Gelıyor Çeviri Rusça
107 parallel translation
Kalbim deli gibi atıyor! Gel, şuraya otur.
Который час?
Gel hadi. Burası kız kaynıyor.
Тут полно девушек, чёрт побери!
Sadece yaşam fonksiyonları gel git yapıyor.
Разве что его жизненные силы убывают.
Yarın gel. Başım ağrıyor.
- У меня голова болит.
- Aşağı gel Giacinto, üç adam seni arıyor!
Джачи, выйди. Тебя хотят видеть трое мужчин.
Rakibin yumrukları üstüste suratında patlıyor. Haydi gel. Ne bekliyorsun?
Это самая сокрушительная серия, что мы видели.
Gel-git başlıyor. Gel ve gör.
Начинается прилив.
Gel bakalım! Edmund yarınki eğlenceleri hazırlıyor.
Мак Ангус, это человек, который организовал завтрашнее увеселение.
Durmadan bizi tahrik ediyor, aşağılıyor, alay ediyorsun. Djura da asabi bir tip. Gel, seninle bir kahve içelim.
Мы не виноваты вы все время нас дразните, оскорбляете а Джура очень нервный...
Bankadan çıkıyor dedim! Haydi buraya gel!
Она уезжает из банка!
Gel hadi, Freddie içki içmek için can atıyor.
Пойдём, девочка, Фредди хочет выпить.
– Gel canım, şarkımız çalıyor. Görüşürüz.
Пойдём же, дорогая, играют нашу любимую!
- Johnny gel, Gösteri başlıyor.
- Начинается.
Gel ve al, eğer hala yaşıyor olursan.
Приходи за ними, если будешь жив.
Çalışıyor! Gel buraya!
Чёрт!
Görünüşe bakılırsa, biri yumurta pişirmeye çalışıyor. İçeri gel.
Похоже на то, что кто-то не смог приготовить яичницу.
Gel, bu sandalyeler sırtımı acıtıyor.
Давайте сядем на диван. Мне больно сидеть на этом стуле.
"Bize iyi davranıyor. Hemen buraya gel."
"Но если можешь приезжай, пожалуйста, поскорее..."
Belki öyle, ama gece yarısı gel Elaine o sırada öpüşmek için cana yakın birisini arıyor olacak sanırım sen de ay ve New York şehri arasına sıkışmış olacaksın.
Что ж, может и так. Но наступит полночь когда она будет искать кого-то страстного и приятного для поцелуя думаю, ты застрянешь между луной и Нью-Йорком.
"Çabuk gel, ikincisi bana sorun çıkarıyor" diye.
Я ей скажу : "Приезжай быстро. Второй жена мне, блин, скандалы устраивает!".
Mahkumlar geli-yor, gel-iyor.
Зек-зек-зе-ззз.
- Kaşınıyor. - Gel buraya.
А, помаленьку.
Gel, Birleşmiş Milletler zirvesi yaklaşıyor.
Пpиxоди, caммит OOH приближaeтcя.
- Niles. Buraya gel. Ted, Komünizm ve cennetle ilgili çok komik bir şey anlatıyor.
Найлс, иди к нам и послушай - Тед рассказывает анекдот про коммунистов в раю.
Buraya gel, Katie. Les yanılıyor demiyorum ama tedavide izlememiz gereken yöntemler var.
Ну, мы все знаем, что некоторый прогресс есть, однако... это не обязательно означает, что Лейси не прав.
İyi. 12 : 30 gibi gel. Nerde oturduğumuzu hatırlıyor musun?
заезжай где-нибудь в 12 : 30 помнишь где мы живем?
- Joey, bebek ilk defa tekme atıyor. Lütfen gel de şunu hisset.
Ребенок пинается в первый раз.
- Gitmek istiyorsan seni kullanmıyor. Gel.
Главное, тебе было хорошо.
Ezra, bir dakika gelsene, seni çağırıyor. Hadi gel.
Эзра, дорогой, она зовет тебя, идем.
Gel buraya! Kendini şanslı saymıyor musun?
Ты не одна в округе такая.
Hayır, onu sevmiyorum. Batıyor. Gel buraya, çocuk.
- Нет, она очень гадкая и жжется.
Burasıyla Daphne'nin evi arasındaki gel-gitler çok zaman alıyor ve çok zahmetli.
Вся эта беготня отсюда к Дафне и обратно отнимает много времени.
Gel buraya. Herkes herşeyi bildiğini sanıyor.
Ай, спасайся, кто может!
Hadi, içeri gel! Biri girsin, öbürü çıksın senin için problem yaratmıyor gibi.
Одна возвращается, другая уходит, а тебя это даже не волнует?
- Kürsüde Rose yazıyor. Gel hadi.
На подиуме написано "Роза".
Her neyse başıboş ateş gibi yayılıyor. Gel, sana ihtiyacımız var.
Что бы это ни было, оно распространяется как пожар.
Çabuk gel, öğretmen kocanı cezalandırıyor!
Учитель наказывает твоего мужа.
Bu akşam gel. Karım kuzu rosto yapıyor.
Прошу вас, приходите сегодня вечером к нам.
Gel de gerçek işler nasıl yapılıyor gör?
Да, да. Рад видеть тебя снова за работой.
Sabri Hanım, gel çocuğunu al. Durmadan ağlıyor.
Сабри, идите успокойте свого ребёнка, он продолжает кричать.
- Gel, patron çağırıyor.
- Иди, хозяин зовёт.
Deniz çağırıyor. Maggie ile birlikte kaçacağız, parayı aldıktan sonra beni görmeye gel.
Ты тут все продавай, я с Маркетой договорился, если денег хватит, езжай за мной.
Benim pilot arkadaşlarımın önünde gayet etkileyicidir, gel gör ki, gece dişlerini gıcırdatıyor.
Это производит впечатление на моих коллег. И оказывается, что она выделывает все это своими зубами по ночам.
Yağmur yağıyor, ıslanacaksın. Hadi gel evine bırakayım. Hadi...
Дождь идет, вы мокнете, я просто отвезу вас домой.
Bart, kendine gel. İnsanlar bakıyor.
Барт, держи себя в руках, люди смотрят!
"Bana gel" diye fısıldıyor ve karanlığa düşmeni sağlayıp ruhunu emiyor.
Шепчет "приди ко мне" утаскивает жертву в темноту и высасывает душу.
Seni çağırıyor ve emrediyorum gel ve çemberin içinde belir.
Я заклинаю, взываю, и повелеваю тебе...
Seni çağırıyor ve emrediyorum gel ve çemberin içinde belir.
явись предо мною внутри круга!
Seni çağırıyor ve emrediyorum gel ve çemberin içinde belir.
Я заклинаю, взываю, и повелеваю тебе... явись предо мною внутри круга!
Gel Fifi, gel buraya. Magma serbest kalıyor...
Ко мне, Фифи. ко мне!
Ama Lexi seks olayına daha çok "gel de işini bitireyim" şeklinde bakıyor.
Я знаю, что у Лекси более легкое отношение к сексу.
geliyorum 2650
geliyor 1263
geliyorsun 30
geliyor musun 650
geliyor musunuz 91
geliyoruz 309
geliyormusun 18
geliyorlar 662
geliyor mu 41
geliyorum efendim 21
geliyor 1263
geliyorsun 30
geliyor musun 650
geliyor musunuz 91
geliyoruz 309
geliyormusun 18
geliyorlar 662
geliyor mu 41
geliyorum efendim 21