Ac translate Turkish
390,459 parallel translation
What you call suffering will end more quickly.
Acı çekmek dediğiniz şey böylece daha çabuk sona erecektir.
- Ow! - That hurt?
Acıttı mı?
You might need those before you get in too far with Vernon.
Vernon ile aran fazla açılmadan önce bunlara ihtiyacın olabilir.
You want to be on top of everything, and I understand that, but it's honestly not possible and you will make yourself ill.
Her şeyin başı olmak istiyorsun, seni anlıyorum. Ama dost acı söyler, bu mümkün değil. Kendini hasta yapacaksın.
Now, the law's constantly changing and nothing's black and white, but we all thought seven months was a good cut-off.
Kurallar sıkça değişiyor ve hiçbir şey siyah ve beyazdan ibaret değil. Hepimizin düşüncesi 7. ayın senin açından en iyisi olduğu.
Don't you love it when clients explain your own vision back to you?
Alıcılar kendi görüşlerini sana açıklasa hoşuna gitmez mi?
The reason that you're suffering so much right now is that you've never separated yourself from your child.
Şu an çok fazla acı çekmenin nedeni çocuğundan asla ayrılmamış olman.
Do you think it's more painful for you to go back there than it is for me?
Oraya gitmek bana verdiğinden daha fazla acı mı verecek sana?
I don't see how it can be this harsh.
Olayın bu kadar acımasızca sonuçlanmasını anlayamıyorum.
From the actors'point of view, they enjoy the way that they are revealed and concealed at the beginning and the end of each of their monologues.
Aktörün görüş açısından bakınca monologların başında ve sonunda, ortaya çıkma ve gizlenme şekilleri çok hoşlarına gidiyordu.
"Mmm, Mama's hungry."
"Annecik acıkmış."
- I called for clear skies tonight.
Bu akşam hava açık olacak demiştim.
Hey! That hurts!
Acıtıyorsun!
If it's not the cat, I'm gonna be really upset about how you're teasing this out.
Kediye değilse, bunu açıklama şekline çok kızacağım.
Mean!
Acımasızsın!
How else do you explain this run of bad luck?
Bu kadar kötü şansı başka nasıl açıklarsın?
Songbird, turn up the music!
Songbird, müziği aç!
Avengers, get clear!
Yenilmezler, açıklığa gidin!
I can only hold the portal open for a short time.
Geçidi sadece kısa bir zaman için açık tutabilirim.
I'm falling out with my sister, I'm falling out with everyone at work...
Kız kardeşimle bozuşuyorum. İşteki herkesle aram açılıyor.
When they open the door, we want them to feel the way you do when you enter the favourite room in your home.
Kapı açıldığı zaman, evdeki en sevdiğimiz odaya giriyoruz ve istedikleri gibi onları hissediyoruz.
Cut-off for?
Hangi açıdan?
The more you talk to someone who's disturbed, the more they reveal themselves.
Eğer rahatsız olduğun biriyle daha fazla muhabbet edersen kendileri muhakkak açık verir.
Well, I should hope so, I never thought you'd meet mine before I met yours.
- Kızınla tanışmadan önce benimkiyle tanışmanı açıkçası pek beklemiyordum.
We now have to figure out how to play social services.
Şimdi de Sosyal Hizmetler'e bu durumu açıklamak zorundayız.
I've had it up to here with people telling me the reality of being a mother.
Anne olmanın hakikatini bana açıklayan insanlarla beraber yaşıyordum.
Something's off, don't tell me you can't feel it.
Bazı şeyler açıklanmadı. Bunu anlamadığını söyleme.
We now have to figure out how to play Social Services.
Şimdi de Sosyal Hizmetler'e bu durumu açıklamak zorundayız.
I never thought you'd meet mine before I met yours.
Kızınla tanışmadan önce benimkiyle tanışmanı açıkçası pek beklemiyordum.
Well, do you want to explain to me what you'd do?
Ne demeye çalıştığımı açıkça anlatmamı mı istiyorsun?
I explained that to Kieran.
Bunu Kieran'a da açıklamıştım.
_
Brathness Kütüphanesi'nin açılışına davetlisiniz. İskoçya'nın Yeni Şiir, Edebiyat Ve Tiyatro Evi.
Often it's perceived as being a man's name, so I do get reviews in Germany, which say, "Herr Devlin's incredibly masculine work would have benefited from reading the feminine aspects of the text."
Sıklıkla erkek ismi olduğu düşünülüyor. Bazen Almanya'dan gelen eleştirilerde "Bay Devlin'in inanılmaz maskulen eseri feminen bakış açısından da faydalanabilirdi." diyor.
So you need to turn up with everything.
Yani her açıdan bakmalısınız.
[Es] And it can open.
Açılabilir tabii.
I immediately wanted to make a cube that would revolve, that would have different apertures on different sides, projecting images of some of the shows I've made over 20 years.
Her tarafında açıklıklar olan ve 20 yıl içerisinde yaptığım şovların bir kısmını yansıtan ve kendi etrafında dönebilen bir küp yapmak istemiştim.
The intensity of that cobalt and ultramarine and cyan, all those different blues that are going on together in that, is something that I would've seen in paint and then I would've come here and realized what happens when you pour light through it
Kobalt, cam göbeği ve açık mavinin yoğunluğu... Mavinin tüm bu farklı tonları bu resimde bir araya geliyor. Bunu Chagall'ın tablosunda görebilir ve buraya geldiğimde resme ışık altında bakınca ne olduğunu fark ederdim.
It's how I feel at the beginning of a show, before the lights come up on a piece of scenery.
Ben de gösterilerimin başında sahnede ışıklar açılmadan önce böyle hissediyorum.
So cut to cameras on phones... Suddenly that event is being recorded from every angle and therefore my work is suddenly being seen from every angle and being understood in a different way.
Kameralı telefonların kullanımıyla gösteri birden, tüm açılardan kaydedilmeye başlandı.
So it's a big shift.
Bu şekilde benim yaptığım iş de her açıdan görünüyordu ve farklı bir şekilde anlaşılıyordu. Bu büyük bir değişimdi.
It's interesting, isn't it, because the word "show" suggests that you're revealing something.
İlginç, değil mi? Çünkü "gösteri" kelimesi bir şeyi açığa çıkarmanız anlamına geliyor.
What happens throughout the piece is it turns and you see it from every angle.
Yaptığımız şey, kalenin eser boyunca dönmesi ve onu her açıdan görebilmeniz.
Reflecting the light and projections in different ways, with different people inside them, saying different words with different sound effects.
Işığı ve projektörleri farklı açılardan yansıttığımızda, sahnede farklı insanlar varken, farklı ses efektleriyle farklı şeyler söylediklerinde.
- Unh-unh. - You know what? This might go better for everyone if you throw a towel on.
Üzerine bir havlu alırsan hepimiz açısından daha iyi olur.
I have to say, Claire, this one might be on you.
Senin yüzünden olmuş açıkçası Claire.
Think of all the sun roofs left open.
Açık bırakılan onca açılır tavanı düşünsene.
It's clear you're having doubts.
Şüphelerin olduğu açık.
- Look, my window's open!
Bakın, pencerem açık!
The invitation clearly said "gangster attire optional."
Davetiyede açıkça "gangster kostümü isteğe bağlı" yazıyordu.
Yes. All right, we need to get some pillows up underneath her hips to get her birthing canal properly angled.
Kalçalarının altına yastık koyalım ki doğum kanalı düzgün bir açıda olsun.
For pure drama, you can't beat that thing when an entire family's nervous anticipation turns into an explosion of utter joy.
Drama açısından, tüm ailenin gergin bekleyişinin büyük bir neşe patlamasına dönüşmesinden daha iyisi olamaz.
actually 30667
access 59
account 32
access denied 81
action 789
actual 25
active 50
activity 27
actor 69
accident 207
access 59
account 32
access denied 81
action 789
actual 25
active 50
activity 27
actor 69
accident 207
acid 62
accidentally 108
accounting 35
accessory to murder 17
accepted 87
accounts 22
ackerman 23
accountant 34
acts 16
actress 66
accidentally 108
accounting 35
accessory to murder 17
accepted 87
accounts 22
ackerman 23
accountant 34
acts 16
actress 66