Once a week translate Turkish
3,373 parallel translation
My mother used to say to me once a week :
Eskiden annem haftada bir şunu derdi :
Lev and I were talking about getting a maid to come once a week.
Lev'le haftada bir gelecek bir hizmetçi tutmayı düşünüyorduk.
You know, like, maybe we'd meet once a week for a run, you know?
Biliyorsun, belki her hafta koşmak için buluşabiliriz değil mi?
The water is supposed to be brought in from a natural source, not pumped in from a hose and chlorinated once a week by an ex-con from Glastonbury, but the idea is the same.
Suyun doğal bir kaynaktan çıkıyor olması lazım. Böyle bir hortumla doldurulup Glastonbury'li eski bir suçlu tarafından haftada bir klorlanmaması lazım ama fikir aynı.
Once a week, she has to shave her fingers from here to here.
Haftada bir, parmaklarının şuralarını..... tıraş etmek zorunda.
My wife left me, and I only see my kid once a week.
Karım beni terk etti ve oğlumu haftada bir kez görebiliyordum. Karım beni terk etti ve oğlumu haftada bir kez görebiliyordum.
Once a week, and I can write about whatever I like.
Haftada bir ve istediğim şey hakkında yazabilirim.
She usually updates it at least once a week, and this one hasn't been updated since... ♪
Genellikle haftada en az bir defa günceller ama bu şeyden beri güncellenmemiş...
BJ, I have been carrying ten grocery bags on one arm and a small child on the other once a week for six years.
- Hayır Bj, ben altı yıl boyunca her hafta on market torbasını bir kolumda ve küçük bir çocuğu diğer kolumda taşıdım.
Blaine said I couldn't be faculty advisor unless I dressed up once a week, so I'm from the planet Testostergen,
Eğer haftada bir kostüm giymezsem, Blaine danışman olamayacağımı söyledi.
Security detail would have to remove him at least once a week, and, uh... from what I heard, it sometimes got ugly.
Güvenlik görevlileri en azından onu... bir hafta uzaklaştırabilmiş ve duyduğuma göre bazen çok çirkinleşiyormuş.
I bet someone's coming up to him claiming to be his long-lost brother like once a week.
Eminim haftada bir kere, biri çıkıp onun eski kayıp kardeşi olduğunu iddia ediyordur.
He also received a $ 2,500 deposit into his bank account a week before he left.
Ayrıca gitmeden bir hafta önce banka hesabına 2,500 dolar çekmiş.
Yeah, he put his two-week notice in about a month back.
Evet, bir ay kadar oluyor, ayrılmadan iki hafta önce bahsetti.
Only once or twice a week. "Only?"
- "Sadece" mi?
A week ago my mother was living in a retirement community playing golf with her girlfriends and watching reruns of Cagney Lacey.
Bir hafta önce benim annem, emekliler topluluğunda kız arkadaşlarıyla golf oynayıp Cagney Lacey'in tekrar yayınlarını izliyordu.
A week ago, Moretti was killed. You're now working for the guy that shot him.
Bir hafta önce, Moretti öldürüldü ve sen şimdi onu vuran adam için çalışıyorsun.
About a week or so before Kyle left, you and I and Kyle and Dale were here having the barbecue, and Kyle told me - -
Kyle gitmeden birkaç hafta önce sen, ben, Kyle ve Dale mangal partisi yapıyorduk ve Kyle bana...
It must've been a week ago.
Bir hafta önce olmalıydı.
A week ago, an employee stole money from this casino.
Bir hafta önce, bir çalışan, kumarhaneden para çaldı.
I split up with David about a week ago.
Bir hafta önce David'den ayrıldım.
- I staked this place out a week ago!
Burayı bir hafta önce tuttum.
What? Hit-and-run, a week ago.
- Vurup kaçtık, bir hafta önce.
- This was a week ago?
- Bir hafta önce miydi bu?
And by the way, a week ago you guys would have said the same exact thing.
Bir kaç hafta önce sizde aynı şeyi söylerdiniz.
- A week ago we weren't...
- Bir kaç hafta önce biz..
A week ago, we weren't screwed.
Bir hafta önce böyle değildik.
I'm having dinner at Franklin's a week ago, right?
Bir hafta önce Franklin'nin evinde akşam yemeği yiyorduk, tamam mı?
Just last week, Franklin was complaining about a local.
Daha bir hafta önce Franklin Hampstons'daki biri yüzünden yakınıyordu.
Jesus, a week ago you guys were living in a dumpster eating cat food.
Yok artık, bir hafta önce çöplükte yaşayıp, kedi maması yiyordunuz.
Nick Fowler quit his job a week ago before I could fire him for being insubordinate and lazy.
Nick Fowler bir hafta önce işten ayrıldı, önce bende onu kovabilirdim itaatsiz ve tembel olduğu için.
The guy went missing about a week ago.
Adam bir hafta önce ortadan kaybolmuş.
- What? - Hit-and-run, a week ago.
- Vurup kaçtık, bir hafta önce.
I called you a week ago.
Seni bir hafta önce aramıştım.
In reality, "Marshall and Steph 4-eva" turned out to be "Marshall and Steph for two days until Steph's boyfriend got out of juvie a week early."
"Marshall'la Steph Sonsuza Kadar" yazısı gerçekte "Steph'in erkek arkadaşı ıslahevinden bir hafta önce çıkınca Marshall'la Steph iki gün" olarak gelişti.
John Ramos was killed a week ago, Eduardo Munoz was killed this morning.
John Ramos, iki hafta önce öldürülmüş Eduardo Munoz, bu sabah öldürüldü.
Tommy was here a week ago.
Tommy bir hafta önce buradaydı.
A week ago, you almost took a bullet, not 50 yards from that graveyard.
Bir hafta önce o mezarlığın aşağı yukarı elli metre uzağında neredeyse kurşun yiyordun.
They were going to get married just a week before the accident.
Kaza olmadan sadece bir hafta önce evlenmişlerdi.
The suspect visited Pacific Bank of Modesto and Fresno Savings and Loan a week before each was robbed.
Şüpheli, soygundan bir hafta önce Modesto Pasifik Bankası ve Fresno Savings and Loan'ı ziyaret etmiş.
Let's begin with your arrival in Carson Springs a week ago.
Bir hafta önce Carson Springs'e varışından başlayalım.
One of them was found 6 miles from the Goodwin house just a few hours ago- - reported stolen last week.
Geçen hafta çalındığı bildirilenlerden bir tanesi birkaç saat önce Goodwin'lerin evinin 10 km yakınında bulunmuş.
- Yes. - Were you aware that Tre Lawson pledged Pi Gamma Phi a week before his death?
- Tre Lawson'un ölümünden bir hafta önce Pi Gama Phi'de yemin ettiğinin farkında mıydınız?
He might be... Someone that checked in a week ago.
Bu şey bir hafta önce giriş yapmış biri olabilir.
About a week ago
Bir hafta kadar önce geldi.
Can't remember if it's once a week, or every 2 weeks.
Haftada bir mi, iki haftada bir mi hatırlayamıyorum.
The cat started appearing about a week ago. Did Emilie tell you about that?
Kedi bir hafta kadar önce görünmeye başlamış.
The gun... he bought it a week ago.
Silahı bir hafta önce almış.
I forgot to cancel his BlackBerry, and about a week ago, there was a call from a number I didn't recognize, so I called back.
O yüzden BlackBerry'sini iptal etmeyi unuttum. Bir hafta kadar önce tanımadığım bir numara telefona çağrı bıraktı. Ben de geri aradım.
I got into town about a week ago.
Kasabaya bir hafta önce geldim.
There was a double hommy on your block like a week ago.
Bir hafta önce sizin blokta çifte cinayet işlenmiş.
once again 1042
once and for all 239
once a month 91
once a day 16
once a year 76
a week later 116
a week 696
a week or two 16
a week ago 218
week 129
once and for all 239
once a month 91
once a day 16
once a year 76
a week later 116
a week 696
a week or two 16
a week ago 218
week 129
weekly 26
weeks 936
weekend 28
weekends 49
weeks pregnant 49
weeks later 21
weeks ago 149
week anniversary 20
once upon a time 600
once or twice 100
weeks 936
weekend 28
weekends 49
weeks pregnant 49
weeks later 21
weeks ago 149
week anniversary 20
once upon a time 600
once or twice 100