And now she's gone translate Turkish
226 parallel translation
! ? I was talking to her and now she's gone!
Onunla konuşuyordum ama şimdi gitti!
All we know is she was on this train and now she's... gone.
Tüm bildiğimiz bu trendeydi ama şimdi... yok.
My only sister, and now she's gone from the house of Danaher.
Tek kız kardeşim ve şimdi Danaher evinden ayrılıyor.
And now she's gone.
Gitti işte.
Ms. Blanche, I'll tell you right now, if that sister of yours has gone and given you sleeping pills to keep you quiet while she's out doin I don't know what I'm sure as hell gonna call the police on her.
Size hemen söyleyeyimki Bayan Blanche, eğer şu kardeşiniz... sizi susturmak için uyku hapları vererek dışarı çıktıysa... Kendisi dışarıda kimbilir ne yaparken... Yemin ederim polis çağıracak ve yaptıklarını anlatacağım.
Course I managed before... I managed before I met her and I'll manage now she's gone.
Gilda'yla tanışmadan... yaşayıp gidiyordum, yine yaşayıp giderim tabii.
And now she's gone.
Ve o şimdi gitti.
You loved her and you wanted her and you were willing to murder for her And now she's gone, and all that planning, all that sweat, and you wind up with nothing
Onu sevdin ve onun uğruna cinayet işledin, şimdi ise o yok, bütün o planlamalar, bütün o tatlı... ve elinde kalan bir şey yok.
And now she's gone.
Ve şimdi de gitti.
I managed to fool one girl into loving me and now she's gone.
Bir kızı beni sevmeye ikna ettim o da gitti.
And now she's gone.
Ve şimdi gitti.
She's gone, that contract about the installments now he's hanging in the tree and they'll throw him to the dogs.
Taksitlerle ilgili olan kontrat... şimdi ağaçta sallanıyor... ve onu köpeklere atacaklar.
I loved her, in spite of it all. And now she's gone. I can't take it in.
Herşeye rağmen onu severdim, ama artık yok.
And now she's gone.
Şimdiyse, uzaklara gitti.
She says she's 80 now, and her memory isn't too good, and the Jews have been gone for 40 years.
Şu an seksen yaşında olduğunu ve hafızasının pek iyi olmadığını,... Yahudiler'in de kırk yıl önce gittiklerini söylüyor Hanımefendi.
The only fuckin'thing I ever loved in my life, and now she's gone on account of this stool pigeon. Yeah, you love her, huh?
Hayatta sevdiğim tek şeydi, ve şimdi o yok bu pislik sağolsun.
And now she's gone.
Ama o şimdi yok.
And now, she's gone.
Ama o göçüp gitti.
And now she's gone.
Ama o gitti işte.
ay, Jesus of the miracles she's gone and left me now, I'm going back to my mother, gitana wherever she wants to take me you only want my money, gitana ay, you only want my money, gitana
ah, mucizelerin Yüce İsa'sı o beni terketti ve gitti şimdi, ben anneme dönüyorum, çingene nerde olursa olsun beni geri isteyene sen sadece benim paramı istiyorsun, çingene ah, sen sadece benim paramı istiyorsun, çingene
- He took her, and now she's gone!
- Onu aldı ve kayboldu!
She's gone now, and believe me, I don't miss her.
Ama artık yok. İnan bana onu hiç özlemiyorum.
And now she's gone.
Ama artık o yok.
[Sloshing, Snapping] Oh. I gave a rib to Eve, and now she's gone forever.
Havva'ya kaburga verdim, ama sonsuza kadar gitti artık.
I was really looking forward to my daughter spending the week with her mother, and now that she's gone, I don't know what to do with myself.
Annesinin yanına gitmesini dört gözle bekliyordum. Ama o gidince kendi başıma ne yapacağımı şaşırdım.
And now, she feels like she's not even entitled to cling to it after he's gone.
Ve şimdi, o gittikten sonra bu aşka tutunmaya bile hakkı yokmuş gibi hissediyor.
And now she's gone forever.
Ve şimdi o sonsuza dek gitti.
And now she's gone.
Ve şimdi o gitti.
She was getting out of control with it before Tara left, and now that she's gone...
Tara gitmeden önce yoldan çıkıyordu, şimdi o da gidince...
- And now she's gone.
- Şimdi o yok.
- And now she's gone. - Yes, she is.
- Evet, yok.
Mommy doesn't feel good, but now she's gone to get fixed and she's gonna be alright.
Annen iyi hissetmiyor, ama gidip kendini düzelttirecek ve iyi olacak.
It's just... my wife and I are trying to have a baby now... and if she ever found out I'd been having an affair... she'd be gone in a heartbeat.
Sadece karım ve ben bir bebek sahibi olmak üzereyiz ve eğer bir ilişkim olduğunu öğrenirse beni anında terk ederdi.
But she's innocent... and now your dad has gone off to... help her.
Ama o masum... ve şimdi de babanız, ona yardım etmeye gitti.
Only now she's gone, and he's still here- - or pieces of him- - and we still need to identify both.
Ancak kız şimdi yok ama ona ait bir parça hala orada bir yerde. Ve bizim hala ikisini de teşhis etmemiz gerekiyor. Lütfen bana bunu yapabileceğini söyle.
He's been gone three of the last four weeks, and now he's finally home, and she's there commanding all of his attention, all of his time.
Son 4 haftanın 3 haftasında yoktu. Nihayet eve geldi derken, bu kadın sürekli onun ilgisini üzerine çekmek istiyor.
And now for your Ultra-Bowl halftime entertainment her last two albums have gone triple platinum and she's here tonight to sing her smash hit "Gimme, Gimme All Your Love" from her newest album, Underbelly. ANNOUNCER :
Şimdi Ultrabowl eğlencesi başlıyor!
Julia and I haven't really been connecting lately... and now that she's gone back to school, I'm afraid we'll become even more distant.
Julia'yla uzun zamandır kopuğuz... ve şimdi okula geri döndü, korkarım daha da uzaklaşacağız.
She's gone five days and now you scar yourself for life.
Gideli daha 5 gün oldu ve sen hayatın boyunca taşıyacağın bir iz yarattın.
Now she's gone... and I never got a chance to express myself. Out of this book...
Bu kitap dışında kendimi anlatacak bir alanım da olmadı.
So she's now gone to the other extreme, and behaving like a spoiled child to her granddaughter has become a hobby for her.
Bu yüzden, torununa şımarık bir çocuk gibi davranmak onun için bir hobi hâline geldi.
And now, she's nervous and her voice has gone.
Ama şimdi sinirleri bozuk bu yüzden sesi kısıldı.
You wanted her gone and now she's gone.
Gitmesini istedin ve gitti.
She was in her house and now it's gone...
Eskiden evindeydi ve şimdi orada değiller.
Elliot was the best thing that ever happened to me, and now she's gone.
Hayır, JD, çünkü Elliot başıma gelen en iyi şeydi, ama bitti.
What if she's just gone forever, like she didn't even exist, and now you have a child who will never know his mother?
Ya hiç var olmamış gibi yok olup gittiyse? Çocuğunuz annesini hiç tanımayacak.
Now she's gone, I'm still broke... and I'm probably never gonna see her again.
Artık gitti ve ben yine beş parasızım ve muhtemelen, onu bir daha göremeyeceğim.
.. and now she's gone.
- Şimdi o da gitti.
His only daughter, and now she's gone, and he didn't even get to see her.
Onun tek kızıydı, ve şimdi o gitti, Ve o kızını görmek için fırsatı bile olmadı.
As a matter of fact, I drove her away... and now she's gone.
Hatta onu kendimden uzaklaştırdım. Artık gitti.
We pretty much grew up together and... now she's just gone.
beraberce büyüdük ve... şimdi o gitti.
and now 4728
and now you know 21
and now it's your turn 20
and now look at you 30
and now i know 37
and now it's over 33
and now we're here 21
and now you're back 23
and now he's dead 107
and now you're here 41
and now you know 21
and now it's your turn 20
and now look at you 30
and now i know 37
and now it's over 33
and now we're here 21
and now you're back 23
and now he's dead 107
and now you're here 41