As a joke translate Turkish
511 parallel translation
I said it as a joke to the other guys, but you took it to be real.
- Şaka olsun diye çocuklara söylemiştim ama sen gerçek sandın.
But if the whole matter's gonna be treated as a joke...
Ama bu meselelere bir şakaymış gibi bakılacaksa...
Anyhow, you know we've always treated him as a joke.
Hem biliyorsun ki ondan hep şaka olarak bahsettik
When they saw the contents, the Good Comrades took the whole thing as a joke but their housekeeper was right, it was no laughing matter.
Mesajın içeriğini gördüklerinde İyi Yoldaşlar gördüklerini bir şaka gibi algıladılar fakat ev hizmetçisi haklıydı, gülünecek bir mesele değildi.
Well, talk like that, sir, must be meant as a joke. I'll be pleased to ignore it.
Efendim şaka yapıyor olmalısınız.
I laughed and treated it all as a joke.
Meseleyi bir şaka gibi ele aldım.
You want to die, now that you're Miss Mermaid? Don't say that, even as a joke!
Seni "Miss Denizkızı" seçtikleri gecede mi?
That's why you're doing it, as a joke!
Bu yüzden yardım ediyorsun, şaka geldiği için!
My wife had these posters printed up as a joke.
Eşim bu ilanları şaka olsun diye bastırdı.
All right, I admit it started out as a joke, but that didn't last long.
Pekala, bunun şaka gibi başladığını itiraf ediyorum. Ama uzun sürmedi.
You don't help yourself by treating this as a joke.
İşi espiriye vurmakla kendinize zarar verdiğinizi görmüyor musunuz?
Better just think of that as a joke.
Buna bir şaka gözüyle baksan daha iyi.
You take it as a joke.
Sana şaka geliyor hâlâ!
And then you treat it as a joke
Sonra şaka süsü veriyorsun
Not even as a joke.
Şakasını bile etme.
His quip has become a sort of motto that I quote as a joke but it is for me the most serious definition of intelligence.
Şaka gibi alıntıladığım esprileri bir slogan olmaya başlıyordu ama benim için aklın anlamı çok önemlidir.
Well, as a joke perhaps.
Pekala, belki şaka yollu.
Would a woman... come to a man's room alone just as a joke?
Bir kadının tek başına bir erkeğin odasına gelmesi şaka gibi, değil mi?
Unless it was one of the girls as a joke.
Kızlardan biri şaka yapmış olmalı.
Do you take my words as a joke?
Söylediklerimi şaka mı sandın?
You know, it all started as a joke, an insane joke.
Biliyorsun. Her şey bir şaka olarak başladı. Delice bir şaka.
Don't even say it as a joke.
Bunu şakasını bile yapma.
Is easy to take it as a joke.
Şaka gibi geliyor olabilir.
She referred to it as a joke.
- Evet. Ona göre bu bir şakaymış.
He put - He put this collar on me as a joke.
Beni alıkoydu. Başlangıçta şaka olduğunu söyledi.
You mustn't think that, not even as a joke.
düşünmen gerekirdi bir şaka değil.
But even with the twist at the end which exposes the whole thing as a joke....
Ama sonunda twist bile şaka gibi her şeyi ortaya çıkarır...
What started out as a joke has turned out to be a disaster.
Şaka ile başlayan maç bir felakete dönüştü.
Jean and Valerie, as a joke.
Bir tür şakaydı.
As a joke they signed it :
Şaka olsun diye altını...
i wrote that as a joke.
Şaka olsun diye yazdım.
Janie, what kind of a joke is this?
Şaka değil, Jim. Eğer asılacaksan, seninle birlikte asılacağım.
It's enough to be hanged by bullying outlaws without having your private thoughts handed round to them for a joke. I said I'm sorry.
Kanunsuz zorbalarca asılmak bile yeterken özel düşüncelerimin alay konusu olmasına hiç dayanamam.
Give a nervous flutter or two, Kathy or the bellboys won't joke as they carry up your bags.
Bir iki sinirsel çarpıntı geçir, Kathy... yoksa bellboylar valizlerinizi taşırız şakasını yapmayacaklar.
- I just sure as hell don't think it's a joke!
Bunun şaka falan olduğunu sanmıyorum!
Is this a joke?
Asılı adam nerede?
In a few moments he will think of the funniest joke in the world... and as a result he will die laughing.
Birazdan dünyadaki en komik fıkrayı düşünecek ve sonuçta gülmekten ölecek.
It was a fantastic success over 80,000 times as powerful... as Britain's great prewar joke, which was used at Munich... and one which Hitler couldn't match.
İngilizler'in savaş öncesinde Münih'de kullandığı ve Hitler'in baş edemediği fıkradan 80.000 kat daha etkiliydi.
Now, that's a bad italian joke.
Bilmen gerek. Senin asıl memleketin orası, değil mi?
As the first hours would go to be dominated by the mines, more than half million, placed for the Germans, the offensive one had the code name "Foot-Light Operation", a joke of bad taste.
Çünkü savaşın ilk saatlerinde Almanlarca döşenen yarım milyona yakın mayın belirleyici olacaktı. Saldırıya Çevik Operasyonu adı verildi. İcra ediliş şekliyle oldukça uyumlu bir isimdi (!
I can take a joke as good as anybody, man, but this has gone too damn far.
Herkes kadar ben de şaka kaldırabilirim, ama bu lanet olası biraz fazla oldu.
And also as a man, how I knew him... it was all much more a joke.
"Hele bir de benim tanıdığım adam için... bunlar sadece bir şakadan ibaretti"
This might come as a bad joke, but I fell in love with her.
Sana komik gelebilir ama ben ona aşık oldum.
He liked to quiz me, as sort of a joke.
# Beni sınava çekmek hoşuna giderdi, oyun gibi bir şeydi.
I will not deal with this as anything other than a joke.
- Bu dediğini şaka olarak algılıyorum.
And if you're making a joke at my expense... I assure you there's nothing amusing about my responsibilities... as the curator of Mr. Morgan's library.
Ve eğer siz benimle dalga geçiyorsanız... sizi temin ederim ki Morgan Kütüphanesi'nin Müdürü olarak... sorumluluklarımla ilgili dalga geçecek hiçbir şey yok.
If you put on a floppy hat and a furry codpiece, you might pass as a fool, but since you wouldn't know a joke if it got up and gave you a haircut, I doubt it!
Yumuşak bir şapka giysen de, kürklü bir kasıklık taksan da, salağın teki kabul edileceksin, ama bir şaka bile bilmediğin için... şapka sana uysa da, saçını kestirsen de, ikna olmam!
Send me home for her supper, which isn't as good as their lunch. It's a joke.
Onların öğle yemeği kadar güzel olmaz tabi.
Well, I'd assume we were having a big lad's joke about back-tickle, as the way we healthy fellows often do, and I'd grab you for a friendly wrestle and then we'd probably slap each other's sides like jolly good chums and laugh at what it would be like if we really did... fancy each other.
Öyleyse, biz sağlam dostların her zaman yaptığı gibi, güldürmek için sıkı bir espri yaptığını varsayar, seninle dostane bir güreş tutar, neşeli dostlar gibi, birbirimizi tokatlar, eğer gerçekten birbirimizi sevseydik, nasıl bir şey olacağına dair gülerdik.
Well, I'd assume we were having a big lad's joke about back-tickle, as the way we healthy fellows often do, and I'd grab you for a friendly wrestle and then we'd probably slap each other's sides like jolly good chums
- Burada, Baldrick'in yatak odasında yapılacak. - Sağolun Lordum. İkincisi, Percy'nin de bana eşlik edeceği, şalgam yeme ziyafeti.
Almost as if they shared a private joke.
Bu özel şakayı neredeyse herkes paylaşır.
as always 696
as a matter of fact 1864
as a result 233
as a reward 26
as a friend 236
as a rule 74
as a spy 29
as a man 62
as an adult 26
as a mother 43
as a matter of fact 1864
as a result 233
as a reward 26
as a friend 236
as a rule 74
as a spy 29
as a man 62
as an adult 26
as a mother 43
as a team 51
as am i 139
as a couple 32
as a child 135
as a family 98
as a parent 25
as a woman 81
as a 74
as agreed 52
as a gift 25
as am i 139
as a couple 32
as a child 135
as a family 98
as a parent 25
as a woman 81
as a 74
as agreed 52
as a gift 25
as an artist 17
as are we 19
as a boy 50
as a father 46
as an actor 22
as a cop 35
as a person 27
as are you 63
as a scientist 41
as a precaution 31
as are we 19
as a boy 50
as a father 46
as an actor 22
as a cop 35
as a person 27
as are you 63
as a scientist 41
as a precaution 31