And so are we translate Turkish
2,470 parallel translation
They're as good as dead, and so are we if we don't have a firearm.
Eğer silah kullanmazsak onlar da biz de ölmüş olucaz.
These birds are done talking, Connie, and so are we.
Bu papağanlar konuşmaktan sıkıldı Connie.
- And so are we good?
- Yani iyi miyiz?
I knew that Juliette harboured true feelings, so I had her watched, and here we are.
Juliette'in gerçek duygular beslediğini biliyordum. Seni izlemesini istedim ve işte buradayız.
Yeah, and in the meantime, you and I are going to see if we can track it down, so please, tell me it emits some sort of super energy lightning wave that we can track.
- Evet. Bizde bu arada bu şeyi takip edip edemediğimize bakalım, lütfen bana o şeyin bir tür takip edilebilir süper enerji ışık dalgası yaydığını söyle.
All right, well, we all struck out, okay, but we are on our way to pick up Dave and his girl, so let's just rejoice in his love.
Pekala, hepimiz batırdık, ama şu an Dave'yle hatununa gidiyoruz. Onun aşkıyla keyiflenelim.
The high and mighty... appear so only because we are on our knees.
Yüksekte ve kibirli görünmelerinin sebebi bizim diz çöküyor olmamızdır.
So I'm at this- - I'm at this hostel in Phuket, and there's this, um, exquisite French woman, and I know we're supposed to hate the French, but- - are we still supposed to hate the French?
Phuket'de bir oteldeydim ve orada güzel bir Fransız bayan vardı. Fransızlardan nefret etmeli miyiz bilmiyorum ama ediyor muyuz?
So right now we're gonna go back in there and give that nice man a cup of tea and tell him we are doing everything in our power to find his daughter. And don't ever promise an outcome we can't deliver.
Yani şu an içeriye gidip o iyi adama çay ikram edeceğiz ve kızını bulmak için tüm gücümüzü kullandığımızı söyleyeceğiz.
Are we so well-manned that we can afford to discard able young bodies and skilled laborers?
Genç bedenleri ve yetenekli işçileri ıskartaya çıkarmayı sorun etmeyecek kadar çok adamımız mı var?
And so I-you know, we're friends, and so I went and visited her and - and we're having tea, and, like, her kids are running around, and I said to her - I was like,
Sonuçta arkadaşız, o yüzden onu ziyaret ettim ve çay içtik ve çocukları etrafta koşturuyordu ve ona sordum :
Pan-ho and his men are eying you and the boss, so we're on full alert.
Pan Ho ve adamları patronla seni takip ediyorlarmış. Bu yüzden tetikte bekliyoruz.
Powerless hotel owners like Mr. Hur and I are just pawns, so what are we to do?
Bay Heo ve benim gibi güçsüz otel sahipleri sadece birer piyon. Durum buyken elimizden ne gelir?
Oh, it's just'cause I've, you know, analyzed you using my very powerful regression model and there's an 87 % likelihood that we are gonna sleep together, so...
Güçlü ilişki kuramımı kullanarak seni analiz ettim. Yüzde 87 ihtimalle yatacağız...
- Listen, there are 6-year-olds on the 3rd floor battling leukemia, and if they can still smile, so can we.
- dinle, üçüncü katta altı yaşında lösemiyle savaşanlar var, ve hala gülüyorlarsa, bizde gülebiliriz.
We are now a nation where many cultures live side by side, so this is more and more important to remember.
Şuan pek çok kültürün yan yana yaşadığı bir toplumuz yani bunu hatırlamanın önemi her geçen gün artıyor.
We are looking for these idiots for 10 years and suddenly his courier system to crack so easily?
10 yıldır bu herifleri izliyoruz ve ulak sistemleri içeri sızabilmemiz için birden kolaylaştı.
So, while Phil and Morgan are busy beating their heads against the wall at RHD, we'll be stealing their car to bust a carjacking operation.
Yani, Phil ve Morgan kafalarını RHD engeliyle yormakla meşgulken biz de onların arabasını çalarak, araba hırsızlığı operasyonunu sona erdireceğiz.
So, look, Jules and I are having a hard time deciding which house to keep, so we need your help.
Bakın Jules ve ben hangi evde kalacağımız konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Bu yüzden yardımınıza ihtiyacımız var.
I would never hurt such a brave and powerful man like yourself. Not when there are so many other things we could do.
Senin kadar cesur ve güçlü birine asla zarar vermem özellikle de beraber yapacağımız o kadar şey varken.
We look like Far side drawings. So we go where women are sad, desperate, and weak...
Karikatürlere benziyoruz, bu yüzden biz de kadınların üzgün, çaresiz ve zayıf oldukları yerler gideriz...
It seemed so early for a mid-life crisis, and yet here we are.
- Ortayaş krizi için erken gibiydi ama
So, we're going to be turning off the air, but ethnic people are permitted to open and eat their home-cooked food.
O yüzden havalandırmayı kapıyoruz, Ama yöresel tipler ev yemeklerini açıp yiyebilirler.
So sorry for your situation and so sorry to be clobbering you with this now, but we are a private hospital and blah-blah.
Çok geçmiş olsun gerçekten ve şu an sizi rahatsız edeceğim için de özür dilerim ama burası özel bir hastane falan filan işte.
We are looking at at least 18 hours, so come and go if you need to, hydrate, eat, but be here at least 30 minutes before your procedures.
En az on sekiz saat sürecek. O yüzden gerekirse arada bir dışarı çıkın bir şey için, yemek yiyin fakat ameliyatınızdan en az otuz dakika önce burada olun.
So, uh, we realized a couple things up there, and I think apologies are in order.
Birkaç şeyin farkına vardık ve özür dilenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Rachel and I are have been friends, best friends since we were 12. So...
Rachel ve ben 12 yaşımızdan beri birbirimizin en iyi arkadaşıyız.
Right, so we dispersed her with a fire iron, she pops up here on the landing where she died, and here we are, lights out.
Evet, sonra biz de onu şömine maşasıyla ayrıştırdık. sonra da öldüğü yerde beliriverdi, ve işte buradayız.
We know we made mistakes last time we were here, and we are so deeply sorry.
En son buraya geldiğimizde yaptığımız hataları biliyoruz. Bunun için derin bir üzüntü duyuyoruz.
Now that she and George are getting so close, she will have the opportunity to do it, which is why we have to bring down Zoe Hart once and for all.
Artık George ile yakınlaştıklarından, yapmak için fırsatı olacak. Bu yüzden, Zoe Hart'ı tümüyle yok etmeliyiz.
And that is such a coincidence, because... so are we.
Tesadüfe bak sen çünkü... Biz de balayındayız.
We're actually on our way over to Kyle's because our costumes are so multifaceted and cool we have to put them on together.
Aslında Kyle'lara gidiyoruz Çünkü kostümlerimiz grup işi ve karizmatik. Birlikte giymeliyiz.
Most of the victims are from out of town and new to the area, so we should look at anyone trusted to offer advice to visiting professionals.
Kurbanların çoğu şehir dışından ve bölgeye yabancı, o yüzden profesyonel yardım tavsiyesi alıp buraya gelenlere bakmalıyız.
Marie, tonight you and I are gonna go all in! We're gonna get so wasted!
Marie, bu gece seninle ben her şeyi masaya yatıracağız!
So we got your M.R.I. back, and I'm afraid the results are not what we'd hoped for.
MRI'nı aldık. ve korkarım ki sonuçlar umduğumuz gibi değil.
We was talking, and I said that you were probably gay cos all the good ones are, and then he wanted to know, so I said, ask what your favourite TV programmes are.
Biraz aramızda konuşuyorduk senin muhtemelen gey olduğunu söyledim iyi erkeklerin hepsi öyle oluyor dedim, o da benim yerime sormak istedi ben de git sevdiği dizileri sor o zaman dedim.
So I pretty much ruined everything and now here we are.
Yani her şeyi ben mahvettim ve bu nedenle buradayız.
Um, actually, it's best to grind the flaxseed and then throw it in, but we don't seem to have a spice mill, so what are you gonna do?
Aslında en iyisi keten tohumunu katmadan önce öğütmektir ama baharat değirmenimiz yok... elden ne gelir?
So are we supposed to just fatten them up and neverbeat them?
Ne yapalım, dövmeyelim besleyelim mi bunları?
Beethoven is not the cheap celebrator - of the brotherhood of humanity and so on, - we are one big happy family enjoying freedom, - dignity, and so on.
Müsaadenizle hanımlar. Beethoven insanlığın kardeşliğinin şakşakçısı falan değildi. Biz özgürlüğün, saygınlığın keyfini süren, kocaman mutlu bir aileyiz vesaire vesaire.
there are so many women who have come to me, unable to conceive, and... yet we still find a way to make them mothers.
Onlara da bir şekilde anneliği yaşattık.
But we also know that, for example, the Temple of the Sun, the Temple of the Moon, i.e. two pyramids, and the Temple of Quetzalcoatl are in the same layout as Orion's Belt, which the three pyramids of the Giza Plateau have been laid out into, as well. So when we look at these buildings, we find they are mapped according to the same principle, and incorporating the same information.
Ama ayrıca biliyoruz ki örneğin Güneş Tapınağı Ay Tapınağı yani iki piramit ve Quetzalcoatl Tapınağı aynı Gize Platosunda düzenlenmiş üç piramit gibi Orion kuşağıyla aynı düzlemdeler yani bu yapılara baktığımızda onların aynı ilke ve aynı bilgilerin işbirliğiyle haritalandığını buluyoruz.
That creep is a psychopath, and he's guilty, and we are gonna make him say so.
O alçak psikopatın teki ve suçlu bizim de onu konuşturmamız gerekiyor.
So once the vertebrectomies are complete, we take the tumor down off the dura, - Do a myelotomy... - And again hit the Adamkiewicz.
Vertebrektomi bittiğinde ise tümörü duradan ayırıp miyelotomi yaparız ve...
We're the team from Galweather, and we are charging you a king's ransom, so we don't want to waste a lot of time playing games. Okay?
Galweather'den gelen takımız, ve para karşılığında çalışıyoruz oyun oynayarak zaman kaybetmek istemiyoruz, tamam mı?
So, we were worried about the McDermott case, and here we are, dealing with questions about the McDermott case.
McDermott davası hakkında endişeleniyorduk ve işte McDermott davası ile ilgili sorulara maruz kalıyoruz.
True, but still, this softens it up a little bit so that we're happy, the public is happy, and you guys are happy, because then there's no intimidation.
Doğru, ama yine de biraz yumuşatalım. Böylece biz de mutlu olalım, halk da olsun, siz de olun. İnsanlar korkmazsa siz de...
So we are gonna get you into preschool, we're gonna get you into college, we're gonna get you some money, and we're gonna get you whatever you want.
Yani seni ana okuluna sokacağız... sonra üniversiteye sokacağız. Para kazanmanı sağlayacağız. Ve canın ne isterse alacaksın.
So when we're thinking of prospective sweethearts, we need to think of people who are attractive and smart and kind.
Muhtemel sevgiliyi bulmaya çalışırken bizim şöyle insanları düşünmemiz lazım... Çekici ve akıllı ve nazik.
So I will send you a revised five-year performer with the adjustments that we discussed and then we can decide if the cash-flow estimates are within range.
Konuştuğumuz ayarlamaları yapıp 5 yıllık performansı göndereceğim. Sonra nakit akış tahminlerimizi tartışabiliriz.
I guess the point is, you can't change who you are, just like I can't change Mike and he can't change me, so I don't know why we've spent all these years trying.
Sanırım mesele şu, ne olduğunu değiştiremezsin, aynen benim Mike'ı ya da onun beni değiştiremediği gibi, o yüzden bunca yıl neden çabaladık biklemiyorum.
and so it begins 55
and so 1582
and soul 16
and so are you 214
and so on and so forth 34
and something else 47
and so have you 26
and so do you 187
and so was i 23
and so will i 38
and so 1582
and soul 16
and so are you 214
and so on and so forth 34
and something else 47
and so have you 26
and so do you 187
and so was i 23
and so will i 38
and somehow 99
and so were you 23
and so on and so on 22
and so it was 18
and sometimes 297
and so should you 49
and so i 33
and so on 257
and so do we 31
and so far 102
and so were you 23
and so on and so on 22
and so it was 18
and sometimes 297
and so should you 49
and so i 33
and so on 257
and so do we 31
and so far 102
and so do i 174
and so did i 52
and so am i 177
and so it is 20
and so did you 29
and soon 235
and sooner or later 54
and so is she 17
and so what 55
and so i did 24
and so did i 52
and so am i 177
and so it is 20
and so did you 29
and soon 235
and sooner or later 54
and so is she 17
and so what 55
and so i did 24