Ale translate Turkish
1,274 parallel translation
Would you like some ginger ale, honey?
Zencefilli bira ister misin, tatlım?
Ginger ale is pop, Ma.
- Evet. Zencefilli bira da asitli, anne.
Ginger ale is pop.
O da öyle.
I meant, could I have a ginger ale?
Yani zencefilli bira var mı?
Oh, sure, we got a ginger ale.
Oh, elbette var.
I think it would be a nice gesture if I bought the men a few tankards of ale.
Sanırım adamlara büyük maşrapalarla bira ısmarlamak mükemmel bir jest olacak.
Take a ginger ale.
Zencefilli bira alırım.
Do I look like a man who'd have a ginger ale?
Zencefilli bira bulunduracak birine benziyor muyum?
Got ginger ale in the fridge.
Dolapta zencefilli biram var.
- Three Sam Adams and a ginger ale.
- Üç Sam Adams, bir de zencefilli gazoz.
"Intruder ale" rt.
İzinsiz giriş alarmı.
Well, they may know about domestic and imported ale
Belki görüntüden anlayabilirlerdi
Millwood Pale Ale?
Millwood birası var mı?
This is my ale of sorrow. child God is wih you.
beni kandırdı ve öptü tanrı onun cezasını verecektir.
Tastes just like ginger ale and fruit.
Aynı zencefilli gazoz ve meyve suyu gibi.
Not the ale, but the...
Normal bira değil...
But I have a right to a ginger ale.
Fakat bir zencefilli gazoz hakkım var.
That ginger ale at the coffee shop is just Cok e and Sprite mixed together.
Sanırım kahve dükkanındaki gazoz, Cola ve Sprite karışımı.
I could replicate another Trakian ale for you.
Senin için, bir tane Trakien birası sentezleyebilirim.
I drink to your safe return in English ale!
Sağ salim İngiltere'den dönüşüne içiyorum!
C'est bien que je vous ale rencontree... parce que je n'ai pas eu la chance de pratiquer.
Sizinle karşılaşana kadar.. Pratik yapma imkanı bulamamıştım.
At first, it felt like ginger ale in my skull.
Güzel bir... bilmiyorum, her ne haltsa.
Hey, Stifler, how's the pale ale?
Selam Stifler. Tadı nasıldı?
Actually, make it a ginger ale.
Aslında zencefilli bira istiyorum
It's old ale, as old as Osborne.
Eski birinci kalite bira, Osborne'un yaşında.
We brewed it the autumn he were born and called it "Young Squire's Ale."
Onun doğduğu gün hazırlamıştık ve adını da "Genç Bey'in Birası" koymuştuk.
The trick is laying off the ale before you start quoting Angela's Ashes and weeping like a baby.
"Angela'nın Külleri" nden alıntı yapmaya başlamadan ve bebek gibi ağlamadan önce oyunu bira durduruyor.
- A cold ale.
- Bir kutu soğuk bira.
Want to drown our sorrows in ginger ale?
Acılarımızı zencefilli gazozlara gömmek ister misin?
- Rain check on that ginger ale?
- Zencefili başka gün yapar mıyız?
Okay, I'm gonna go get a ginger ale.
Gidip zencefilli gazoz alacağım.
Can I get you some ginger ale or... ( cracking )
Zencefilli bira getirebilirim ya da...
No, just a glass of ginger ale.
- Bir fincan zencefilli gazoz da olur. - Tamam.
You know, it might be good to... For you to have some ginger ale on hand for company, you know?
Belki misafirlerin için hazırda zencefilli gazoz bulundursan iyi olur.
At first it felt like ginger ale in my skull.
Önce beynim bulanmaya başladı.
You're lucky I gave my supervisor two bottles of Kesatian ale to get this assignment.
Şanslısınız, çünkü bu göreve atanmak için amirime iki şişe Kesat birası hediye etmek zorunda kaldım.
Hang on. She'll have a ginger ale.
Karen'a gazoz koy.
The same goes for these particle accelerators, the trilithium ore samples, the keg of Hazari ale.
Aynı şey, bir varil Hazari birasının içinde ki parçacık hızlandırıcısı için de geçerli.
Alas, I have but recently imbibed a goblet of ale.
Fakat ben daha yeni bir kadeh bira içtim.
"I love you, Ale."
"Seni seviyorum, Ale."
I was having a light ale and minding my own fucking business. You know me.
Light bira içiyordum ve kendi kahrolası işimle meşguldüm.
I was in the Prussia minding my own business, having a light ale.
Ben Prusya'daydım, kendi işimle uğraşıyordum, light bira içiyordum.
- I can take my ale.
- Biramı alabilirim.
If I'd known, I'd have took it the ale house and put it over your head.
Bilseydim, birahaneye getirir başından aşağı dökerdim.
I've seen him buy the gaffer ale... and pick stumps up out the gutter.
Adama bira aldığını gördüm... ve lağımdan kütük topladığını.
Some ginger ale.
Biraz zencefil suyu.
Well, Lois, why don't you put down your ginger ale and Redbook and get to work?
Peki, Lois, neden zencefilli biranı ve kırmızı kitabı bırakıp işine dönmüyorsun?
How about another ale, eh?
Bir İrlanda birasına ne dersin, ha?
I got some ginger ale.
Zencefilli biramız var.
Good ale.
İyi bira.
Goes great with ginger ale.
Elimizde çok iyi bir şey var. Zencefilli gazoz ile çok iyi gider.
alex 6381
alexei 87
alexander 594
alexis 218
alert 189
alexandra 120
alexandre 99
alexandria 35
alexa 110
alec 915
alexei 87
alexander 594
alexis 218
alert 189
alexandra 120
alexandre 99
alexandria 35
alexa 110
alec 915
alexi 45
alexandros 16
alessandra 44
alejandro 128
alexander the great 16
alex parrish 24
alexander vasilievich 16
alex reid 22
alex kaplan 17
alecto 19
alexandros 16
alessandra 44
alejandro 128
alexander the great 16
alex parrish 24
alexander vasilievich 16
alex reid 22
alex kaplan 17
alecto 19