And now it's translate Turkish
12,865 parallel translation
Now, it's time to give it up for your 1991 prom king and queen, Ted-O and Nikki!
Şimdi de alkışlarınızla, 91'in balo kralı ve kraliçesi geliyor Ted-O ve Nikki!
Look, we're in a Rubik's Cube of shit right now, and it's up to me to make all the right moves.
Şu an tam bir keşmekeşin ortasındayız doğru hamleleri yapmak da bana düşüyor.
Now, we're gonna work this out right now, - and it's going to go our way.
Bu meseleyi derhâl çözeceğiz ve bizim istediğimiz gibi olacak.
He's having a lot of emotional problems right now and, uh, you know, it's hard being a woman alone with no one to turn to for help.
Şu anda yoğun bir duygu seli yaşıyor ve zor bir durum hani. Yardım edecek kimsesi olmayan bekar bir kadın olmak.
And listen, it's very dangerous for Armenians right now.
Bak, Ermeniler için durum kötüleşiyor.
♪ But now it's soot And steel and brick ♪
# Fakat şimdi duman Çelik ve tuğladan ibaret #
And the sad thing is, it's so competitive now.
Üzücü olan ise iş rekabete blndi.
They got this hot sauce, they only have in every now and again, it's fucking great.
Bir acı sosları var, anlatmam imkânsız ya, çok güzel.
The guy she remarried... he's got control of the money now, and I can't be sure what he's gonna do with it.
Tüm paranın kontrolünü evlendiği adam devraldı ve parayla ne yapacağından emin değilim.
And it's that look that you're giving me right now... which is the reason why
Tamam. Sebebi de tam şu an verdiğin bu tepki.
Something happened in that hotel room and it's still fucking happening right now.
O otel odasında bir şey oldu ve halen hâlâ oluyor.
Now, it's the Mexicans moving powder up I-90 and delivering'it to our neighborhoods, like the fuckin'UPS guy!
Şimdi Meksikalılar kokainleri eyaletlerarası otoyoldan geçirip mahallelerimizde satıyorlar, kargo şoförleriyniş gibi!
It's chops and spuds for breakfast every day now, old man.
Artık her gün kahvaltıda pirzola ve patates yenecek ihtiyar.
Now, she's gotten resistance, time and again... from the Veterans Affairs administration, from her colleagues in Congress... -... from those who don't want to see government funds going to Planned Parenthood. - Can you turn it up a bit?
Gazi İşleri yönetimine, kongredeki meslektaşlarına ve hükümet bütçesinin Aile Planlama'ya ayrıldığını görmek...
Now, since it's Mother's Day and I am a mother, I'd like to introduce a very special guest, my daughter, Kristin.
Bugün Anneler Günü, ben de anne olduğum için sizinle çok özel bir konuğumu tanıştırmak istiyorum, kızım Kristin.
I know the man you become and it's all I can do to keep from ending you right here, right now, but if I do, hat means my sister's never born, so you get a pass.
Nasıl bir adam olacağını da biliyorum. Ve senin işini burada, hemen bitirebilirim ama öyle bir şey yaparsam kardeşim doğmayacaktır. Bu yüzden kurtuluyorsun.
Because it's never been done, everything we do between now and then is gonna matter.
Hiç yapılmadığı için... o güne kadar yapacağımız her şey önem arz ediyor.
But now, because of this Geronimo bullshit, I need to prove to my bosses that my bloc is still under control, and if I don't, it's gonna mean more misery for all of us.
Ama şimdi Geronimo saçmalığından ötürü patronlarıma blokumun hâlâ kontrol altında olduğunu kanıtlamam gerek.
Our world now, it's all secrets and lies.
Şimdiki dünyamız sırlar ve yalanlarla dolu.
It won't be long now before we have a verdict, and I've been hearing the same thing from citizens young and old, black and white :
Kararın açıklanmasına fazla zaman kalmadı. Ve genci yaşlısı, siyahı beyazı tüm vatandaşlardan aynı şeyi duyuyorum.
It's just me and Rance now.
Sadece Rance'le ben kaldık.
Now, let it be known that in my time I have cultivated medicinal herb gardens, myriad vegetable patches and, in fact, once even an entire orchard of monkey puzzle, and not one of them has been as recondite as your spiderwort variation.
Şu bilinsin ki zamanında tıbbi bitki bahçeleri, sayısız sebze tarlaları, hatta, bir keresinde komple bir şili akoryası bahçesi düzenledim, ancak hiç biri senin telgraf çiçeğin gibi karmaşık değildi.
You clawed my dad half to death, okay, and now it's poisoning him.
Babamı neredeyse öldürüyordun, şimdi de bir şey onu zehirliyor.
And now it's not.
Şu an değil.
And what's it reading now?
Peki şimdi kaç yazıyor?
I want back what's mine, and now I have the power to take it.
Benim olanı istiyorum ve şimdi bunu almaya gücüm var.
It's just so weird, I mean, I barely know the guy's first name and now he's married to Ali?
Bu çok garip. Yani, ben daha çocuğun adını bile bilmezken şimdi Ali'yle mi evli?
Reiter might have bought your B.S. before, but now, with these maps, and ol'Miss Ukraine over here still being alive, it's game over.
Reiter yalanlarına kanmış olabilir ama bu haritalar ve Ukrayna güzelinin hayatta olmasıyla birlikte yolun sonu geldi senin için.
Only two good things came out of that marriage- - my daughter and my B.S. detector, which is flawless, and right now, yeah, it's--it's red-lining.
O evlilikten sadece iyi iki şey çıktı. Kızım, ve yalancı tespit etme yeteneğim o da tam anlamıyla kusursuz ve şimdi... -... hayvan gibi ötüyor.
I wish it was that simple, but now that we've played that card, they've undoubtedly adapted to it, but we just beat a group of robot bees using a superhero doohickey, and if that's not high-five-worthy,
Keşke o kadar basit olsaydı, ama artık o hamleyi yaptığımız için kesin adapte olmuşlardır. Ama bir grup robot arıları süper kahraman aleti kullanarak alt ettik bunun uğruna bir beşlik çakılmazsa neye çakılır bilmem.
Oh. Ah. The bee came alive, and, well, things got a little out of hand, but don't worry- - it's dead now.
Arı hayata döndü ve işler çığırından çıktı biraz.
It's too strong. You always find a way, and you have to find a way now.
- Her zaman bir yolunu bulursun ve şimdi de bulmak zorundasın.
I know, and it's horrible, but right now, Johnny, you are not acting like the man I married.
Biliyorum, çok kötü bir durum. Fakat şu an evlendiğim adam gibi davranmıyorsun Johnny.
By now, everyone knows that Laurel was killed in the Iron Heights prison riot, and while it's true that she was an assistant district attorney, that's not what she was doing there that night.
Artık herkes Laurel'ın Iron Heights hapishanesindeki ayaklanmada öldürüldüğünü biliyor. Yardımcı Bölge Savcısı olduğu doğru olsa da o gece orada bölge savcılığı yapmıyordu.
And if he could give me hope then, why can't he give it to others now?
O sırada bana umut verdiyse neden diğerlerine şimdi veremesin?
They stole a cyber weapon called Rubicon and now are using it to commandeer the world's nukes, so we have less than 24 hours to stop it, or the world is going to experience the sequel to "Wargames."
Rubicon adında siber bir silah çaldılar ve tüm dünyanın nükleer silahlarını kontrol etmek için onu kullanıyorlar. Durdurmak için 24 saatten az süremiz var yoksa dünya Wargames'in devam filmine bizzat şahit olacak.
It's just that when I was young, I had so many things I wanted to do with my life, but now, I'm 46, and all I've ever done is take care of Joe.
Gençken hayatımda yapmak istediğim bir sürü şey vardı ama artık 46 yaşındayım ve hayatım boyunca tüm yaptığım Joe'nun bakımıyla ilgilenmekti.
It's neck and neck now.
Şimdi boyun ve boyun.
Now it's silence and peace.
Artık huzur ve barış var.
And now everything's back the way it was, craptacular plumbing and all.
Berbat tesisatında dahil, herşey yerli yerinde.
And now you think the fact that she's a Witness has something to do with it.
Şimdi ise, şahit olmasının bununla bir ilgisi var diye düşünüyorsun.
Now, you don't have to say anything, however, it may harm your defence if you fail to mention something under questioning that you later go on to rely on in court and, of course, anything you do say may be taken down in evidence.
Herhangi bir şey söylemek ile yükümlü değilsiniz ancak sorgulama sırasında daha sonra mahkemede kullanacağınız bir şeyden bahsetmezseniz savunmanız zarar görebilir. Ve tabii ki söylediğiniz herhangi bir şey delil olarak kaydedilebilir.
Because it's all about timing, and the timing is not right for us right now.
Çünkü en önemli şey zamanlama ve ikimiz için de doğru zaman şimdi değil.
And I think it's out of our hands now.
Gerisi ona kaldı artık.
But you have to do it now before your brother shows up and takes your checkbook away.
Fakat bunu hemen yapmalısın. Kardeşin gelip çek defterini elinden almadan.
It's like you're being unleashed on the world, and... you can go anywhere and do anything now.
Sanki zincirlerini kırdın da dünyada istediğin yere gidip istediğini yapabiliyorsun.
Like, what they're living in now and what they're gonna live in, like, it's-
Şu an yaşadıkları durum olsun, ileride yaşayacakları durum olsun sanki...
Holy Father, it's my duty to inform you that the press and the TV news, after attacking us over your inaugural speech, have now begun a new phase in which they ask us to clarify the meaning of your statements.
Görevim gereği söylemeliyim ki basın ve televizyon,.. Açılış konuşmanızla ilgili bize saldırdıktan sonra... şimdi de yeni bir dalga halinde bizden... konuşmanızın anlamına dair açıklama talep ediyorlar.
And now it's time for me to bid you all farewell.
Sizlere veda etme zamanım geldi.
He said it and now he's done it.
Dedi ve yaptı.
There's still another path that'll allow you to find the people and things you are looking for, even if you can't see it now... because all you can see before you now are your own doubts and the darkness.
Aradığın insanları ve şeyleri bulmanı sağlayacak bir yol daha var. Şu anda göremesen bile. Şu an tüm görebildiğin şüphelerin ve karanlık.
and now it's your turn 20
and now it's over 33
and now it's too late 24
and now it's gone 56
and now it's yours 19
and now 4728
and now you know 21
and now look at you 30
and now i know 37
and now we're here 21
and now it's over 33
and now it's too late 24
and now it's gone 56
and now it's yours 19
and now 4728
and now you know 21
and now look at you 30
and now i know 37
and now we're here 21