As a cop translate Turkish
621 parallel translation
Thinking like that won't get you anywhere as a cop.
Bunu düşünecek durumda değiliz.
'I wanted to end up as a cop and that's what I'm going to do.
Sonumun bir polis gibi olmasını istedim ve öyle yapacağım.
Or to save the Stick from getting the max as a cop-killer.
Belki de çeteyi, polis katili damgasından kurtarmak için.
Now, as a cop, I shouldn't be saying that.
Şimdi, bir polis olarak, böyle bir şey söylememem gerekirdi.
I'm talking to you as a cop, Jim.
Seninle bir polis olarak konuşuyorum Jim.
It also says two mechanics and a man posing as a cop, did it.
İki teknisyen ve polis gibi davranan bir adamın yaptığından da bahsediyor.
If I hear otherwise, you're finished as a cop here.
Aksini duyarsam, bu şehirde polis olarak işin biter.
If a guy took as a cop, he'll take as a detective.
En iyi dedektifler. Polis olarak alıyorsa, dedektif olarak da alacaktır.
But the guy was hopeless as a cop.
Hiç kimseyi tutuklayamadı.
Can you see me as a cop's wife?
Beni polis karısı olarak düşünebiliyor musun?
I'm gonna bring him into federal court and I don't want any third rate rent-a-thug who couldn't cut it as a cop in Chicago bringing him to LA on some bullshit local charge.
Onu federal mahkemeye çıkaracağım. Chicago Emniyeti'nde dikiş tutturamamış üçüncü sınıf bir kiralık fedainin küçük bir suç için onu Los Angeles'a getirmesini istemiyorum.
Well, that's very nice of you, but, uh, I never really saw myself as a cop.
Çok iyisin ama kendimi hiç polis olarak hayal etmedim.
Today's my last day as a cop.
Bugün polislikte son günüm.
Yeah, but of all my times as a cop, I've never... I never chased a guy across a crowded square.
Evet, ama bir polis olarak hiçbir zaman kalabalık bir meydanda birini kovalamadım.
Poor little dope lost his job, went berserk and shot a cop who was coming to quiet him down.
Zavallı işini kaybedince çıldırmış ve polisi vurmuş. Yarın asılacak.
And the people, well, maybe they dress a little differently... or talk a little differently here... but underneath they're the same as your next-door neighbor, and you probably know them all - the cop on the beat, the kid selling papers... shopkeepers, lawyers, good people, bad people.
Ve insanlar belki de burada biraz farklı giyiniyorlar veya biraz farklı konuşuyorlar ama onların kapı komşunuzla aynı olduklarını bilirsiniz ve muhtemelen hepsini tanırsınız devriyedeki polis, gazete satan çocuk esnaflar, avukatlar, iyi insanlar, kötü insanlar.
But if I were a cop, and not a very bright cop, I'd say your story is as phoney as a three dollar bill.
Eğer ben polis olsaydım, çok zeki olmama da gerek yok, hikâyenin çok çakma olduğunu söylerdim.
Well, as a result of this friendly contact, I've been able to inspect the contents of the party's wastepaper basket.
Bu temasın bir sonucu olarak... söz konusu kişinin çöp sepetini inceleme şansım oldu.
It's as bad as killing a cop.
Bir polisi öldürmek kadar kötü.
This one has been quite useful around here as a garbage disposal.
Bu bitkinin bir çöp öğütücü olarak burada çok yararı oldu.
I'm gonna hang before I let any fink of a cop give me the horselaugh.
Tamam, unut gitsin. Bir polisin bana kahkahalarla güldüğünü görmektense asılmayı tercih ederim.
As a matter of fact we suspicion that the job was done by a cop.
Aslında, biz bu işi bir polisin yaptığından şüpheleniyoruz.
- As for you, I should call a cop.
- Senin için polis çağıracağım.
After all, who ever thinks of a cop being in love?
Çünkü insanların kafasında bir polis aşık olamaz olgusu var.
Shop destroyed three heads super melons copþi broken as... a man wounded and one gelding.
Bir dükkan mahvoldu. Üç kafa karpuz gibi yarıldı. Bir kişi yaralandı, biri hadım edildi.
He's in the wine trade... and his father uses him as a wastepaper basket.
Şarap işinde ve babası tarafından çöp tenekesi olarak kullanılıyor.
As a matter of fact, he's a cop.
Yeni kocası da bir polismiş.
We should've put our 20 in the Marines. These days, a cop kills a hoodlum on the street he might as well just dump the body some place.
Bu günlerde polis sokakta bir suçluyu öldürdüğünde... cesedini bir yerlere atsa daha iyi.
He shot that cop as part of a Bolshevik-anarchist conspiracy to subvert our democratic institution.
Bolşeviklerin, demokrasimizi yıkmak için uygulamaya koyduğu plana uygun olarak bir polisi vurdu.
A cop who, as is customary with cops, fell in love with a pretty housemaid on his beat.
Asayiş görevlisi... Bu polis boş zamanlarında güzel bir genç kıza aşık olmuştu, genç bir oda hizmetçisini sevmeye başlamıştı.
She's as thin as a stick.
Çöp gibi zayıf.
The cop has got as much brains as a damn ant.
Polisin karınca kadar beyni var.
Oh, just think of me as a... what you call a cop.
Sizin polis dediğiniz biri olarak düşünün.
I spent five years as a patrol cop.
Beş yıl devriye polisi olarak çalıştım.
How about if I knock on the garbage can... and identify myself as a police officer... and the can gives me consent?
Çöp tenekesinin kapısını çalsam, kendimi polis memuru olarak tanıtsam, ve o, bakmama izin verse olmaz mı?
And as far as he was concerned, I was just a no-name cop who got the drop on him.
Herhalde beni de onun işlerine uyanan önemsiz bir polis olarak gördü.
I got 15 years as a stand-up cop.
- 15 yıl boyunca örnek bir polis oldum.
But you'll never be a cop as long as I live!
Ama ben hayatta olduğum sürece polis olamayacaksın!
Anyway, if we are gonna cop it, might as well go out with a bang.
Bu işe nokta koymayı düşünüyorsan en iyisi böyle bir jübile olur.
I mean, how do you have all this stuff on what you make as a rent-a-cop?
Yani demek istiyorum ki sizin gibi kiralık polislerin maaşıyla nasıl oluyor bunlar?
- A cop as security.
- Güvenlik olarak bir polis var.
As of now, I have a life history of a dirty garbage scow and a breakfast of extremely runny eggs over easy!
Zaten iğrenç bir çöp teknesinde uyandım ve kötü pişmiş yumurtalarla iğrenç bir kahvaltı yaptım.
You know, you're the type of cop that would use a traffic violation as a ruse to pull me over and rape me.
Sen varya, insanı trafik cezası için kenara çekip tecavüz eden polislerdensin.
Well, you are a first-class cop, but you are too impulsive.
Doğru ya, sen birinci sınıf bir polissin, ama aşırı heyecanlısın.
As you said, a cop shouldn't get emotionally involved.
Dediğin gibi, bir polis duygusal davranmamalı.
Officer Donny is still carrying out his duties as a good cop.
Polis memuru Donny ise iyi bir polis olarak halen görevine devam ediyor.
Just think of the garbage business as a way station on the road to nirvana.
Çöp işini Nirvana'ya giden yolda bir durak olarak düşün.
Everybody that I know thinks of Harold Greer as a top-grade cop.
Herkes Harold Greer'in birinci sınıf bir polis olduğunu bilir.
" I'm in love with a cop from the 23.
23. Bölge'den bir polise aşıktım.
well known among her colleagues as fearless, opinionated and brash. In recent months she'd earned the nickname Maniac Kate, a nod to another cop with a knack for overkill.
Arkadaşları arasında korkusuz, dik kafalı ve atılgan olarak bilinen Kate son aylarda adam öldürme sayısı arttığı için bir de "Manyak Kate" lakabını almıştı.
But as soon as I said it, you know what I thought? "I'm just a cop."
Ama bunu söyler söylemez aklıma şu geldi : "Ben sadece bir polisim."
as always 696
as a matter of fact 1864
as a result 233
as a reward 26
as a friend 236
as a rule 74
as a spy 29
as a man 62
as an adult 26
as a mother 43
as a matter of fact 1864
as a result 233
as a reward 26
as a friend 236
as a rule 74
as a spy 29
as a man 62
as an adult 26
as a mother 43
as a team 51
as am i 139
as a family 98
as a couple 32
as a child 135
as a woman 81
as a 74
as a parent 25
as agreed 52
as an artist 17
as am i 139
as a family 98
as a couple 32
as a child 135
as a woman 81
as a 74
as a parent 25
as agreed 52
as an artist 17
as are we 19
as a gift 25
as a boy 50
as a father 46
as an actor 22
as a joke 40
as a person 27
as are you 63
as a scientist 41
as a precaution 31
as a gift 25
as a boy 50
as a father 46
as an actor 22
as a joke 40
as a person 27
as are you 63
as a scientist 41
as a precaution 31