English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / A minute later

A minute later translate Turkish

145 parallel translation
A minute later, the guard will appear round this corner,
Bir dakika sonra, bir koruma şu köşeden belirecek.
A minute later the flag comes up.
Bir dakika sonra da bayrak kalktı.
A minute later, she sneaked out with a saddlebag and rode after him.
Bir dakika sonra kız bir eğerle çıkıp peşinden gitti.
A minute later and we'd have missed it.
Bir dakika geç kalsaymışız treni kaçıracakmışız.
Five o'clock, if you insist. But not a minute later, understood?
Saat beşte barda olacağız ama sorularımıza cevap vereceksin tamam mı?
And not a minute later.
Ve kesinlikle ondan bir dakika bile geç olmayacak.
She would throw herself in the fire to save you and a minute later turn and have you sent to the scaffold.
Seni kurtarmak için kendini ateşe atar, bir dakika sonra döner ve seni darağacına gönderir.
And a minute later, you're lying ass up on the ground, without having the time to say, "ouch".
Ve bir dakika sonra, "aman" demeye fırsat bulamadan, kıçının üzerinde yerde yatıyorsun.
- Get there a minute later, but get there.
- Bir dakika geç gidin, ama gidin.
If you left a minute later, you might survive.
Eğer sen burdan bir dakika sonra çıksaydın, hayatta kalabilirdin.
Not a minute earlier, nor a minute later.
Ne bir dakika önce, ne de bir dakika sonra.
Then... suddenly he goes off again... just a minute later!
Sonra... Aniden boşaldı tekrar... sadece 1 dakika sonra!
And about a minute later- -
Yaklaşık bir dakika sonra- -
And then a minute later there was another bang but not so loud. "
"Ve bir dakika sonra, " diğer patlama oldu fakat çok sesli değildi. "
And not a minute later.
Bir dakika bile geç kalmasın.
Ms. Middleton knocked a minute later, said the man wouldn't give his name, but wanted to see mr.
Bayan Middleton, bir dakika sonra geldi. Adamın ismini vermediğini söyledi.
A minute later, she hurried out of here.
Birkaç dakika sonra, çıkıp gitti.
- And not a minute later.
- Dokuzu bir geçmeyecek!
A minute later, our cleaning lady saw him walk through the back door to his car.
Bir dakika sonra, arka kapıya, arabasına doğru yürürken, bizim temizlikçi bayan onu gördü.
Then I must have passed out because maybe a minute later I came back.
Bayılıp kalmış olmalıyım, çünkü bir dakika sonra kendime geldim.
- Not a minute later.
- Bir dakika bile gecikmesin.
A minute later, he's lying sprawled across the board.
Bir dakika sonra dama tahtasının üstünde yatıyordu.
About a minute later, he comes back, throws a wallet at me and says : " See?
Bir dakika kadar sonra, geri geliyor, bana bir cüzdan fırlatıyor ve " Gördün mü?
But not a minute later.
Ama bir dakika bile geçikmeyin.
A minute later, she turns up... look, you saw the pictures.
Bir dakika sonra- - Bakın, resimleri gördünüz.
Then about a minute later that Wade guy comes out.
Bir dakika sonrada Wade denen adam çıktı.
If I arrived a minute later, she might have been hit.
Eğer 1 dakika gecikseydim, belki araba çarpmış olacaktı.
Yeah, but I keep thinking if I had been a minute later, it would have been too late.
Ama düşünüp duruyorum. Bir dakika bile gecikseydim, çok geç olacaktı.
I will see you at quitting'time. - Not a minute later.
İş çıkışında görüşürüz.
He came down the passage a minute later, and I don't see how...
Bir dakika sonra koridora geldi. Nasıl oraya geldi anlamıyorum.
A minute later, I was pregnant. And six years later, it was our daughter's turn to go to Greek school.
Bir dakika sonra hamile kalmıştım ve 6 yıl sonra Rum okuluna gitme sırası bizim kızımıza gelmişti
We might have never met. If you came just a minute later..
Bir dakika daha geç gelseydin asla karşılaşmamış olabilirdik.
- If you showed up a minute later..
- Bir dakika sonra gelseydin...
5.00 on the dot, not a minute later.
Saat tam 5 : 00'da, bir dakika geçmeyecek.
- a minute later, a man steps up.
- bir dakika sonra adam geldi.
It indicates that it was turned off at 9 : 47 p. M... and turned back on a minute later.
Alarm'ın 21 : 47'de kapandığını bir dakika sonra da tekrar açıldığını gösteriyor.
A call comes in, then another call back a minute later, then again ten minutes later, consecutive days.
Birbirini izleyen günlerde. Düğün organizatörünün verdiği saatle uyuyor mu? - Evet.
But then a minute later, at 10 : 31, the front door opens again.
Ama daha sonra, 1 dakika sonra, saat 10 : 31 de, ön kapılar tekrar açılmış.
You hold her for a minute, and we'll bring her on later.
Sen onu biraz beklet, daha sonra sokacağız.
On the next picture, one minute later, that dot is moving from west to east fast enough to form a streak.
Sonraki resimde, bir dakika sonrasında nokta batıdan doğuya doğru hareket ediyor hızı bir çizgi oluşturuyor.
For a minute, I thought maybe now was that later you mentioned.
Bir anlığına sonra diye söylediğin o zamanın şimdi olduğunu düşündüm.
Feel it. - Can I see you later alone for a minute?
Daha sonra sizinle bir dakika görüşebilir miyiz?
- Wait a minute. - Later.
- Bekle bir dakika.
A minute or two later, she came out and said...
Bir iki dakika sonra hemşire dışarı çıktı ve...
About a minute or so later there came a dreadful cry.
Bir dakika ya da biraz sonra o korkunç haykırış geldi.
See you later. - You got a minute?
- Bir dakikan var mı?
I'll come in a minute later.
Hayır.
Then, a half-minute later, you get another call from the low-rises... to a pager we know is Stringer Bell's.
Ondan sonra, 1 dakika içinde aşağı mahalleden bir arama daha yapıldı. Arama Stringer Bell'in çağrı cihazına yapıldı.
A few hours later, it showed up back here. Wait a minute.
Birkaç saat sonra da birden bire buraya geri döndü.
One minute I'm sitting with Kyle on the beach, the next it's three years later and I'm standing next to a mountain with a couple thousand strangers around me.
Bir dakika önce, Kyle ile kumsalda oturuyordum. Bir dakika sonra, aradan 3 yıl geçmiş bir şekilde binlerce yabancı ile bir dağda dikiliyordum.
- I'll catch you later. Wait a minute, man.
- Sonra görüşürüz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]