At once translate Turkish
25,190 parallel translation
I'll write to Elizabeth at once, telling her of your concerns.
Elizabeth'e endişelerini ifade eden bir mektup yazacağım hemen.
Report to the infirmary for treatment at once.
Revire tedaviniz için haber vereceğim.
You will be leaving my service at once.
Benim hizmetimden ayrılıyorsun hemen.
I assume all three need to be pulled at once to open the door.
Tahminimce, kapının açılması için üçünün de aynı anda çekilmesi gerekiyor.
No, I need to see the entire passenger section of the plane from all perspectives at once.
Hayır, yolcu bölümünü tüm yolcuların gözünden tek seferde görmeliyim.
Is it safe to send her into the memories of five victims at once?
Onu tek seferde beş kurbanın hatırasına göndermek güvenli mi?
Free her at once!
Onu hemen serbest bırakın!
Back to the castle at once!
Hemen kale dön!
Naomi, you're saying so many things at once.
Naomi, aynı anda bin tane şey söylüyorsun.
You want the effect to come all at once.
Bir defada etki etse iyi olur.
We went to the Tidal Basin once to look at the cherry blossoms.
Bir keresinde kiraz çiçeklerine bakmaya Tidal Basin'e gitmiştik.
Same thing my father did with me... breakfast and tucking in at bedtime.
Babamın bana yaptığının aynısını. Kahvaltı ve yatmadan önce atıştırma.
I just got a bid from a guy willing to buy all the designer soap at ten bucks a bottle!
Az önce bir adamdan tüm özel tasarım sabunları şişesi on kâğıttan almak üzere bir teklif aldım.
I was just now at the flyover...
Az önce üstgeçitteydim...
I was just speaking with a friend who's an engineer at the Department of Buildings.
Az önce inşaat müdürlüğünde mühendis olan bir arkadaşımla konuştum.
Derek O'Neal spoke at a city council meeting a few months ago.
Derek O'Neal bir kaç ay önce belediye meclisi toplantısında konuşmuş.
His car was reported about 30 minutes ago, crashed and abandoned at Dekum Park.
Arabası 30 dakika önce Detum Park'ta çarpmış ve terk edilmiş bir halde görülmüş.
Before he came back to work, Morgan said that he'd found a connection between the men who held him at the cabin and the Montolo family.
Morgan dönmeden önce kendini esir tutan adamlarla Montolo ailesi arasında bağlantı bulduğunu söylemişti.
Aaron just got back from protecting our country, and now he's fighting for his true love, who's waiting for him at home with their newborn son right now.
Aaron kısa süre önce vatanımızı koruyordu ve artık onu yeni doğan oğuluyla evde bekleyen gerçek aşkı için mücade ediyor.
Uh, we met a long time ago at that place you worked.
Uzun zaman önce çalıştığınız yerde tanışmıştık.
I-I tried to look at them before, but...
- Onlara daha önce biraz bakındım ama...
Stopping the girls at Schonefeld is the most risk-averse option, because once they're out of the country, possible missteps increase exponentially.
Kızları Schonefeld'de durdurmak en az riskli seçenek, çünkü ülkeden çıktıkları an olası hatalar katlanarak artar.
10 years ago, I wanted another shot at that belt.
10 yıl önce kemer için bir şansım daha olsun istemiştim.
Look, I was just at the hospital with Sadie.
Dinle, Sadie ile hastanedeydim az önce.
I will tell Lee everything you've been doing. Look, I was just at the hospital.
Az önce hastanedeydim.
He, um, had a disorder where he'd put everything in his mouth, so you had to watch him at all times, even when he went into the bathroom, and so Isadora went into the bathroom once,
Ağzına her şeyi koymakla ilgili bir rahatsızlığı vardı bu yüzden onu her zaman gözetlemen gerekiyordu hatta banyoya girdiğinde dahi.
Because you e-mail me your bathroom schedule once a week, even though I've clicked unsubscribe, like, a thousand times.
Haftada bir tuvalet programını mail atıyorsun. Bin sefer falan abonelikten çıkarsam bile.
How did he get the drop on a professional killer with a gun at the Red Reef Inn?
Danny nasıl oldu da Red Reef Otelde eli silahlı profesyonel bir katilden önce davranıp onu haklayabildi?
Once in the morning and once at night.
Bir tane sabah, bir tane de akşam.
That's what the feds told Sheldon Burkes over at Magnolia Farms two years ago.
2 yıl önce Federaller Magnolia Çiftliği için Sheldon Burkes'e de aynısını söylemişlerdi.
I heard I could get paid 100 bucks per day for studying at some kind of service company.
Önce hepimize ofis gibi bir odada 100 bin won verildi ve çalışmamız istendi.
It is unclear whether the President was aware of this good news at the time of his death.
Başkan'ın ölmeden önce bu iyi haberleri alıp almadığı ise sır perdesini koruyor.
A lot of the people that came to Cyber Command, the military guys, came directly from an assignment in Afghanistan or Iraq,'cause those are the people with experience and expertise in operations, and those are the ones you want looking at this
Siber Komuta'ya katılan birçok kişi,... yani askerlerin çoğu doğrudan,... görev yerleri olan Afganistan yada Irak'tan gelmişti. Çünkü bunlar daha önce birçok operasyona katılmıştı,... ve Siber Komuta'nın geleneksel askeri operasyonlardaki etkisini,... oldukça pekiştireceklerdi.
Before they had even started this attack, they put inside of the code the kill date, a date at which it would stop operating.
Daha saldırıya başlamadan önce,... kodun içine bir tür operasyonu durdurma tarihi girmişlerdi. Saldırıyı bitirecek bir tarih.
And at one point during those discussions, he said to a number of his aides, you know, I have some concerns because once word of this gets out, and eventually he knew it would get out,
Bu toplantılardan birinde bazı çekincelerini dile getirdi. "Biliyor musunuz, bazı endişelerim var."
It became a significant issue and a very wide-ranging investigation in which I think most of the people who were cleared for Olympic Games at some point had been, you know, interviewed and so forth.
Oldukça önemli bir dava olmuştu,... ve soruşturmanın boyutu oldukça genişletildi. Sanırım daha önce bir şekilde "Olympic Games" hakkında konuşmuş,... ve suçlu olmadığı blinen kişilerle bile tekrar görüşüldü.
I had met her once at the 92nd Street Y.
92nd Street Y'da onunla tanışmıştım.
It's been at least an hour since my last infusion.
Son kahvemi bir saat önce içmiştim.
Well, I had discussed the possibility of the Gazette shutting down at an earlier meeting, before you were back.
Gazetenin kapanabileceğini sen dönmeden önce anlatmıştım.
I've seen it before, but only when somebody cuts off her car or at a shoe sale.
Daha önce trafikte önü kesilince veya ayakkabı indirimlerinde görmüştüm.
It puts my business at risk, for one thing.
Önce işimi tehlikeye atar bu.
She recently became the Chief Innovations Officer at St. Matthew's Research Medical Center in Los Angeles, California.
Kısa süre önce Los Angeles, Kaliforniya'da St. Matthew Araştırma Tıp Merkezi'nde İnovasyon Kurulu Başkanı olarak görev yapmaya başladı.
Oh, I just got that patient into a deep-freeze pod at Randor.
Az önce o hastayı Randor'da dondurup kapsüle koydum.
It started at $ 600 then got up to $ 800 before we realized we were the only ones bidding.
Bizden başka teklif veren olmadığını fark etmeden önce 600'den başlayıp 800'e çıktı.
What kind of outlay are we looking at as far as bringing it up to code?
İşin yasal boyutundan önce, ne tür harcamalardan bahsediyoruz?
A number of you have probably heard about what happened at our daycare two days ago.
İki gün önce kreşimizde olanlarla ilgili şeyleri muhtemelen duymuşsunuzdur.
Anybody comes at us, they're going to have to get through Bucky here, okay?
Bize saldıran olursa, önce Bucky'yi aşmak zorunda kalacaklar, tamam mı?
Uh, excu... before you go, can you please fill us in on all active pranks at this table?
Pardon... gitmeden önce, bu masadaki aktif şakalar, konusunda bilgilendirir misin bizi?
You know you need that at least once a month.
En az ayda bir kez lazım sana biliyorsun.
She drowned herself at her parents'house 3 weeks ago.
Üç hafta önce ailesinin evinde kendini boğmuş.
A month ago, there was an incident at a park.
Bir ay önce parkta bir olay olmuş.
once 1546
once upon a time 600
once again 1042
once or twice 100
once and for all 239
once in a lifetime 20
once more 250
once a week 102
once is enough 17
once in a while 156
once upon a time 600
once again 1042
once or twice 100
once and for all 239
once in a lifetime 20
once more 250
once a week 102
once is enough 17
once in a while 156