And now i'm here translate Turkish
2,091 parallel translation
Whatever the hell you dragged me down here for, I wanna tell you right now that I paid my tab with Johnny Law a couple of lifetimes ago, - and he's got nothing on me since. - Oh, this guy is gold.
Beni buraya ne diye getirdiniz bilmiyorum ama, söylemek isterim ki, ben yaptıklarımı ödedim çok uzun zaman önce, ve o zamandan beri de sizinle dalaşmadım,
Now he's gone and I'm in here, going it alone.
Evet. O gitti, ben kaldım.
I joined up because I'm new here and you said it would make me popular... and now you're telling me it's gonna get me killed.
Ben burada yeniyim diye katıldım. Sen bana bunun beni popüler yapacağını söylemiştin şimdi ise öldürebileceğini söylüyorsun.
Now, I'm gonna run through a number here, and after a bit, I want you to join in, got it?
Şimdi, bir şarkı söylemeye başlayacağım ve bir süre sonra senin de katılmanı istiyorum, anladın mı?
Now, if you think I'm gonna sit around here and do nothing, just wait for my girlfriend to come back like Clark's doing, you don't know me very well at all.
Eğer yerimde oturup Clark gibi kız arkadaşımın dönmesini bekleyeceğimi sanıyorsan beni yeterince tanımamışsın derim.
- Then I got out of the crazy and I came back here, and he's 15, and, uh, now I'm just a stranger to him, - You... you were in New York?
- New York'ta mıydın?
As long as I'm being raw and vulnerable here, I might as well tell you that I'm feeling very much in love with you right now.
Burada böyle zayıf ve savunmasız olduğum müddetçe şunu da söyleyebilirim ki kendimi şu an sana sırılsıklam aşık hissediyorum.
Look, nothing ever happened between us, And now that I'm crashing here, nothing ever can.
Bak, aramızda bir şey olmadı ve şimdi buraya geliyorum, bundan sonra da olamaz.
And now that I'm crashing here, nothing ever can.
Ve şimdi buradan ayrılıyorum, hiçbir şey olmadan.
What matters... what matters is that I'm in trouble, and I think that my time is running out here, and right now you are the only person that I'm willing to trust.
Asıl mesele başımın dertte olması. Zamanım git gide tükeniyor. Şu an güvenebileceğim tek insan sensin.
Ben the soldier is here with us, folks, and I want to talk to him... because, Ben, it's my understanding... that there is a war going on right now.
Asker Ben bizimle birlikte, millet. Onunla konuşmak istiyorum çünkü Ben, anladığım kadarıyla şu sıralar bir savaş var.
Now I'm not saying that what you did wasn't heroic, but you can't come back here and judge us... no, no, no, no.
Yaptığın şeyin harika olmadığını söyleyemem, ama eve gelip böyle herkesi yargılayamazsın... Hayır, hayır.
But Ari's not here right now and I'm not sure how soon he'll be back, so...
Ama Ari şu an burada değil ve ne zaman döneceğini bilmiyorum.
And now, you know, I just don't want him here. That's all. Hey.
Bunu senin için aldım.
And now I'm here.
Şimdi de buradayım.
I've been looking forward to this day all my life and now that it's here I wish you would all just get out and stop spoiling it.
Kendi yaşam alanıma ihtiyacım var. Bugünü tüm yaşamım boyunca bekledim. Ve şimdi hepinizin burayı terk etmesini ve her şeyi mahvetmemesini diliyorum.
I'm talking about here and now.
Ben tarih hakkında değil, Tam olarak şimdi için konuşuyorum.
I know we've had our differences, but I want you to know that I'm here for you, now and in November.
Aramızda farklılıklar olduğunu biliyorum, ama yanında olduğumu bilmeni isterim hem şimdi hem de kasım ayında.
And once in a while, I see her getting grabbed by the here and now and the where we are... And the look on her face!
Bir ara onu kendi ile konuşurken yakaladım yüzüne baktım!
- I got on a plane, and I flew here, and now I'm standing here in your house.
- Bir uçağa atlayıp, buraya geldim, şimdi burada, evinde dikiliyorum.
I'm standing here just outside the home of prominent local attorney Roy Kessler, who's joined me now, and has a rather shocking announcement to make.
- Tamam. Seçkin yerel avukat Roy Kessler'in evinin hemen dışında bulunuyorum. Kendisi şu an yanımda ve oldukça şok edici bir haberi var.
Now, let's step back from that a little bit and say, well, you know, the universe is 13.7 billion years old, and here I am 50 years from basically being able to manufacture God.
Şimdi biraz geri çekilip, şöyle diyelim bildiğiniz gibi, evren 13.7 milyar yaşında ve ben 50 yaşındayım temelde Tanrı'yı üretmek mümkün.
Now, that's not the answer I'm looking for here, so let me give you a hand. You are gonna tell me exactly where Charlie Wright is, and you simply need the resources to pick him up.
İstediğim cevap bu değil, sana şöyle yardımcı olayım bana Charlie Wright'ın yerini tam olarak söyleyeceksin.
There are people depending on me right now and I'm late because I'm here.
Şu anda bile bana tabi insanlar var ve ben geç kaldım çünkü buradayım.
Saint Jean's, Devotion Prep, Rikers, and now I'm here.
St. Jean, bizim kilise, Rikers ve şimdi de buradayım.
Now here's mine... I take the blight now. Mr. Vorhees kills all of you and feeds your bodies to the very expensive incinerators we have in the sub-level.
Benim teklifim de şu, şimdi hastalığı alayım Bay Vorhees hepinizi öldürsün ve cesetlerinizi en alt kattaki çok pahalı fırınlara atsın.
I could practically smell the ocean from the balcony of my Malibu condo, and now I'm stuck here...
Ben pratik olarak okyanus kokusu olabilir Balkondan benim Malibu kınamak ve, ve şimdi burada sıkışıp kaldım...
And I know I've been going a little overboard lately, but it's just really important for Ellie, you know, to know that everyone who is here is really here for her now.
Son zamanlarda ölçüyü kaçırdığımın farkındayım ama yanındaki herkesin gerçekten yanında olduğunu hissetmesi Ellie için çok önemli.
And now I'm here to give it back.
Şimdi de geri vermeye geldim.
I'm not here right now, so please leave a message and I'll call you back.
Şu an burada değilim Lütfen mesaj bırakın sizi sonra arayacağım.
And I'm here now because we interviewed 30 people, and you're the one... who didn't scare me, basically.
Buraya geldim çünkü 30 kişiyle mülakat yaptık ve siz içlerinden beni korkutmayan tek kişisiniz.
I thought I would never be able to drive here, and look at me now.
Alışırsın. Ben de burada hiç araba kullanamayacağımı sanmıştım ama bir de şimdi bak.
Now, your father and I have discussed this matter, And here is our bottom line- -
Şimdi, babanla ben bu konuyu tartıştık ve işte son kararımız.
I've been here four days now, and we're only just going to the wonder.
4 gündür buradayım ama dünya harikasını görmeye daha yeni gidiyoruz.
I'm very glad to be here, and hope we can end this matter now.
Burada olmaktan çok mutluyum,.. ... umarım bu konuyu artık kapatabiliriz.
So, since you are such a loving mood. I've been here for a week now, and now that I'm all settled in it would really help me out if we got an Internet hookup.
Madem ki bu kadar havandasın bir haftadır buradayım ve hatta artık yerleştim eve internet bağlatmamız gerçekten çok hayrıma olacak.
'Cause I did it just'cause I thought, " Well, I'm here now, and Ricky and Steve don't want me to do it.
Yaptım, çünkü nasılsa geldim artık, Ricky ve Steve de sıkılacağımı biliyorlardı.
I've been here now a couple of days, and I've already seen that they're not really bothered about health and safety.
Tam emin değilim. Birkaç gündür buradayım ve daha şimdiden sağlık veya güvenlikle alakalı herhangi bir şeyden rahatsız olduklarını görmedim.
I wrapped up treatment, accepted a higher power and now I'm here to knock out that ninth step and make amends.
İyileşip tedaviden çıktım ve şimdi de 9. adımı gerçekleştirmek için buradayım, telâfi etmek.
Now, you don't get down here faster than a fucking jackrabbit, I'm calling in another cop, and then there's no telling how this is gonna spin out.
Bir kır tavşanından daha hızlı gelmezsen başka bir polisi ararım ve ondan sonra bu iş nerelere kadar uzar bilemem.
I'm standing here now because my DI stayed with me, and saved my life.
Burada duruyorum çünkü Joe, Ripper'ı yakalamak yerine benimle kalıp hayatımı kurtardı.
Jacqueline, I'm telling you, I've seen him twice in different parts of the city and now he's here.
Jacqueline, sana söylüyorum onu iki kere gördüm, Şehrin farklı yerlerinde ve şimdi burada.
Well, rusty, I'm here now, and I know what to do to make it up to you.
Peki, rusty, şimdi buradayım, ve sana bunu telafi etmek için ne yapacağımı biliyorum.
Now I can fit you in this afternoon at 2 : 00 P.M. and have you walking out of here by the end of the week.
Öğlen 2'de sizi hazır ederiz ve hafta sonu taburcu olabilirsiniz.
And here I thought you were on a roll this Spring, but look at you now.
Bu bahar şansın döner sanmıştım ama şu haline bak.
Anyway, I'm here now, Milady, and I have brought to you half an orange.
Her neyse şimdi buradayım leydim ve sana yarım portakal getirdim.
Now all I have to do, is put my foot down here, grab this rock, and hoist myself up.
Tek yapmam gereken şey ayağımı şuraya koymak bu taşı tutmak ve kendimi yukarı doğru çekmem.
I was there and now I'm here.
Demin oradaydım, şimdiyse buradayım.
And now here I am, at the source and I feel more disconnected than ever.
Şimdiyse buradayım, kaynağındayım ve her zamankinden daha kopuk hissediyorum kendimi.
All right, arms up, arms up. There we go. And now I'll get you to sit down over here.
Kollarını kaldır otur bakalım sıra pantolonda ve iyi gidiyoruz...
"Now you know why I had you stop here " and why I've excused myself from the table.
Şimdi seni neden burada durdurduğumu ve neden masadan kalktığımı öğreneceksin.
and now 4728
and now it's your turn 20
and now you know 21
and now look at you 30
and now i know 37
and now it's over 33
and now we're here 21
and now you're here 41
and now you're back 23
and now he's dead 107
and now it's your turn 20
and now you know 21
and now look at you 30
and now i know 37
and now it's over 33
and now we're here 21
and now you're here 41
and now you're back 23
and now he's dead 107