English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And so do i

And so do i translate Turkish

5,612 parallel translation
And so do I.
Benim de var.
I was right here, and then work called, and it's so fucked up,'cause they can't do anything without me.
Gelmiştim ama işten aradılar durum berbattı çünkü bensiz bir halt yapamıyorlar.
I looked at the road atlas and figured it's a little over 200 miles, so at 60 miles an hour, we could do it in under four hours with bathroom breaks and whatever.
Yol haritasına baktım. 200 milden fazla yolumuz vardı. Yani saatte 60 mil hızla, 4 saatten az sürerdi.
My shame and regret is that I failed to do so before it arrived in my own court.
Tek utancım ve pişmanlığım.. .. kendi mahkememe başarısız..... biri olarak sanık konumunda çıkmak.
I'm just so frustrated with not having any control, and I think that what I was trying to do is regain some of the control over the situation.
Kontrolün bende olmamasından usandım. Galiba bunu düzeltmeye çalıştım. Olayın kontrolünü ele almak istedim.
I'm gonna do this by myself because I'm a big girl and I need my privacy sometimes, so can you please go?
Bunu kendi başıma yapacağım çünkü artık büyüdüm ve bazen özelim olabiliyor. Lütfen gider misin?
And I must insist you do so.
Düzgün kullanmanız konusunda ısrar edeceğim.
So sit back, shut up, do as you're told, and you and I will get on just fine.
O yüzden arkana yaslan, çeneni kapat, sana söyleneni yap ve seninle iyi anlaşalım.
Go to your room... and do not take a single step out until I say so.
Odana git ben söyleyene kadar da çıkma.
I will do whatever you want, honey because I am so sorry, and I love you so much.
Ne istersen yaparım, hayatım çok özür dilerim ve seni çok seviyorum.
So leave me alone and I'll do it. I will do the music.
Yani beni bırakın da müzik yapayım.
And then she stopped speaking to me when me and Dylan got married so I figured I could just go do it.
Ve Dylan'la evlendikten sonra da benimle konuşmayı bıraktı... sonra gidip bunu tek başıma yapmaya karar verdim.
Then I'll get so excited about something that the excitement overwhelms me and I can't sleep or do anything.
sonra bir şey beni çok heyecanlandırıyor ve beni o kadar etkiliyor ki... uyuyamıyorum ve hiçbir şey yapamıyorum.
So all I must do is show up, and I'm presented with a credit card.
Yani tek yapmam gereken görünmek, ve bir kredi kartı sunuluyor.
And so I stayed away as long as I could, because I didn't want to do any more damage.
Ve uzak durabildiğim kadar uzak durdum çünkü daha fazla zarar vermek istemedim.
He told me to do it, and so I shot them dogs in the head right then and there.
Yapmamı söyledi ve köpekleri oracıkta vurdum.
You can't... " All these things you can't do. And I was Canadian, so I had some skin in the game.
Kanadalıydım, başımı belaya sokabilirdim.
So we do the thing, and we meet them, and I managed to avoid any kind of royal gaffe.
Neyse, üstümüze düşeni yaptık ve onlarla tanıştık. Bir kraliyet potu kırmaktan kaçınmayı başardım.
So they had built a ladder with a board on it that I could just do my sit-up and lie back down on.
O yüzden üstünde levha olan bir merdiven yaptılar. Böylece oturabiliyor ve sırt üstü uzanabiliyordum.
And, uh, so I googled what do I do, right?
İnternetten ne yapsam diye baktım..
I want you to know... that I act like... everything you do in your life is so wrong and stupid.
Bilmeni isterim ki.. hayatımda yaptığım her şey aptal ve yanlışmış.. gibi davrandım.
I told myself when I came back I was gonna conquer that, and we're gonna do that today, okay? So what do you say?
Kendime söz vermiştim, geri döndüğümde, bu alete binecektim ve işte birazdan biz de, bunu yapacağız, tamam mı?
I didn't necessarily feel that there'd be a thousand shops selling People Tree today, um, and I see that there's so much more that we need to do.
Bugün People Tree'de satış var, görüyorum ki yapmamız gereken çok fazla iş varmış.
And so I'm like well do you want to go see something else? And then she says :
Ben dedim ki, "Başka bir şey izlemek ister misin?" O da dedi ki...
I'm following you on GPS and the bomb's on remote control, so don't do anything stupid.
Seni GPS'ten izliyorum. Bomba da uzaktan kumandalı. - Aptalca bir şey yapma.
I got bitten by one... and I wanted to seek my revenge, so I thought the time had come to get a huge fishing rod and do just that - catch a... huge jellyfish.
Bir tanesi tarafından ısırıldığım için intikam almak istedim. Bu yüzden büyük bir olta alıp kocaman bir deniz anası yakalama zamanının geldiğini düşündüm.
I was pressing it down, burying it... Cos I taught myself to do that, these past few months, so I could survive and then in the court..... seeing him and... him choosing to...
Bastırıyordum gömüyordum çünkü hayatta kalabilmek için bunu yapmayı kendime öğrettim, sonra davada onu görmek ve suçsuz olduğunu söylemesi....
Hey. You fell asleep and I didn't know what to do with you, so I just let you stay there.
Ben de ne yapacağımı bilmediğimden koltukta uyusun bari dedim.
If you do not return, so help me, Jonathan, I will come, and I will find you and I will bring you back myself!
Eğer dönmezsen, yemin olsun oraya gelip seni bulurum ve kendi ellerimle geri getiririm seni Jonathan!
So you know what I'm going to do? First, I'm going to light a match and I'm going to watch you burn.
Önce çakmağı çakıp yanmanı izleyeceğim.
I should've gone up to them, but I... was so blown away, I couldn't and then I didn't know what to do.
Onların yanına gitmeliydim ama şaşkınlıktan gidemedim. Sana söyleyip söylememek konusunda ne yapacağımı bilemedim.
I just wanted to say thank you to Ms. Berry and Mr. Hummel for, you know, bringing us all together and helping us do so well up there.
Ben sadece Bayan Berry ve Bay Hummel'a teşekkür etmek istiyorum, bilirsiniz bizi bir araya getirdikleri ve oraya o kadar iyi çıkmamızı sağladığınız için.
So after 53 years of friendship and eleven films together you don't think I am going to start to bullshit you now, do you? You of all people?
Birlikte çekilen 11 filmden ve 53 yıllık dostluktan sonra sana palavra atacağımı düşünmüyorsun, değil mi?
So when I went back to the Dread Pirate Roberts and said, " You know, I'm going to do this story.
Yani geri gitti Korkunç Korsan Roberts ve, Biliyorsun " dedi Ben bu hikayeyi yapacağım.
And so I think what agencies will try and do is they'll... they'll want to step right up to the line, and maybe get a little bit of chalk on their toes, but don't step over it.
Ve böylece ne ajansları düşünüyorum denemek ve yapacak onlar olacak bir... Onlar adım isteyeceksiniz Sağ çizgiye kadar, ve belki bir nebze olsun kendi parmakları üzerinde tebeşir, ama üzerinde adım yok.
And so the only thing I could think to do was I just started praying.
Daha sonra yapmayı düşünebildiğim tek şey, dua etmeye başlamış olmaktı.
Just shut up so I can do the jokes and we can all get out of here, huh?
Kapa çeneni, esprilerimi yapayım ve buradan çıkıp gidelim, olur mu?
You see, Kyle wouldn't give Emilio the time of day... but I do business with him and so do you.
Kyle olsa Emilio'ya gün yüzü göstermezdi ama senin gibi ben de onunla iş yapıyorum.
So I do some sniffing around, and I find a rat in my midst.
Acaba bilgilerimi kim sızdırıyor? Gizlice etrafı dolaştım... ve sonunda aradığım fareyi buldum.
So I'm going to let you do that. And then I'm going to send you back to that filthy slum rat hole where you belong.
Ben de buna izin vereceğim, ve... sonra seni ait olduğun o pis lağım çukuruna geri göndereceğim.
So, where do I drive and pick up the rest of them?
Öyleyse nereye gidip onların hepsini almam gerekiyor?
That is all moving in our direction, so I do think around 7 to 8 : 00 the snow will become pretty steady here across the region with all this moving on top of us and that's really gonna knock down visibility.
Yani sanıyorum, saat 7 ile 8 arasında bu yolculuk sonucunda, kar yağışı şiddetini tüm bölgede arttıracak ve görüş mesafesi de ciddi oranda düşecek.
So if you're gonna show me the error of my ways, do it from the cedar deck of your four-bedroom, two-and-a-half-bath American dream that you earned the same way I earned mine.
Hatalarımı yüzüme vurmak istiyorsan bunu benimle aynı işi yaparak elde ettiğin dört yatak odalı,... üç banyolu Amerikan rüyası evindeki masandan yap olur mu?
Look, I gotta go make amends with this director douchebag, so let's just go be gross and not have to look at each other while we do it.
Tamamdır. Zaten benim de yönetmen yarmasıyla aramı yapmam lazım, artık ne olacaksa olsun ve bunları yaparken birbirimize bakmak zorunda kalmayalım.
I just asked him if he had a fucking part, and he said he had this part, so I said, "Okay, let's do it."
Lanet bir parçası olabileceğini istedim ondan o da parçası olabileceğini söyledi ben de "Tamam, yapabilir" dedim.
I'm going to stitch her mouth shut and cut off her fingers so she can't do this to anyone else.
Onun dudaklarını dikeceğim ve parmaklarını keseceğim! Bir daha kimseye aynı şeyi yapamayacak.
I'm just saying this is the last chance we get to do this... and you guys are so wrapped up in your own shit... you don't really care about Christmas.
Bunu son kez yapıyoruz ve kendinizden başka bir şey düşünemiyorsunuz.
I'm saying you do not give a damn about truth and justice so do whatever you wish. - Little wonder I had to kill him, then.
Bir mucize, ben öldürdüm demekki.
And I will do my utmost to keep it so.
Ve öyle kalması için elimden geleni yapacağım.
I will lie with the woman I love and I will do so tonight.
Bu sevdiğim kadınla yatacağım. Bu gece hemde.
You want me to go to my men and deny them a fight that I have led them to believe is critical for the future of this place and do so based upon your word that Charles Vane will compensate them for it?
Adamlarımın yanına gidip buranın istikbali için kaçınılmaz dediğim savaşın yaşanmayacağını çünkü Charles Vane'in bunu telafi edeceğini senin sözüne dayanarak mı söylememi istiyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]