que é.
Tabii ki öyle.
Certo, é a vida.
Hayır, tabii ki öyle değil...
É isso que pensam? Claro que não.
Oo tabii ki öyle, seninde gerdanın çok güzel.
Claro que é, e o teu pescoço também é lindo.
Tabii ki öyle.
Tenho a certeza que sim.
Tabii ki öyle.
Quer dizer que não?
Tabii ki öyle.
Obviamente.
- Tabii ki öyle.
- Claro que é.
- Tabii ki öyle olacak ; ama yakın ilişkiyi hemen ispatlayacağım.
Pois, é possível que não, mas posso rapidamente eIucidá-lo.
- Bu çok delice. - Tabii ki öyle!
- lsto é uma loucura!
Tabii ki öyle.
Claro que está!
Tabii ki öyle olacak, radarda tespit edilemiyor.
Claro, ele está invisível ao radar!
Tabii ki öyle. Ona istediğini, yani haritayı veriyorsun.
E você vai levar-lhe o que ele quer - o mapa.
Tabii ki öyle.
- É bem verdade.
- Tabii ki, öyle.
- E eu que o diga.
Tabii ki öyle.
Claro.
- Tabii ki öyle.
- E fui.
Tabii ki biliyorum. Ben de öyle söyledim.
Claro que sei, e eu disse a ele...
Tabii ki özledim, Zosh. Ne aptal bir soru öyle?
Claro que tinha saudades tuas, dizes coisas tão parvas.
- Tabii ki yanılıyorsun. - Öyle mi dersin?
- Está muito enganado.
- Tabii ki öyle.
- Claro que sim.
Tabii kaşık kaşık kremayla istiyoruz ve krema öyle yoğun olsun ki kürekle koymak gereksin, s'il vous plait.
Servidas, claro está, com bátegas de nata tao pesada que se serve á pá, s'il vous plaît.
- Tabii ki. Öyle mi?
Sabe?
Tabii ki, sence beş yıl önceki poker oyunu gibi, öyle mi?
Claro, fala desse jogo de póquer de há cinco anos, certo?
Tabii ki, öyle olacağını biliyordum.
Eu sabia que seria formidável, mas é ainda mais formidável.
Tony, öyle bir stilin var ki, bir şey anlatırken başka bir konuya atlıyorsun ve tabii insanların haberi yok, afallıyorlar.
Arranjas uma maneira de falar sobre alguma coisa, e depois... desvias para outro assunto, como se ninguém percebesse.
O meşhur elmalarını tatmışlığım var tabii ki, ama - tuhaf, öyle değil mi, tüm o meyveler?
Provei as famosas maçãs, claro, mas... É estranho... toda essa fruta.
Öyle mi? Tabii ki.
- Ficaria em dívida para consigo.
Tono tabii ki, bir oyabun ve eski kafalı biriyse, ki Ken de kesinlikle öyle o zaman onur bir oyabun'un kılıçla öldürülebileceğini söyler.
Tono, claro, é oyabun, e se formos antiquados, coisa que o Ken é, a honra diz que um oyabun deve ser morto pela espada.
Arkadaşın Toby'e söyleyebilirsin ki yarım ayak bir adamı zayıflatmaz tabii eğer öyle olmak istemezse.
Bem, podes dizer ao teu amigo, Toby..... que um meio pé não faz de um homem menos a não ser que ele o queira ser.
Bu işler için çok yaşlıyım. Tabii ki, sen de öyle.
Estou velho, e tu também.
Tabii ki öyle düşünmüyoruz.
Não é nada disso.
Öyle ani hareketler yaparsan... tabii ki ısırır.
Se fizer movimentos bruscos é claro que ele vai morder.
- Tabii ki, hep öyle olmadı mı?
- Claro. Consegue sempre, não?
Tabii ki öyle.
Sair do comboio?
Tabii ki parasına konmak için. - Öyle olsun isterdin değil mi.
Quando estávamos prontos a acreditar.
Ben öyle bir şey söylemek istemedim Tabii ki istemedin sadece biraz şoktasın, Dinle beni
- Sabe que foi sem intenção. - Claro que foi sem intenção. Ouça, vá para casa.
Ama benim Jackie'm öyle yapmaz. - Tabii ki yapmaz.
Mas...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]