English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And so far

And so far translate Turkish

2,514 parallel translation
And so far, this guy seems very smart.
çok uzakta, çok zeki görünüyor.
Earth-like planets are so small and so far away that their images only fill one thousandth of a single pixel of a digital camera.
Dünya gibi gezegenler çok küçük ve uzak böylece dijital kamera sadece yüz bin piksel çekebilir.
And so far as this relation is concerned..
İlişkimize gelince..
But someone out there is targeting Regents, and so far we have nothing.
Ama dışarıda biri Vekilleri hedef alıyor ve şu ana kadar elimizde hiçbir şey yok.
I had asked the universe for a sign that I should talk to Matty, and so far, I had six.
Matty ile konuşup konuşmama konusunda evrenden bir işaret istemiştim, ama şimdiye kadar 6 oldu.
And so far, there is not one incorrect fact.
Hiçbir yanlış bilgiye rastlamadım.
Rømer realised that it takes time for light to travel from Jupiter to the Earth. So when the Earth is far away from Jupiter, it takes longer for the light to travel and therefore you see Io emerge from behind Jupiter later than you would expect.
Romer Jüpiter'den gelen ışığın Dünya'ya ulaşması için zamana ihtiyacı olduğunu fark etti, bu yüzden Dünya Jüpiter'den uzaktayken ışığın ulaşması daha fazla zaman alır ve bundan dolayı Io Jüpiter'in arkasından beklenenden daha geç ortaya çıkar.
We've come so far, right? Then why can't Patty get what she needs... a safe and legal abortion without judgment?
Çok gelişmiş bir ülkeyiz ya o zaman Patty niye yargılanmadan güvenli ve yasal bir kürtaj olamıyor?
Humanity has come so far, but more and more it seems like we're failing as a species.
İnsanlık çok iyi yere geldi, ama bizden farklı olanlara görüşüm hala aynı.
So far it's been working and we don't want to fuck with that. It could be a superstition, but who cares. Let's not- -
Yani işe yarıyor ve kiri umrunda değil kimsenin 100 metre alanda çekiyor, yani o mesafedeki kadınlarla garanti seks yaparsınız.
So far our killer has given us three tableaus- - the intestines in the scale, the snakes victim, and the four horsemen.
Şu ana kadar katilimiz bize üç tablo sundu. Terazideki bağırsaklar, yılanlı kurban ve dört atlı.
So, uh, the meeting'll take place before dawn, and as far as picking a location, the UTF station has a conference room that'll be more than accommodating.
Pekala, görüşme gün ağarmadan başlayacak yer seçmek kadar UTF merkezinin uyumlunun ötesinde bir görüşme odası var.
So far Cash has given us a lot of vulgar nicknames for Josh, and the other half are shockingly vulgar nicknames for me.
Şimdiye kadar, Cash bize Josh'ı temsil eden bir sürü kötü lakap takmış ve diğer yarısı da şaşırtıcı bir şekilde bana takılan kötü lakaplar.
How could Mahidevran go so far, and do such a thing, Pargalı?
Mahidevran bu duruma nasıl geldi? Nasıl böyle bir şuursuzluk yaptı, Pargalı?
And that's all you need to know so far on...
Şimdilik bu kadarını bilmeniz yeterli. Çeviri : Hasan Basri Çifci
We'd put so much into the theater and gotten so far behind on our house payments, and you wouldn't listen to me about selling the Elvis prints.
Sinemaya o kadar para harcadık ki evin taksitlerini aksattık. Elvis filmlerini satalım dedim, beni dinlemedin.
And so films only provide more extensive and systematic There are expressions of life around us far beyond the movies.
Bu nedenle filmler, filmlerden öte etrafımızdaki hayatın anlattıklarını daha kapsamlı ve sistematik bir şekilde ifade eder.
So hold your head up, girl And you'll go far
Dik tut başını, kızım, ancak ilerlersin böyle
So, what is so fascinating so far - - in exoplanets, anything is possible within the laws of physics and chemistry, and anything we imagine will exist somewhere.
Şimdiye dek bizi en çok etkileyen bu dış gezegenlerde fizik ve kimya kanunlarına ters düşen hiç bir şey olmaması.
So, the delay between when I throw and when it returns tells me how far away the object is.
Topun geri dönmesi ne kadar gecikirse nesne bana o kadar uzaktadır.
We have confronted organized crime - - And through cooperation between several departments, we have come so far - - That we can now talk about indicting more powerful criminals.
Organize suçlarla karşı karşıyayız ve birçok şubenin işbirliği ile daha güçlü suçlulara artık "dava açmak" tan bahsetme noktasına gelebildik.
And what do you think of the wildlife so far?
Şimdiye kadar nasıl buldun peki?
You are in so far over your head, and you have no idea, do you?
Boyunu çok aşan bir yerdesin şu an. Bunun da farkında değilsin öyle değil mi?
Transcranial stimulations and Enbrel injections directly into the spinal vein so far have proven ineffective, as have stem cell transplantation and gene therapy.
Transkraniyal stimülasyon ve Enbrel enjeksiyonlar direkt olarak spinal damardan verilir. Kök hücre transplantasyonu ve gen tedavisinin işe yaramadığı kanıtlanmıştır.
But so far, I've already gained six pounds and it's all right here.
Ama ben şimdiden üç kilo aldım ve kiloların hepsi de tam burada toplandı.
I only got one so far, and you said those are for school and hot tubs.
Şimdiye kadar bir tane aldım zaten. Hem o çekleri okul ve jakuziye harca diyen sizdiniz.
And no one we've talked to so far saw Eric get into a car or walking.
Bu zamana kadar görüştüğümüz hiç kimse Eric'i arabaya binerken ve ya yürürken görmemiş.
Please tell our reporter friends that, pending an autopsy, we still don't know how Eric Lynch died, and we're trying to figure out how he ended up floating in a swimming pool so far away from his house and his bicycle.
Lütfen muhabir dostlarımıza şunu söyle : Otopsi devam ediyor Eric'in nasıl öldüğünü bilmiyoruz, evinden ve bisikletinden bu kadar uzaktaki bir havuzda ortaya çıkmasını da çözmeye çalışıyoruz.
A lot happens in a day in the life of Sutton Mercer. I mean, so far I caught Luke cheating with Nisha, and I broke up with him, and...
Yani, Luke'u Nisha'la yakalayıp ondan ayrıldığımdan beri, ve...
Just... listen. We're on quarantine, right, and as far as we know, this might be our last case, so do we really want to give it up?
Karantina altındayız ve bu belki de bizim son davamız olabilir yani gerçekten bu işten öylece vaz mı geçeceğiz?
So far, then, it's shaping up well, and it gets better.
Bu yüzden, iyi satıyor, dahada iyi olacaktır.
And I have to say, so far I'm partial to Floral and Hardy... but I'm gonna give one last look at Florist Gump.
Şu ana kadar Çiçeklerin Efendisi'ni beğendim ama Ç for Çiçek'e de son bir kez daha bakacağım.
Well, this isn't so bad, and it's far more intact than it looked in the satellite photos.
Bu o kadar da kötü değil. Uydu fotoğraflarındaki halinden daha sağlam görünüyor.
So far, the patrol cars haven't spotted any beige sedans on the perimeter, and I'm asking people to clear the streets.
Şuana kadar devriyeler alanda herhangi bir bej sedan bulamadı bende insanlardan caddeyi boşaltmalarını istiyorum.
Every night, I feed Lord Tubbington nougat and sprinkles, and then I rub his belly seven times with glitter sticks, but so far nothing works.
Her gece Lord Tekir'i helva ve yemek artıklarıyla besliyorum. Sonra göbeğini parıltılı değneğimle yedi kez ovuyorum. Ama şimdilik bir şey olmadı.
But so far there's no connection between him and our first victim, Jason Kinser.
Ama şimdilik ilk kurban, Jason Kinser'la aralarında bir bağ yok.
Anyway, he has a soft spot for old people and as far as he knows, so do I.
Her neyse, yaşlı insanlara karşı zaafı var ve bildiği kadarıyla, benim de.
And half a million have died so far.
Şimdiye dek yarım milyon insan öldü.
This guy really wants me, and he's so far out of my league!
Bu adam beni gerçekten istiyor ve benim için oldukça fazla biri!
and they started a petition to get it back. I only have two signatures so far, and... they're both mine.
Şimdiye kadar sadece iki tane imza var ve ikisi de benim.
So far, it's bounced off of a server in Rio, where it went through a re-encryption filtering protocol, then to Johannesburg- - same drill- - then to Thailand, then Finland, and now, nearly an hour later, your guess is as...
Mail, önce yeni şifrelendirme protokolü olan Rio'daki bir sunucuya geçti sonra Johannesburg'a ve aynı işlemler sonra Tayland'a, Finlandiya'ya ve. bir saat kadar sonra, senin de...
Either way, as far as this case goes, Charlie Hulme's a dead end, and now so too is James Lavender.
İki şekilde de bu davayı ilgilendiren kısmı James Lavender'ın da Charlie gibi çıkmaz sokak halini alması.
* * there's a bullet in my pocket burning a hole * * * * you're so far from your weapon and you wanna go home * *
"Cebimdeki paralar suyunu çekti." "Pusatından çok uzaktasın, dönmek istiyorsun yuvana."
So far you've done a car, a gun and I believe that's a dead body.
Şimdiye kadar bir araba, silah yaptın. Sanırım bu da bir ceset.
And it seemed about as far away as the moon, but I mowed lawns all summer so that I could make the trek.
O zamanlar bana ay kadar uzak görünmüstü bütün yaz çimleri keserek, seyahate çikabilirdim.
And, so far, nothing has stuck, okay? No Rico, no nothing.
Şimdiye kadar da hiçbir şey yapamadık, değil mi?
So far, they've avoided surveillance cameras and most eyewitnesses.
Şimdiye kadar, gözetleme kameralarından ve çoğu görgü tanığından uzak durdular.
So if I were you... and believe me, I was... I'd stay very far away.
O yüzden yerinde olsaydim ki inan bana bir zamanlar öyleydim ondan uzak dururdum.
He took storyline A so far, then jumped to storyline B, advanced it a certain amount, then went back again to A and picked up where he had left off.
Öykü A'yı ele alıp, sonra öykü B'ye geçiyordu. Bunu bir süre ilerletip, tekrar A'ya kaldığı yerden devam ediyordu.
So far, I've tried taking you sailing without a boat, gotten my face bashed in by your ex, and been arrested.
Şu ana kadar, seninle teknesiz denize açılmayı denedim eski sevgilin yüzümü gözümü morarttı ve tutuklandım.
I told you that if all of this is true... all the effort between North and South Korea so far will go back to drawing board, and you can expect ultima ratio from us.
Eğer bunların hepsi doğruysa... Kuzey ve Güney Kore arasındaki ilerlemenin başa döneceğini ve son çare olan planımızı uygulamamızı beklemenizi söylüyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]