English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ U ] / Umurumda bile değil

Umurumda bile değil Çeviri Portekizce

1,428 parallel translation
Şempanzenin cadde boyunca ne yaptığı umurumda bile değil.
Não quero saber como o macaco da frente está bem na vida.
İkincisi, umurumda bile değil...
Em segundo lugar, eu tou-me a cagar...
- Hayır, umurumda bile değil!
- Não, estou-me nas tintas para ela!
Çalınan kılıç umurumda bile değil.
A tua espada não me interessa.
Neye mal olacağı umurumda bile değil...
Faz o que for preciso, custe o que custar!
Biliyor musun, korkuların, çocukluğun umurumda bile değil.
a tua infância, ou tempestades que te assustam, ou sonhos.
Benim deli olmam umurunda mı, çünkü benim umurumda bile değil kaç yaran olduğu.
Importas-te que eu não preste? Eu não me importo. E não me importa quantas cicatrizes tens.
Ne olduğun umurumda bile değil.
Bem, não me importa o que vocês são.
Lenny umurumda bile değil.
Esqueça o Lenny!
Manchurian Global umurumda bile değil.
Estou-me completamente a borrifar para a Manchurian Global.
Mal bölüşümü umurumda bile değil.
Estou-me nas tintas para os despojos!
Umurumda bile değil.
Não quero saber.
Ne yaptığınız umurumda bile değil. Onu götürüyorum.
Não me interessa o que estão a fazer.
- Bitirip bitirmemen umurumda bile değil. Kalk hemen üzerimden.
Vai-te lixar, se não acabaste, sai de cima!
Kızımın mutlu olduğunu bildiğim sürece, benim durumum umurumda bile değil.
Não me importo comigo desde que ela esteja feliz.
Bırak sorsunlar. Artık umurumda bile değil.
Deixa-os perguntar Não me importo
Kuzeninin kim olduğu umurumda bile değil.
Não me importa quem seja seu primo.
Başkalarının düşündüğü umurumda bile değil.
Não me interessa o que os outros pensam.
Biliyor musun, umurumda bile değil.
Nem quero saber. Agora é todo teu.
Komuta bende ve ne düşündüğün umurumda bile değil.
Eu é que mando e não quero saber a tua opinião. Agora...
Umurumda bile değil.
Quero lá saber.
Hangi galakside olduğumuz umurumda bile değil. Bu doğal değil.
Não me interessa em que galáxia estamos, não é uma coisa natural.
Silahın kimde olduğu umurumda bile değil.
Não me interessa quem a tem agora.
Kaç yıldır bu işte olduğun umurumda bile değil.
Não me interessa quantos anos tem de serviço.
Umurumda bile değil.
Não me venhas com tretas.
- Bu şu an umurumda bile değil.
- Não estou a fazer distinções.
Nasıl yaparsınız umurumda bile değil sadece yapın.
Não me interessa como, mas façam-no.
Kim olduğu umurumda bile değil.
Não me interessa o que é.
Açıkçası canım, umurumda bile değil.
Sinceramente, querida, não ligo a mínima.
- Umurumda bile değil.
- Não me interessa.
Babanın ne düşündüğü umurumda bile değil, Malfoy.
Não me interessa o que o teu pai pensa, Malfoy.
İyi, umurumda bile değil.
Tudo bem, não quero saber.
Yüz avcı olması bile umurumda değil!
Não me interessa se há uma centena de caçadoras.
- Papa olsanız bile umurumda değil.
- Nem que seja o Papa.
Yaşlı yarasanın ne dediği umurumda değil, kendi garajından bile geri geri çıkabileceğini sanmıyorum.
Não me interessa o que a velha morcego diz, duvido que ela consiga recuar na sua própria rampa.
Tulin Kuması'nı keşfetsen bile umurumda değil.
Até podia ter descoberto o Santo Sudário de Turim.
Mandalina Çincesi konuşsalar bile. umurumda değil.
Não me interessa se falavam mandarim com um sotaque de merda.
Don Corleone bile olsan umurumda değil.
Nem que tu fosses Don Corleone em carne e osso.
California'nın her santimini aramak zorunda kalsak bile umurumda değil.
Não me interessa que tenhamos que passar a Califórnia a pente fino.
Ama kovulacak bile olsam, bu umurumda değil.
Mas eu não me importarei. Mesmo se for despedida.
Bin yıl bile, birbirimize dokunmasak umurumda değil.
Não quero saber se não nos tocamos por mil noites.
Hayatta bir daha görmesem bile umurumda değil.
Na verdade, não me importava se não voltasse a ver a Joanna.
"Sekiz Tane Yeter" dizisinin bütün oyuncuları çıksa bile umurumda değil.
Nem que saísse dali o elenco completo de Eight Is Enough.
Onu getirmek için uçak kiralamam gerekiyorsa bile umurumda değil.
Nem que tenha de alugar um avião para o trazer.
Yüzbaşımı aradım ve "Suç başını alıp gitmiş olsa bile umurumda değil bir kadınla tanıştım, bu inanılmaz kişilikle ve aramız çok iyi gidiyor."
Por acaso, liguei ao meu capitao e disse-lhe que nao me interessa que o crime lá esteja a crescer, pois conheci uma mulher. Uma pessoa maravilhosa e passa-se algo entre nós.
Dinleseler bile umurumda değil.
Para mim, tanto me faz.
Umurumda bile değil.
Que se lixe!
Ve uslu durduğu sürece bir sene sonra Büyük Baltimore Komitesi'ne girse bile umurumda değil.
Se está sossegado, não me interessa se voltamos daqui a um ano e descobrimos que ele faz parte de um Comité municipal.
Umurumda değil, dostum. O ibnenin ismini duyunca kilise günü olduğunu bile düşünmedim.
Ouvi aquele nome e nem me lembrei que era dia de igreja.
Umurumda bile değil.
Este bebé é meu!
- Papa bile olsa umurumda değil, telefonla konuşman için değil arabayı sürmen için sana ödeme yapıyorum...
- Até podia ser o Papa. Eu paguei-lhe para conduzir!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]