Sadece bu da değil Çeviri Rusça
268 parallel translation
Sadece bu da değil iyi bir iş çıkardın.
Больше того. ты прекрасно поработал.
Sadece bu da değil, düşündükçe daha kötüsü geliyor aklıma ve şimdi de bacaklarım titriyor!
тем страшнее мне становится а теперь еще и ноги почему-то дрожат!
Sadece bu da değil söylediklerine göre Vash Stampede'da hız kesmiyormuş.
Более того... будто командует "парадом" сам Ваш Паникер.
Sadece bu da değil!
Но это еще не всё!
Sadece bu da değil, seni gibi bir dolandırıcıya... aşık olabileceğimi düşünmen bile son derece aşağılayıcı.
Ты меня оскорбляешь даже тем, что ты вообще думаешь обо мне... Вытворяешь разные штучки...
Aynı zamanda bu, ama sadece bu da değil.
Ну, это тоже, но не только.
Sadece bu da değil. Asla inanmayacağı kısımsa şu :
И не только – а вот в это вы никогда не поверите, -
Sadece bu da değil, bu isimdeki bir asker son iki senede bir terfi almış.
Более того, женщина, носящая это имя, за последние два года получила повышение.
sadece bu da değil, bu gerçekten de eğlenceli oluyor.
Ну и бонус : церемония очень-очень смешная.
Dundies'de aynı trafik kazası gibi, isteseniz de başka bir yöne bakamazsınız. Sadece bu da değil, sırf patronunuz istiyor diye gözünün içine bakmak zorundasınız.
"Данди" вроде таких аварий, от которых хочешь отвернуться, но приходится смотреть, потому что начальник заставляет.
Sadece bu da değil diğer kaptanlardan ikisi de onunla konuşmayacakmış. Ben de aynı fikirdeyim.
И ещё... пара капитанов отказывается с ним базарить, и я с ними согласен.
- Evet, sadece bu sabah da değil.
- Разве? - Да, и не только сегодня.
Portreyi görenler aslına olan benzerliğinden adeta bir mucizeden bahseder gibi bahsediyor ve bu benzerliğin sadece sanatçının kudretinin değil, resmini yaptığı güzele karşı beslediği aşkın da bir kanıtı olduğunu konuşuyorlardı.
На самом деле, те, кто восхищался портретом, говорили о чудесном сходстве и приводили как свидетельство таланта художника то, что рисуя свою любовь, он так выразил её, что она вышла дьявольски прекрасна.
Bundan tam bir yıl önce, bu maskeler sayesinde ki artık sırrını biliyoruz, Fantomas, sadece burada görmüş olduğunuz gibi gazeteci Fandor kılığında değil benim kılığıma da girerek pek çok suç işlemişti.
Год назад, благодаря найденной маске, мы разгадали тайну Фантомаса. Он совершал преступления не только в образе журналиста Фандора, но и в моем облике.
Gecenin bu saatinde uzun ve karışık masallar anlatmanın sırası değil. Sadece evet ya da hayır anlamında başını salla.
Нет уж, на ночь глядя без длинных историй, кивните только головой - да или нет.
Bu şehirde sadece fahişeler değil, aynı zamanda devlet yetkilileri ve hukukçular da öldürülüyor.
В нашем городе убивают не только шлюх но общественный порядок и стабильность.
Hükümet, yanıma koca bir yığın ekipman vermişti. Bu yüzden, sadece kendimi değil, bütün bu ekipmanı da vahşi doğada 300 mil taşımak zorundaydım.
Масса оборудования, посланного департаментом с мной, вызвало задержку, ведь не только себя, но и все эти вещи мне надо было везти
Sadece bu kadar da değil.
- Да, но это не все.
Sadece bu kadar da değil...
Но не только это.
Aslında bu kıskandıklarımız ya da nefret ettiklerimiz, o insanların nitelikleri değil sadece, bize kendimizi hatırlatan gerçekler.
И это - не потому что мы завидуем или ненавидим качества в этих определенных людях, а скорее потому что мы ненавидим факт, что они напоминают нам о нас самих.
Eğer vazgeçerseniz bu sadece Gümüş Şehrin sonu değil Fantasia'nın da sonu.
Если Вы сдадитесь это будет конец не только Серебряного Города, но и всей Фантазии.
Sadece yolcular ve bu uçağın personeli değil, aynı zamanda, yerdeki insanlar da kaybolmuş görünüyorlar.
Большинство пассажиров и экипаж исчезли, пока мы спали. Похоже на то, что и прочие люди тоже исчезли...
Bu da sadece bir ev değil.
И это не просто дом. Это Лару.
Bu kadar popüler olmak sadece hakkım değil, aynı zamanda sorumluluğum da.
Быть такой популярной это не только мое право, но еще и ответственность.
Bu soruların amacı sizi utandırmak ya da aşağılamak değil, sadece teminat olarak gösterdiklerinizi yoklamak.
Цель этих вопросов - не унизить вас, а подтвердить активы, которые вы задекларировали.
O kadar da değil, Joey. Onlarla oyun oynuyorum sadece, hepsi bu.
и все.
Önümüzde, sizin de bu bölgenin baş kanun yürütücüsü olarak sadece belli taraflarını değil cinayet ve silahlı ayaklanmayı da içeren tüm taraflarını düşünmek zorunda olduğunuz bir dava var, Bay Metcalf.
Во время которого вам, как главному законнику территории придется поддерживать обвинения, включая убийство и вооруженный мятеж.
Üstelik bu sakatlık sadece kendisinin iddiası da değil.
Он не один в своих требованиях.
- Bu da harika, muhteşem. Sadece onlardan asıl istediğim şey para değil, anlasana.
Деньги ведь не самое главное, что мне от них было нужно.
Sadece bu kadar da değil. Bu yetmez ki. En iyisi onları bir daha görmemek olurdu.
Было бы намного проще никогда их больше не видеть
Sadece bu değil Colby General'da Dr. McClure diye birinin olmamasının yanı sıra
И нет не только доктора МакКлура в Колби Дженерал, нет и Колби Дженерал.
David bu işte bana güvendi çünkü ben sadece insan ilişkilerinde değil gizli operasyonlar konusunda da eğitimliyim.
Дэвид доверил это мне потому что... не только потому что у меня есть навыки, как надо действовать с людьми, ещё потому что у меня есть навыки работы под прикрытием.
Sadece benim yarattığım değil medyanın da yarattığı bu sıfata ulaşmam gerekiyor sanki.
И я должен жить с этим образом, который создал не только я, но ещё и медиа.
Bense farkında değildim. Sadece yapamayacağımı düşündüğümden değil, aynı zamanda dünyaya da bu şekilde bakmıyordum.
И знаешь, Джо, это не потому, что я не думал, что смогу.
Daniel, içeridesin biliyorum ve Laura da seninle içeride. ama önemli değil, bu tamamen senin kaçamağın. Ben sadece...
Даниэль, я знаю, что ты там, и я знаю, что Лора там с тобой, и это нормально, это полностью ваши дела, я просто знаешь, надо бы и о Рори подумать немного.
İkincide sadece bu kadarını yapabiliyorsanız, önemli değil, ama zamanla daha da kalkın.
IF YOU CAN ONLY DO THIS IN THE PULSE-UP... I DON'T CARE, BUT IN TIME GET IT UP.
Ya da, "Bu elmas değil, sadece bir kaya."
Или, "Это не алмаз, это только камень."
Bu aşkın sadece kör değil aptalca olduğunu da kanıtlıyor.
Что подтверждает, что любовь не только слепа, но ещё и глупа.
Sadece bu kadar değil, şiir kitaplarıda yazıyormuş.
Нет, поэт, который пишет книги.
Bu da yeterli değilse o zaman amaç adalet değil sadece intikam peşinde koşmaktır.
Мало этого - тогда уж злоба душит правду!
Bu, renkle ya da ırkla alakalı değil, sadece ön çizgide olmanın yarattığı vızıltı.
Это не вопрос цвета или расы, это просто адреналин от нахождения на передовой.
Sadece bu değil, o açık arttırma televizyonda da yayınlanıyordu.
Что?
- Aslında, en önemlisi özel hususlardır, değil mi? Sadece bir görücü randevusu bu, onu da mı yapıyorsunuz? Tabii ki.
Куросава-кун, держись!
Bu güzel bacaklarınız da yok demek değil. Sadece sohbet benimkisi Tanrım!
Не то, чтоб я не заметил ваши красивые ножки, просто я... поддерживаю разговор.
Bugünlerdeki yaşam tarzımız bu. Yani, bu sadece bizim yaşam tarzımız da değil. Bütün toplumun yaşam tarzı böyle, anlıyor musun?
Уже есть устоявшийся стиль жизни, в смысле, есть какие-то традиции, принятые обществом.
Sadece bu uzay istasyonu değil, insanların tutumlarında da sorun var.
Дело не только в космической станции, а во всём поведении, в самом мышлении людей.
Bu, bilirsin, sadece yönetim kurulumda değil, ama Tina da var,...
Тут ведь речь идет не только о моей работе, здесь замешана Тина...
Bu sadece vicdansızlık değil, aynı zamanda mantıksızlık da.
Это не только бессовестно, это непостижимо.
Bu yönetmelik Mary Ann tarafından uygulamaya koyulmuştu. Ona göre zaman çizelgelerine bağlı olarak yaşamak sadece mutlu bir evliliğin değil, aynı zamanda iyi bir ebeveyn olmanın da en önemli şartlarından biriydi.
... правило, которое установила и строго соблюдала Мери-Энн потому что верила, что строгое расписание является ключом не только к здоровому супружеству но и воспитанию детей.
Yahu bu vakıf işleri sadece kalbini değil kafayı da açtı.
Твоя работа для Ордена полезна не только твоему сердцу..... но и твоему разуму.
Sanki kimse yokmuş gibi didişiyorsunuz. Sadece bu akşam da değil.
Как только вы встречаетесь, все вокруг перестает для вас существовать.
sadece bu mu 17
sadece bu 76
sadece bu gecelik 25
sadece bu gece 23
sadece bu seferlik 35
sadece bu değil 33
bu da değil 27
da değilsin 20
da değiliz 32
da değil 106
sadece bu 76
sadece bu gecelik 25
sadece bu gece 23
sadece bu seferlik 35
sadece bu değil 33
bu da değil 27
da değilsin 20
da değiliz 32
da değil 106
sadece sen 117
sadece sen ve ben 157
sadece 2704
sadece sordum 78
sadece merak ettim 133
sadece benim 48
sadece bir adam 18
sadece sen varsın 16
sadece merak ediyorum 23
sadece senin 16
sadece sen ve ben 157
sadece 2704
sadece sordum 78
sadece merak ettim 133
sadece benim 48
sadece bir adam 18
sadece sen varsın 16
sadece merak ediyorum 23
sadece senin 16
sadece beni 16
sadece bir gece 27
sadece seni 36
sadece ben 126
sadece biraz 87
sadece ikimiz 113
sadece bekle 58
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane mi 18
sadece bir gece 27
sadece seni 36
sadece ben 126
sadece biraz 87
sadece ikimiz 113
sadece bekle 58
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane mi 18