English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And now he's dead

And now he's dead translate Turkish

394 parallel translation
Yeah, and now he's come to a dead stop.
- Evet. Ve sonunda da ölümüne durdu.
He didn't pay much when he was alive And now that he's dead?
Peki şimdi ölüyken ne olacak?
He's been dead 20 minutes, and weeping and wailing won't make him any deader 20 years from now.
Öleli 20 dakika oldu ve ağlamak, sızlamak 20 yıl sonra bile onu şu andakinden daha ölü yapmaz.
I mean, Captain Vickery's account and now he's dead.
Demek istediğim, Yüzbaşı Vickery'ın tabiriyle ve şimdi o öldü.
I was in love with him, and I knew it for the first time that night but now he's dead, and I'm not sorry. He wasn't worth it.
Ona aşık olduğumu o gece anlamıştım ama şimdi ölü ve ben üzgün değilim.
And now he benefits us when he's dead.
Ama şimdi ölüyken bize yararı dokunuyor.
An arm off and out in that cold, he's dead now.
Bu soğukta kolu kopuk halde şimdiye çoktan ölmüştür.
Now he's dead and I'm getting my $ 1800.
Artık ölü olduğuna göre, 1800 dolarımı almam gerek.
And now he's dead.
Sıkı çalışırdı. Ama öldü.
And now he's dead.
Şimdi o öldü.
Anybody now caught spreading such stories the Son of God, the Messiah and such, is to be judged an enemy of the State and stoned until he's dead.
Tanrının oğlu ve Mesih hikayeleri yayanlar... devlet düşmanı olarak suçlanıyor... ve ölene kadar taşlanıyorlar.
I was never afraid of pinto when he was alive, and i sure ain't afraid of him now that he's dead.
Pinto hayattayken bile ondan korkmadım. Ölüsünden kesinlikle korkmam.
But he's dead now, and you are alive.
Artık o ölü sen hayattasın.
Now he says Big Jim is dead, he's the new boss and everybody has to pay him a 50 percent service charge that's for protection.
Koca Jim öldüğüne göre yeni patron oymuş ve herkes ona yüzde 50 hizmet bedeli ödemeliymiş güya koruma içinmiş.
And now he's dead.
Ve o da öldü işte!
But now he's happier. He's dead. And we'll miss him.
Şimdi öldüğü için daha da mutlu.
And now he's dead.
Ve artık bir ölü.
Well, now he's dead, Tom, and nothing can bring him back.
Ama artık öldü, Tom. Ve hiç bir şey onu geri getiremez.
I think he was once somebody's baby boy... and he had a mother and a father who loved him... and now there he is... half dead on a park bench... and where are his mother or his father... all his uncles now?
O bir zamanlar birisinin bebeğiydi... ve onu seven bir anne babası vardı... ve şimdi tam orada... parkta bir bankta yarı ölü halde... ve annesi, babası nerede... bütün amcaları?
I think he was once somebody's baby boy... and he had a mother and a father... who loved him... and now there he is... half dead on a park bench... and where are his mother or his father... all his uncles now?
Hep düşünürüm ki o da bir zamalar birisinin bebeğiydi. ve onun seven bir annesi... bir babası vardı... ve şimdi burada... yarı ölü halde bankın üzerinde... annesi ve babası nerede... ve bütün amcaları nerede şimdi?
He was once somebody's baby boy... and he had a mother and father who loved him... and now, there he is... half dead on a park bench.
Birzamanlar birinin bebeğiydi... ve onu seven bir annesi ve babası vardı... ve şimdi, işte burda... parkta bir bankta yarı ölü halde yatıyor.
He did something stupid and now he's dead.
Aptalca bir şey yaptı ve artık yaşamıyor.
And now, Montaigne is either hurt or he's dead.
Montaigne yaralı ya da ölü. Birilerinin öleceğini biliyordum.
He has been killed, and - and now he's dead :
Öldürüldü, ve şu an yaşamıyor.
Describe us, and be sure, and do it now or he's a dead man.
Emin olması için bizi tarif edin. Ama çabuk olun, yoksa ölecek.
I'm sorry... all he wanted was for you to be happy in this car... and now he's dead.
Özür dilerim... Bütün istediği arabayı beğenmenizdi, ama o artık yok.
Who, on top of that, is a kind of butcher... who's committing a kind of familial murder... because when he comes out of that room, he psychically kills us... by taking us into a dream world... where we become confused and frightened...'cause the moment before, we saw somebody who already looked dead... and now here comes a specialist who tells us they're in wonderful shape.
Bunun yanı sıra, bütün bir aileyi katleden bir cani de çünkü o odadan çıktığı zaman bizi, kafamızın karıştığı ve korktuğumuz bu rüyalar âlemine çekerek ruhen bizi öldürdü çünkü ondan biraz önce, ölmek üzere olan birisini görmüştük ve şimdi karşımızda, aslında mükemmel durumda olduğunu söyleyen bir uzman vardı.
And now he's dead.
Ve şimdi öldü.
To add to the confusion of today's events, former candidate Montgomery Brewster who withdrew from the campaign only yesterday, and apparently now dead broke, checked out of his luxury hotel a few hours ago wearing the same baseball jersey and cap he had on 30 days ago.
Eski aday Montgomery Brewster,... dün kampanyadan çekilen, ve aniden parasız kalan,..... iki saat önce otelden ayrıldı,..... 30 gün önce sahip olduğu beyzbol tişört ve şapkasıyla Nerede şimdi?
Whoever's chasing after your father has caught up with him and now he's dead.
Her kim babanın peşindeyse, onu çoktan yakalayıp işini bitirmiştir.
Evil when he was alive and evil now that he's dead
Yaşarken kötü olan ve öldükten sonra da kötü kalan birinin.
That salesman had his hands all over me and he's dead now.
O pazarlamacı elini her yerime sürdü ve şimdi de öldü.
And now he's dead
Ama şimdi ölmüş
And now he's dead.
Artık o bir ölü.
He's dead now, and he's left me in charge.
O öldü, ve yerine beni bıraktı.
And now he's dead.
Şimdi de öldü.
- And now he's dead.
Ve şimdi öldü.
Now it's 10 : 00 at night, and he drops dead from a lethal dose of quick-acting poison.
Şu anda saat gecenin 10 : 00'u, ve ani etkili öldürücü bir doz zehirden adam düşüp ölür.
He's always by himself, withdrawn... and now his Silvana's dead...
Hep tek başına, içine kapanmış.. Şimdi de Silvana'sı öldü...
Even now, dead as a doornail, he's leading you and Holling into trouble.
Şimdi, bir ceset kadar ölü.Sen ve Holling, Başınızı derde sokmayı severdiniz.
The only one who can get in is Bernie Lomax and he's dead now.
Alabilecek olan tek kişi Bernie Lomax, o da şu an ölü.
- Yeah, he was. And now he's dead. We take whatever work we can get around the station.
Yarın düzenlenecek olan ve Narn mültecilerini tartışacağımız toplantıdan haberdar olduğunuzdan emin olmak istedim.
And now he's dead.
- Öyleydi. Artık öldü.
You told him to say the name... and now he's dead.
Onu çağırmasını söyledin - ve şimdi o öldü.
I was just talking to him, and now he's dead!
Onunla konuşuyordum, ve şimdi öldü!
His records will sell out now he's dead, and you'll make out.
Plakları daha çok satar ve sen de kazanırsın.
- And now he's dead.
- Ve şimdi de ölü.
He knew that Kent was going to drink it, and now he's dead.
Sonra da mutfakta bırakmış. Kent'in gelip içeceğini biliyordu ve Kent şimdi ölü.
Osvaldo, my husband, keeps saying, "That poor devil Norton" - my other husband - "was too penniless to get himself buried, and now he's dead."
Osvaldo, kocam, öteki kocama, "Şu zavallı şeytan Norton'un kendini gömdürmek için beş parası bile yoktu ve şimdi ölü" deyip duruyor.
Well, now they're looking for a speech... and it's in his head, and he's dead.
Ama adamlar konuşma bekliyor, her şey onun kafasındaydı ve öldü.
And now he's dead, and you're gonna have to face it.
Ve şimdi o öldü, ve bununla yüzleşmen gerekecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]