As you know translate Turkish
22,012 parallel translation
It's commonplace, as you know, in cases of pregnancy and illness.
Bilirsiniz, hamilelik veya hastalık gibi durumlarda... kullandığımız resmi bir ifade bu.
As far as you know.
- Senin bildiğin kadarıyla öyle.
As you know, I have a twin sister with whom I obviously share a birthday.
Bildiğin üzere aynı gün doğduğum bir ikiz kız kardeşim var.
Well, my Hollywood money has finally arrived, and as you know, Han, Max and I want to convert the cupcake window into a dessert bar.
Hollywood param sonunda geldi ve bildiğin gibi Han, Max ve ben kapkek penceremizi tatlı barına çevirmek istiyoruz.
And as you know, I want to convert you two into waitresses.
Ve senin de bildiğin gibi ben de ikinizi garsona çevirmek istiyorum.
As you know, I'm a lawyer.
Bildiğiniz üzere ben avukatım.
But as you know well, civil servants like us have no money...
Ama sen de bilirsin bizim gibi memurlar meteliksiz olur.
As you know, Harriet has always been a bright and lovely child.
Bildiğiniz gibi Harriet daima neşeli ve sevimli bir çocuk olmuştur.
As soon as you know anything, call me.
Bir şey öğrenir öğrenmez beni ara.
As soon as you know anything about Alberto, let me know immediately.
Alberto hakkında bilgi alırsan, bana hemen bildir.
You are extremely vulnerable right now, and I've been a part of the program long enough to know that this is not a good idea.
Sen şu anda aşırı derece incinebilir durumdasın, ve ben programların içinde şunu öğrenecek kadar kaldım bu hiç iyi bir fikir değil
I... you know, art is... is really, in fact, indeed my true passion.
Ve bildiğiniz gibi, sanat... Benim asıl tutkum sanattır.
You know, as happy as I am.
Benim mutlu olduğum gibi.
I'm just floating trial balloons, you know, as one does.
Ben sadece şansımı denedim. Bilirsiniz. Sormak istedim.
You know, I don't want you around my son if you can't control your temper over something as stupid as this.
Bunun gibi aptalca bir şey yüzünden öfkene hakim olamıyorsan oğlumun yakınında olmanı istemiyorum.
How so? 'Cause I sure as shit don't know you.
Çünkü ben seni tanımıyorum.
Well, I know that you and Captain Hicks have been against this project as soon as you found out that Massoud Tahan was an American citizen.
Bildiğim tek şey, Massoud Tahan'ın Amerikan vatandaşı olduğunu öğrendiğinizden beri yüzbaşı Hicks ve sizin bu plana karşı olduğunuz.
It's not gonna be any of pencil pushers or, you know, the Beltway types that are fucking straightening their ties as we speak.
Masa başı sıkıcı bir işte olan veya şu an bağlarını güçlendiren bir başkent memuru olmayacak.
Oh, you know, same old circle jerk as when you left.
Hâlâ aynı maçoluklar silsilesi işte.
Whatever it takes, so long as only you and I know that this leads us to the Zeitung or Shaw.
Ne gerekiyorsa. Bunun bizi Zeitung veya Shaw'a götüreceğini sadece biz bilelim.
You know as well as I do that leaving was not an option for me.
Bunun bir seçenek olmadığını benim kadar iyi biliyorsun.
Try you as an adult, you know?
Yetişkin olarak yargılanacaksın.
And I know I should stop seeing you, as we have no future...
Seninle görüşmeme bir son vermem gerektiğini biliyorum. Geleceğimiz yok gibi.
Son, I want you to know everyone here thinks of you as a real hero, and I just, i just think it's a shame you boys were wasted on this stupid war.
- Evlat, bilmeni isterim ki buradaki herkes, seni gerçek bir kahraman olarak görüyor ve bence siz çocukların, bu aptal savaşta boş yere ölmesi utan verici.
I know that you worked hard to put this together.
Bu parti için aşırı uğraştığını biliyorum.
France needs the Vatican's help, as you well know.
Fransa'nın Vatikan'ın yardımına ihtiyacı var, bal gibi biliyorsunuz.
Now why don't we, you know, get back to the regular scheduled program, huh, Judge?
Asıl olaya geri dönsek nasıl olur Sayın Yargıç?
Now, I am not that experienced, as many of you know and have kindly pointed out.
Çoğunuzun bildiği ve kibarca dikkat çektiği gibi çok tecrübeli değilim.
You know that's what you're gonna do, so you just might as well decide you're gonna do it.
Böyle yapacağını biliyorsun. - Bari böyle yapacağına karar ver.
Well, maybe you don't know as much as you think you know.
Belki de bildiğini sandığın kadar çok şey bilmiyorsundur.
You know, as a former director of a couple of big 3-letter agencies, slowing down 1,000 centrifuges in Natanz...
Birkaç 3 harfli kuruluşun genel müdürü olarak,... Natanz'daki 1,000 santrifüjü devredışı bırakmak...
Secrecy is still justifiable in certain cases to protect sources or to protect national security but when we deal with secrecy, don't hide behind it to use as an excuse to not disclose something properly that you know should be
Gizlilik, kaynaklarımızı korumada yada,... ulusal güvenlik konularında hala başvurduğumuz birşey. Ancak gizliliğe başvururken onu bir bahane,... olarak kullanmamalısınız, yapmanız gerektiğini bildiğiniz,... ama yapmadığınız birşey için mesela.
Now, as many of you know, a big Hollywood movie is being filmed in our neighboring town of Woodbury.
Şimdi, birçoğunuzun bildiği üzere komşu kasabamız Woodbury'de büyük bir Hollywood filmi çekiliyor.
You may know him as the author of a little something called Who's Afraid of Virginia Woolf?
Onu Kim Korkar Hain Kurttan diye bir şeyin yazarı olarak tanıyabilirsiniz.
You will be so kind as to let RZA and Busta Rhymes know that they're not allowed to rap anymore?
Mümkünse RZA ve Busta Rhymes'a artık rap yapamayacaklarını söyler misin?
Were you seducing him so you can get out of this alive? - Elizabeth is sending you an offer to succeed her as queen of England. - I don't know.
Bundan canlı çıkabilmek için mi onu ayarttın?
I know you and Robert Dudley have history, but he's not as terrible as you made him out to be, Gideon.
Sen ve Robert Dudley'in geçmişinizin olduğunu biliyorum. Ama dediğin kadar berbat değil, Gideon.
Because in my experience, as you know, when these things happen, there's always somebody behind it.
Sen de bunu orada yapmalısın.
You know, these things, you're gonna learn to appreciate as time goes by.
Çünkü, bazen babama olan nefretinin bana olan sevginden çok olduğunu düşünüyorum. Bu doğru değil.Seni, ondan nefret ettiğimden çok daha fazla seviyorum.
I know you have some product in Amarillo as well.
Bir şans daha istiyorum.
Laura, you know I miss your father as much as you do.
Laura. Biliyorusun senin babani ozledigin kadar bende ozluyorum,
You know, it is possible to be in love with two men.
İki erkeğe birden aşık olmuş olabilirsin.
Far as we know, you're not in any trouble.
Bildiğimiz kadarıyla, başınız belada falan değil.
But you know you can't let that infect your resolve as a doctor.
Fakat bunun doktorluğunu etkilemesine izin veremezsin.
I know. But if you even so much as look at another woman...
Biliyorum ama başka bir kadına baktığını görürsem- -
Mr. Ambassador, you may not know much about me, but what you should know is that I'm about as straight a shooter as you're gonna find in Washington.
Sayın Elçi, beni iyi tanımıyor olabilirsiniz ama bilmeniz gereken şu ki Washingtondaki nişancı kadar direkt bir insanım.
I know how to make the world see me as someone normal... someone kind, someone nice... and you just can't do that.
Dünyaya kendimi normal biri gibi göstermeyi biliyorum. Kibar, nazik biri olarak. Ama sen yapamıyorsun bunu.
I'll let you know when I have my own insurance and we can start the paperwork for the divorce, so as not to expose your fraud.
Kendi sigortamı aldığımda boşanma işlemini başlatmanız için bildiririm sana. Oyunun ortaya çıkmasın diye.
You know, just think of Alex as someone you could share the burden of your crazy mother.
Alex'i, deli anne yükünü taşımanda yardım edecek biri olarak gör.
But as long as we can sit down and take each other by the hand and really just say, you know, "Honey, you know how much I love you and I value you," um, then everything that comes after that just goes so much more easily.
Oturup el ele tutuştuğumuz zaman gerçekten "Hayatım, seni ne kadar sevdiğimi ve sana ne kadar değer verdiğimi biliyorsun" deyince ondan sonra her şey birden çok daha kolay oldu.
You know, as shrewd a judge of character as I consider myself to be, I have to admit I have seriously misjudged you, Libby Masters.
Kendimi açıkgöz bir insan sarrafı zannederdim ama seni yanlış tanıdığımı kabul etmeliyim, Libby Masters.
as you wish 846
as you requested 56
as you can see 1468
as you can imagine 154
as you were 223
as you want 26
as you may know 70
as you like 91
as you say 390
as you are aware 22
as you requested 56
as you can see 1468
as you can imagine 154
as you were 223
as you want 26
as you may know 70
as you like 91
as you say 390
as you are aware 22
as your attorney 28
as you command 52
as you may recall 29
as you may have noticed 26
as you probably know 36
as you can tell 29
as you see 194
as you said 191
as you may have heard 27
as you please 44
as you command 52
as you may recall 29
as you may have noticed 26
as you probably know 36
as you can tell 29
as you see 194
as you said 191
as you may have heard 27
as you please 44
as you are 36
as you well know 135
as you do 33
as you call it 56
as your friend 86
as you 43
as you put it 48
as your doctor 24
as your father 16
as your lawyer 31
as you well know 135
as you do 33
as you call it 56
as your friend 86
as you 43
as you put it 48
as your doctor 24
as your father 16
as your lawyer 31