And when was this translate Turkish
2,204 parallel translation
Last night, when everyone was intimidated and this place ransacked, Kent was working here on his own...
Dün gece, herkesi korkuttuklarında ve burasını yağmaladıklarında Kent burada tek başına çalışıyordu.
When was the last time a complete stranger took off her clothes in front of you, pointed to a big purple splotch on her back and asked, - "What the hell is this thing?"
En son ne zaman yabancı bir kadın önünüzde soyundu ve sırtındaki kocaman mor bir lekeyi gösterip "O şey ne öyle?" diye sordu?
When I was down there, I found this old scrapbook, and there was a whole section with my grandmother's cookie recipes.
- Öyle mi? Aşağıda büyükannemin kurabiye tarifi defterini buldum.
Joe and Danny dealt with this when they came on and I was on the force. But if they got jammed up, it wasn't front-page news.
Ben "birlik" teyken ve geldiklerinde, Joe ve Danny bununla uğraştılar ama sıkışmış olsalardı bu ilk sayfa haberlerine çıkmazdı.
I was this height when I was in fifth grade, and the doctors told me that I would be seven foot one, and I think...
Beşinci sınıftayken de bu boydaydım ve doktorlar bana 2 metre olacağımı söylediler ve ben de..
I was at my parents'all day and when you called this morning I hung up because I was afraid they'd see I answered.
Gün boyu ailemleydim. Bu sabah sen arayınca kapattım. Çünkü telefonu açtığımı görürler diye çok korktum.
This was a time when the continents of the world were grouped together and forests were widespread.
Bu dönem, dünya kıtalarının bir araya gelerek ormanların yayıIdığı bir dönemdi.
Either they had scuba gear... I don't think so... or this stuff was built when the ocean levels were lower, and that was over 14,000 years ago, and 14,000 years ago, according to mainstream archeology, we were just dwelling in caves, hunter-gatherers.
Ya sualtı dalgış kıyafetleri vardı... ki zannetmiyorum... veya bunlar su seviyesi daha alçakken yapıldı, yani 14,000 yıldan daha önce, ve de 14,000 yıl öncesinde ise, başlıca arkeologlara göre bizler hala mağara koyuklarında yaşayan, avcı, toplayıcı lardık.
When I was about 23, 24, me and my girlfriend met up with this other couple.
23-24'lü yaşlarımda, kız arkadaşımla beraberken bir çiftle tanışmıştık.
Awhile back, when my brother was still alive we used to come up here in the back, and he showed us this shaft and that thing was bigger than... bigger than me.
Biraz geçmişte, kardeşim hala hayattayken, buraya, arkada görülen yere gelirdik ve bize havalandırma menfezlerini gösterdi, büyüktüler... benden bile.
When he was in his teens. He said that he had to dive underwater, go in... in this underwater tunnel, and then come up.
Genç yaşlarında, sualtına daldığı sıralarda... bu sualtı tüneli ile karşılaşır ve sonra çıkar.
This car was made when gm owned the American roads, and it was because of cars like this.
GM, Amerikan yollarını ele geçirince bu araba üretildi ve bu yüzden böyle bir arabaydı.
When this was new, this is a car you would pack the family into and head across the country to Walley World.
Bu yeniyken, ailenizi toplayıp Walley World'e gidebileceğiniz türden bir araba.
And this was essentially when modern humanity was born and starts to show up in the fossil record.
Bu da modern insanlığın doğduğu ve fosil kayıtlarında görülmeye başlandığı zamandır.
When we had the second picture was the most exciting point in this experiment, because it was clear to us that these stars were moving so fast that the supermassive-black-hole hypothesis had to be right.
İkinci resmi çektiğimizde deneyimizdeki en heyecanlı andı. Çünkü görüntü bize çok tanıdıktı. Yıldızlar hızla hareket ediyorlardı.
And then I thought, "Who am I not to? How many people kill others one way or another for things they want?" So, I'll go back to Andy's this weekend when it's most crowded to be sure to kill the number of people you said I was supposed to kill.
Sonra "Neden yapmayacakmışım ki?" diye düşündüm. "Kaç kişi istedikleri şeyler uğruna insanları öyle ya da böyle öldürüyor?" Neyse...
I walked home and I thought, I didn't know I was going to be like this when I became a father.
Eve gittim ve düşündüm... Baba olduğumda sonradan böyle olacağımı bilmiyordum. Bir şeyden biraz korktum.
Then during this time when you didn't come home and said you were busy, it wasn't to play, it was to earn money?
Yani eve gelmediğin ve meşgul olduğunu söylediğin süre boyunca para mı kazanıyordun?
Oh, Beatrice, I buried this baby a long time ago, and I figured I'd find it again someday when I was ready.
Beatrice, bu bebeği yıllar önce gömmüştüm. ... ve hazır olduğumda, bir gün onu tekrar bulabileceğimi farkettim.
But then one night I was brushing out my hair when I got home and I found this spit wad, but it was really a note.
Sonra bir gece, evde saçlarımı tarıyordum ve o kağıtlardan birini buldum ama aslında bir nottu.
Calling to tell you that I love you and I was thinking about you. Call me when you get this.
Seni seviyorum demek için aradım mesajı alınca ara beni
- Well, back when you and I were still dating, I was stupid enough in this day and age to think that I could walk to my car alone at night.
Seninle çiktigimiz o günlerde, gece yarisi arabama yalniz sekilde yürüyecek kadar aptal bir haldeydim.
Before you go, Captain, tell me... when you first learned that our secretary of State had been butchered to within an inch of his life and that they put a bullet in the back of our president's head, when this city was in chaos, did you not wish to see order restored and justice served, or were you just concerned with the rights of the assassins?
- Gitmeden önce Yüzbaşı söyleyin Dışişleri Bakanımızın ölümüne ramak kala cinayete kurban gittiğini ilk öğrendiğinizde ve Başkanımızın kafasının arkasına kurşun sıktıklarında ve şehir kaosa sürüklendiğinde düzenin eski haline gelmesini ve adaletin tecelli etmesini mi istediniz yoksa sadece suikastçıların hakları için mi endişe duydunuz?
Well, when he told me about this amazing new drug, I was like, down the hatch. And it was.
Bana bu yeni çıkan müthiş ilaçtan bahsettiğinde balıklama atladım ve gerçekten muhteşemdi.
Marteetee, when I was a child you enslaved my father and slaughtered him in this very arena.
Marteetee, Ben küçükken babamı köleleştirip bu arenada öldüresiye dövüştürdün.
Because there was this one time when our neighbors got into a fight and...
Çünkü bir keresinde.. komsularimiz kavga etmeye basladi ve
When he finally did go and get locked away, I was like, in my mind I was like, "No, this isn't happening."
Sonunda o hapise girdiginde kafamda ; "Hayir, bu gerçek olamaz." diyordum
In my mind, this is the pond from a book I had when I was a kid called Frog and Toad Together.
Küçükken okuduğum bir kitapta geçen gölün burası olduğunu hayal ederim. Kitabın adı Kurbağa ve Karakurbağası Birlikte'ydi.
This is a somewhat uncomfortable situation for me since they decided to award me the prize, but in all modesty, I hope that choosing me would mean returning to the days when truly deep and meticulous research was appreciated, not just because it was meant for the consumption of the general public.
ödülü bana vermeye karar vermeleri nedeniyle bu benim için biraz rahatsız bir durum ama naçizane beni seçmelerinin, sadece halkın tüketimi için yapılanların değil gerçekten derin ve titiz araştırmaların takdir gördüğü eski günlere dönüş anlamına geleceğini umuyorum.
This year's Israel Prize was supposed to be given to me, not to father, but because of a clerical error, he got the message instead of me and when that become known, I gave up the prize for him.
Bu yıl Ödül babama değil bana verilecekti. Ama bir yazı hatası nedeniyle benim yerime ona mesaj gitti. Olay duyulunca da onun için ödülden vazgeçtim.
And I remember thinking, when I was kid, I was just like, "This guy is a hero."
Ve çocukken, düşündüğümü hatırlıyorum... "Bu adam bir kahraman" diyordum kendi kendime.
So since no one could complete the final task, and since Tim was higher than anyone else when all this brouhaha occurred, we're going to award the gift card to Tim and Joan.
Son görevi kimse tamamlayamadığından ve tüm bu yaygara çıkmadan önce Tim diğer herkesten yüksekte olduğundan bu hediye çekini Tim ve Joan'a vereceğiz.
I was with Kenneth and Rodrigo when the Barcelona deal went down. Who else besides you knows about this?
barcelona anlaşması battığında, kenneth ve rodrigo ile birlikteydim bu konu ile bilgili senden başka kim var?
When your mom was pregnant with you she'd come through that door, walk straight over here and join me on this couch. She'd lay down, put her head on my lap and just talk, you know, about what you might turn out like.
Annen sana hamile kaldığı zaman şu kapıdan girdi, buraya kadar yürüdü, bu kanapeye oturdu eğildi, başını kucağıma dayadı ve konuştuk.
When I was 12 my mom and I came home from this day of shopping to find half of our stuff gone- - furniture, TVs- - whatever.
12 yaşındayken annemle alışverişe çıkmıştık. Döndüğümüzde eşyalarımızın yarısı kaybolmuştu. Mobilyalar, TV, her şey.
She came by the hotel when I was leaving and she gave me this for you.
Ben ayrılırken otele geldi ve bunu senin için bana verdi.
And when I was 16, I met this boy who made me feel like I mattered.
Ben 16 yaşındayken, bana karşı birşeyler hisseden ve benim de ona karşı hissttiğim bu çocukla tanıştım.
This was when the so-called convenience foods were born, like the legendary foil-wrapped TV dinner, not to mention a host of other tasty processed delicacies devised to make our lives easier and better.
Bu,'kolay yemek'kültürünün doğuş zamanıydı, TV karşısı için hazırlanmış efsanevi paketlerdeki yemekler gibi. Hayatımızı kolaylaştırmak ve iyileştirmek için bulunmuş pek çok lezzetli işlem görmüş tatlı da cabası.
And in the end of the day, when we did all these correlations in this book here, and we looked at the number of them that were statistically significant, it was between about 8,000 to 9,000.
Ve günün sonunda tüm bu bağlantıları kitaba geçirip istatistiksel önemi olan sayılarına baktığımızda, sekizle dokuz bin arasındaydı.
The thing about essy, although he's always very pleasant, when you said, "I'm going to be on this program and I'm going to stay with this diet," you stayed with the diet, or there was the door.
Esie'yle olan şudur ki, her zaman çok keyifli bir insan olmasına rağmen bu çalışmaya katılıp bu diyeti uygulayacağım dediğiniz anda ya diyete sadık kalırsınız, ya da kapı oradadır.
And when it was quiet, I heard this gurgling sound, and my mom would not answer me.
Ve sessizlik olduğunda şu şırıltı sesini duydum.
The first thing the police told me, they looked at the people when something like this happens, and the first person they looked at was me because I was the owner.
Polisin bana ilk anlattığı böyle bir şey olduğunda insanları araştırılar ve ilk aradıkları insan bendim çünkü sahibi bendim..
He was moving two leagues ahead of us and threw this when we reached him.
Bizden on kilometre kadar öndeydi ve ona yetiştiğimizde bize bunu attı.
Okay. When we were in college, and this is way before you guys ever met, there was a night that didn't mean anything. It was a meaningless night.
Pekala. biz okuldayken, ve siz ikiniz tanışmadan önce,
Wow, this is weird. Because, when I left in June, I'd seen a lawyer, and he said that there was no way you wouldn't give me my job back.
Bu çok garip, çünkü haziranda ben ayrıldığımda,... bir avukatla görüşmüştüm, ve o bana işimi geri vermek zorunda olduğunuzu söylemişti.
Forgive me for saying this, but just last night, I was wondering when I be would free of this place. And here you are sending me off.
Söylediklerim için beni affedin, ama sadece bu akşam olanlar yüzünden mi beni burdan gönderiyorsunuz merak ediyorum.
Well, but it was not atrapó this won and we have come to me when we reached the half you are entering tú harás the entry - ¿ que?
Pekala.. oyun aleyhimize.. sen 2-3 yönünde
Well, I just had this feeling yesterday that something was terribly wrong, and when I tried to reach him, I couldn't.
Dün birden bire kötü bir hisse kapıldım. Bir şeylerin yolunda gitmediği hissine. Ona ulaşmaya çalıştım.
You made him open that safe, but what you didn't know was that he had a gun, and when he reached for it, this is where it ended.
O'na kasayı açtırdın, ama bilmediğin şey orada bir tabanca olduğuydu, ve ona uzandığında, her şey sona erdi.
and when she confronted you about it this morning, you told her that you went into the city because the store alarm was going off.
Sabah bu konuyla ilgili konuşmak isteyince de dükkanın alarmı çaldığı için şehre gittiğinizi söylemişsiniz.
# Well, I was eating lunch at the D. L.G. # # When this little girl came and she sat next to me #
* Küçük bir kız geldi ve oturdu yanıma öğle yemeğimi yerken, oturmuş DLG'de *
and when you wake up 22
and when i do 162
and when that day comes 25
and when i'm done 29
and when the time comes 38
and when the time is right 21
and when it does 101
and when i woke up 67
and when that happens 94
and when i get back 43
and when i do 162
and when that day comes 25
and when i'm done 29
and when the time comes 38
and when the time is right 21
and when it does 101
and when i woke up 67
and when that happens 94
and when i get back 43