English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / As you may know

As you may know translate Turkish

591 parallel translation
As you may know, my brother is a prisoner of Leopold of Austria.
Bildiğiniz gibi, ağabeyim Avusturya Dükü Leopold'un elinde.
As you may know, food is a hobby of mine.
Belki bilirsiniz, yiyecekler benim bir hobim.
Of course, as you may know, these little trinkets are not only used to cuff hands, they work very well on legs.
Kuşkusuz, bilebileceğiniz gibi, bu küçük takılar sadece elleri kelepçelemek için kullanılmazlar, ayaklar üzerinde de pekala iş görürler.
And... a thought came to me. As you may know, Colonel Travis has ordered all powder and ball from the merchants of Bexar.
Ve ben düşündüm de sen de biliyorsun, Albay Travis'in emriyle Bexar'da depolardan silah ve malzemeler toplandı.
As you may know, I want Tatewaki.
Bildiğin üzere, Tatewaki'yi istiyorum.
As you may know, I own this island.
Bildiğiniz gibi, bu adanın sahibiyim.
Miss Maxwell, as you may know, there was a $ 20,000 reward for the return of my jewels.
Bayan Maxwell, bildiğiniz gibi, mücevherlerimin bulunması için... - 20.000 dolar ödül vardı.
As you may know I sit on the government - appointed commission Perspective 2000 as an expert on steel.
Haberiniz vardır hükümetin kurduğu bir komisyon olan Perspektif 2000'de çelik uzmanı olarak görev yapmaktayım.
Which stands, as you may know, for Victoria Cross and is awarded for valor.
Ki bu sadece cesur insanlara verilen Zafer Nişanıdır.
And as you may already know... I might act strangely, and I might say some weird things.
Ayrıca konuşurken başka bir yere baktığımı ya da konu dışı bir şey söylediğimi fark edebilirsin.
But as you know everyone in town... you may be able to take her position.
Ama bildiğiniz gibi şehirdeki herhangi bir kişi de onun yerini alabilir.
We may as well discuss this frankly, now that you know the facts.
Gerçekleri bildiğine göre bu meseleyi açık açık konuşabiliriz.
- You may as well know...
Aynı zamanda bilesiniz ki...
You may not know it as well as me.
Benim kadar iyi bilemezsin.
Don't you know that, under the law... they are equally guilty of murder... that, under the law, they may both be hanged for it?
Yasalar önünde ikisinin de cinayet sebebiyle eşit ölçüde suçlu olduğunu ve yasa gereği ikisinin de asılabileceğini bilmiyor musunuz?
And let me tell you, Favell, blackmail is not much of a profession, and we know how to deal with it in our part of the world, strange as it may seem to you.
Şunu da söyleyeyim ki, Favell, şantaj, bir meslek sayılmaz ve sana tuhaf gelse de, kendi dünyamızda onunla nasıl başa çıkacağımızı biliriz biz.
I require and charge ye both... as ye will answer at the dreadful day of judgment... when the secrets of all hearts shall be disclosed... that if either of you know any impediment... why you may not lawfully be joined in matrimony... ye do now confess it.
Her ikinizden de... en derin sırların ortaya döküleceği... mahşer gününde olduğu gibi cevap verip... yasal olarak evlenmenize engel olacak... bir durum varsa... şimdi itiraf etmenizi istiyorum.
There's one more thing. You may as well know what I know - some of it, at any rate.
Sizin bildiğiniz bazı şeyleri, en azından bir kısmını benim de bilmem iyi olur.
I know it may seem screwy to you, but it seems to me as if I can smell some of that coal smoke right off the old Monongahela River.
Size biraz çatlakmışım gibi gelebilir ama o eski Monongahela nehrinin ağzından yayılan kömür kokusunu sanki alabiliyormuşum gibi geliyor bana.
It may interest you too to know that the man we have depicted for you... as State's Attorney Harvey... was actually a Connecticut lawyer named Homer Cummings.
Size Eyalet Savcısı Harvey olarak gösterdiğimiz adamın aslında Connecticut'lı bir hukukçu olan Homer Cummings olduğunu bilmek ilginizi çekebilir.
For your desire to know what is between us, o'ermaster it as you may.
Aramızda geçeni merak ediyorsanız, yenmeye çalışın bu merakınızı.
You know, I'm not good at saying such things. But... Lisa, I want you to be as happy as you may be.
Bilirsin, böyle şeyleri söylemekte pek iyi değilimdir ama Lisa, beni ettiğin kadar mutlu olmanı istiyorum.
Before Mr. Lockwood refreshes your memory, you may as well know I hit Miss Lamont with the cake.
Bay Lockwood hafızanızı tazelemeden önce, bilmelisiniz ki aynı zamanda Bayan Lamont'a pastayı atan bendim.
We shall find in him a shrewd contriver, and, you know, his means, if he improve them, may well stretch so far as to annoy us all, which to prevent, let Antony and Caesar fall together.
Yaman bir bozguncu olarak çıkar karşımıza. Türlü imkânları da var, biliyorsunuz. Bunları geliştirecek olursa, hepimizin başını derde sokabilir.
You may as well know at once what your father has decided.
Babanın neye karar verdiğini hemen tahmin edebilirsin.
You know, Jed, I may not be as pretty as the Colonel's wife... but you carry me gently and I'll give you the kiss she didn't.
Albay'in karisi kadar güzel olmayabilirim ama Jed... beni taºidigin için onun sana vermedigi öpücügü verecegim.
That you may know these things are done of God you shall see hail fall from a clear sky and burn as fire upon the ground.
Bunları Tanrı'nın yaptığını anlaman için... bulutsuz gökyüzünden dolu yağdığını ve yere düştüğünde ateş gibi yandığını göreceksin.
You may as well know Vitajex is the sixth sister in the international drug family.
Bildiğiniz üzere, Vitajex uluslararası ilaç ailesinin altıncı koludur.
I want you to know that you may feel free to regard my home as your own.
Şunu bilmeni isterim ki... evimi kendi evin gibi kabul edebilirsin.
We know you've had rather a shock, Polly, and talking about it may be disturbing, but I'm afraid we must ask you a few questions, so I'll be as quick as I can, and you just try not to let it upset you. Hmm? Oh, it don't.
Oldukça sarsıldığını biliyoruz, Polly, ve ondan söz etmek rahatsız edici olabilir, fakat korkarım sana bir kaç soru sormamız gerekiyor, dolayısıyla olabildiğince çabuk olacağım, ve sen de canını sıkmamaya çalış.
Look, from the way you're going on, anyone might think we just won a war, but you may as well know it. We came down here losing one.
Girdiğiniz bu yolda... bazılarınız bir savaş kazandığımızı düşünüyor olabilir ama şunu da bilmelisiniz ki... birini kaybettiğimiz için buradayız!
As you know, these injections may have had some effect on your vision. I understand.
Bildiğiniz gibi, yaptığımız enjeksiyonlar görme kabiliyetinizi etkilemiş olabilir.
You may leave after classes if you want to, just so long as you let me know when you're going out.
İstersen derslerden sonra gidebilirsin. Uzun süreli yürüyüşlerini bana haber vermen koşuluyla.
You may as well know. I would've told them anything.
Bilsen iyi olur, onlara her şeyi anlatabilirdim.
I'm as pleased as if he were me own son - which, it may surprise you to know, he's not.
Benim oğlum olmasından gurur duyardım buna şaşırabilirsiniz ama Tom benim oğlum değil.
You know, it may be she made up to him deliberately in order to gain entrée into these houses so as to, as you would put it, case the joints for her real paramour Compton.
Belki de ona bilerek yanaşmış olabilir, bu şekilde o evlere giriş imkanına sahip olacak ve gerçek aşkı olan Compton'ı izleyebilecekti.
I can't tell you what it is, but should it fall into the wrong hands, it may mean the end of civilisation as we know it.
Ne olduğunu söyleyemem, ama yanlış kimselerin eline geçerse uygarlığın sonu gelir, emin olun.
And you may as well know the truth :
Ve şu gerçeği de öğrenebilirsin :
As long as you know about the cancelled flight, I may as well tell you the whole thing.
İptal edilen uçaktan haberiniz olduğuna göre, size hepsini anlatmalıyım.
But I think the thing I hated most was that I knew... that deep down, under that small-town emperor... there was a human being that I wanted to know... and you wouldn't let come out.
Ama sanırım asıl nefret ettiğim şey o küçük kasaba imparatorunun içinde, derinde bir yerlerde tanımayı isteyeceğim bir insan bulunduğunu bilmem ama senin onun dışarı çıkmasına izin vermemendi.
No, I'm just sayin'- - You know, new pussy may hold the promise of something better, but it sure as shit ain't love. Great.
Bilirsin yeni amcık daha iyi şeyler vaat edebilir ama eminim ki aşk gibi olmayacak.
I promise. You may as well know what I know- - some of it, at any rate.
Sizin bildiğiniz bazı şeyleri, en azından bir kısmını benim de bilmem iyi olur.
You know, I may not look like a Don Juan, but as a general rule... politicians make it big with women.
Bir Don Juan olduğumu iddia etmiyorum, ama emin olun politikacılar kadınların çok hoşuna gider.
I am dining you, as I will dine others, to get to know those whom I may trust.
Kime güvenebileceğimi öğrenmek için çağırdım, başkalarını da çağıracağım.
I may not get there with you... but I want you to know tonight... that we, as a people... will get to the promised land.
Oraya sizinle gelmeyebilirim ama bu akşam şunu bilmenizi istiyorum. Biz, halkımız o vaat edilen topraklara gidecek.
This may surprise you, since you are prisoners,... but as you know, every year at this time,... paroles are granted.
Biliyorum, bu sizi şaşırtabilir ; sonuçta burada mahkûmsunuz. Ama şüphesiz biliyorsunuzdur ki her yıl yılbaşı vesilesiyle sağlanan şartlı tahliyeden siz üçünüzün yararlanmasına karar verildi.
I may not get there with you... but I want you to know tonight... that we as a people will get to the promised land.
Οraya sizinle birlikte νaramayabilirim... ama bu akşam bilmenizi isterim ki... biz tοplum οlarak νaat edilen νatana ulaşacağιz.
Today, as you may or may not know - it doesn't matter - is the opening of the World Series.
Bugün, haberiniz var mı yok mu bilemem ama... Beyzbol Liginin açılışı var.
As you may or may not know, I am, as they say very heavy into real estate.
Belki biliyorsun, belki bilmiyorsun... emlak işine girdim.
I require and charge you both, as you will have to answer at that dreadful day of judgment when the secrets of all hearts shall be disclosed that if either of you know any impediment why you may not be lawfully joined in matrimony ye do now confess it.
Korkunç kıyamet gününde bütün kalplerin sırları açığa çıkacağından yasal olarak beraberliğinizi engelleyecek bir şey biliyorsanız bunu şimdi itiraf etmenizi istiyorum.
And I have an idea, I may be wrong of this, that his wife was a Communist and that his wife had influenced him, as any wife does, as you know and I know.
Bu fikrimde yanılıyor olabilirim ama karısı bir Komünistti. Ve her kadın gibi o da kocasını etkiledi. Sizin de benim de bileceğimiz gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]