Taksi geldi Çeviri Portekizce
69 parallel translation
Taksi geldi.
É o táxi.
Taksi geldi.
O táxi chegou.
Taksi geldi.
Está ali um táxi.
Bagno Vignoni'ye gidecek Rus için taksi geldi.
Onde está o russo que deve ir para Bagno Vignoli? Chegou o táxi.
Taksi geldi.
Bem, o meu táxi está a espera.
Taksi geldi!
O táxi chegou.
Taksi geldi.
O táxi! Tenho de ir.
Baba, taksi geldi.
Pai, o táxi chegou.
Bir taksi geldi.
Avistamos um táxi.
- Taksi geldi.
- O táxi já chegou.
Taksi geldi.
Aí tens o teu taxi. - Eu não o matei.
- Baba taksi geldi.
- Pai, o táxi já chegou.
Taksi geldi. Tamam.
- O Jeff chegou.
Sandy, taksi geldi.
- Sandy, o táxi chegou.
Taksi geldi!
Taxi's aqui!
- Taksi geldi!
- O táxi já chegou!
Hanımefendi, taksi geldi.
O seu táxi já chegou.
Taksi geldi. Başladık. Başladık.
O táxi já chegou.
Taksi geldi.
O teu Taxi chegou.
Taksi geldi.
O táxi.
Dwight, araba kiralama ofisine gitmek için çağırdığın taksi geldi.
Dwight, está aqui o táxi para te levar ao escritório de aluguer de carros.
- Taksi geldi.
- O táxi chegou.
- Yakın zaman içinde karteri çatlamış bir taksi geldi mi?
Algum táxi que entrou recentemente com o filtro de óleo rachado? Ninguém pediu um reboque ontem à noite, nem hoje de manhã? Não?
- Ne? - Taksi geldi, çıkıyorum.
O meu carro chegou.
Barney, taksi geldi.
Barney? O táxi chegou.
- Hadi taksi geldi.
Depressa, estou a falar a sério, estão atrasados. Vão! Vamos.
Taksi geldi.
O meu táxi chegou.
Taksi geldi.
Chegou o táxi.
Tam olarak emin değilim efendim ama sanki iki adam bizi takip etmek için taksi tutmuş gibi geldi.
Não estou certo, senhor, mas tenho a ideia... que dois homens acabaram de entrar noutro táxi para o seguir.
Ama Kaptan Taksi ve sadık köpek dostu yola çıkmaya hazır. Artık onları uyarmamızın vakti geldi.
Mas o Capitão Táxi está pronto para agir e, como companheiro canino fiel, acho que está na altura de fazermos o nosso aviso.
- Bir taksi gördüm gibi geldi.
- Pareceu-me ver um táxi.
- Quick taksi ile geldi.
- O Quick chegou, num táxi.
Taksi mi geldi?
O táxi já veio?
Ve ben de saldırı ıslığımı çaldım ve... üç taksi daha çıka geldi.
E eu soprei no meu apito contra ataques e apareceram mais três táxis.
Sanırım taksi çağırma vakti geldi.
É altura de chamar um táxi.
Taksi durağından sonunda haber geldi.
A empresa de táxis ligou.
- Geldi. Hadi, taksi çağıralım.
- Elevador está aqui,
- Grace Adler için bir taksi geldi.
- Está aqui um táxi para Grace Adler.
Taksi geldi.
O táxi está aqui.
Selam. Taksi az önce geldi.
O táxi já chegou.
Bir telefon geldi. Bana 10 dakika boyunca arabayı bu yönde sürmemi söyledi. 17 numaralı Kongre Taksi 10 dakika önce Embasero Oteli'nden bir kadın aldı.
Ele recebeu uma chamada no telemóvel e então... disse-me para conduzir rua abaixo por uns 10 minutos.
Taksi geldi, geç kalacağız!
O táxi chegou, vamos atrasar-nos.
Çok ciddi fikirler geldi aklıma, ayrılmak bu işten caymak, otele geri dönmek, otelden ayrılmak havaalanına taksi tutmak ve buradan defolup gitmek gibi.
Pensei muito seriamente em ir embora. Esquecer a ideia, voltar para o hotel, pagar a conta, apanhar um táxi para o aeroporto e sair dali para fora.
Taksi geldi.
- O táxi chegou.
Sırtı otuz yıldır taksi sürmekten bu hâle geldi.
O problema das costas do teu pai é que andam há 30 anos num táxi.
Şef, taksi şoförü geldi ve yerlerine geçiyorlar.
Porquê? Chefe, o taxista já chegou e estão a preparar-se como combinado.
Taksi de geldi, yani...
E aquilo é um táxi, por isso...
Taksi geldi sanırım.
- Deve ser o táxi.
- Ama geldi. Kaliforniya Gold Taksi Hizmetiyle gurur duymuyorum çocuklar evlerini kaybediyorlardı.
Não tenho orgulho do Serviço de Táxi, mas os tipos estavam a perder as casas.
O zaman, o da biriyle geldi. Ya da bir taksi ile geldi.
Ou veio com alguém, ou de táxi.
Quinn, sana taksi çağırmanın vakti geldi.
Está bem, Quinn, acho que é altura de chamar um táxi para ti.
geldin 84
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldik 352
geldiğinde 28
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldik 352
geldiğinde 28
geldiniz 33
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70