Before you die translate Turkish
960 parallel translation
If we do nothing, it won't be long before you die out.
Eğer hiçbir şey yapmazsak ölmeniz çok uzun sürmez.
"Before you die... won't you at least have coffee with me... in my room?"
Ölmeden önce, en azından odamda kahve içmez miydin?
Then, dog of an unbeliever, before you die... you shall see, with me, nothing is impossible!
Seni imansızın köpeği, ölmeden önce... göreceksin ki benimle hiç bir şey imkansız değildir!
And now, before you die, my pretty one, I shall tell you I am not Professor Fetlock, the astronomer, I am Baggo the Bat!
Ve şimdi de güzelim, sen ölmeden önce söylemeliyim ki, ben Profesör Fetlock değil Yarasa Baggo'yum!
I want you to live as long as possible before you die.
Ölene kadar olabildiğince uzun yaşamanı istiyorum.
Why you fight so soon before you die?
Ölüm yakınken, kavga neden?
You know, I've got a theory that you should do everything before you die.
İnsan, ölmeden önce her şeyi yapmalı.
You'll probably see a lot of it before you die.
Muhtemelen hayatında çok göreceksin bunu.
But let me assure you, once you get it made, you can be idealistic all of ten seconds before you die.
Ama seni temin ederim bunu birkere yap... sonra ölmeden on saniye önce idealist olabilirsin.
Do you have any last words before you die, Quilty?
Ölmeden önce söyleyeceğin bir şey var mı quilty?
Before you die, you will recognize him.
Ölmeden önce, onu tanıyacaksın.
Before you die, you will recognize him.
Ölmeden önce, onu tanıyacaksın!
Before you die, you will recognize him!
Ölmeden önce, onu tanıyacaksın!
Ιt was as if you were asking to see me before you die.
Sanki ölmeden önce beni görmek istiyormuşsun gibi geldi bana.
You'll know right before you die.
Ölmeden önce öğreneceksin.
And if there's a borehole party and I pray there will be, I'm going to ask to lead it and I'm personally going to shove you down, but not too fast because I want to hear you scream for a long, long time before you die.
Ve bir kuyu partisi düzenlenirse umarım düzenlenir, partiyi ben yöneteceğim ve ellerimle sizi içine sokacağım ama yavaş yavaş çünkü ölmeden önce uzun uzun çığlık attığınızı duymak istiyorum.
You, if you appear before me again... You'll die then.
Bir daha yüzünü karşımda görürsem seni öldürürüm.
If any of us stops a bullet, before we die... we're going to come to you, click our heels together and ask stiffly,
İçimizden biri vurulursa, ölmeden önce sana gelip topuk selamı vereceğiz ve çakı gibi durarak...
Before I knew what happened he made me tell him what you said. That she deserved to die.
Ben ne olduğunu anlamadan önce senin, kadının ölmeyi hak ettiğiyle ilgili sözlerini de söyletti bana.
Are you going to die before the wedding?
Düğünden önce mi öleceksin?
If I had, I'd have known you'd die before I did.
Düşünseydim senin benden önce öleceğini anlardım.
If you should die before you get back to America, somebody else will be sent here to take your place, but your work will be delayed.
Amerika'ya dönmeden ölecek olursan yerine başka biri gönderilecek. Ancak işin aksamış olacak.
I heard nothing, but I would die before I would betray you.
- Hiçbir şey duymadım. Ama size ihanet etmektense ölmeyi tercih ederim.
And if enough people die before the last act, maybe you might give it four stars.
Son sahneden önce yeterince insan ölürse, okuyuculara tavsiye edebilirsin bile.
You know I'd die before I'd hurt you.
Seni incitmektense ölürüm daha iyi. Biliyorsun, değil mi?
You know I'd die before I'd hurt you.
Seni incitmektense ölürüm daha iyi.
You're a writer. Remember If I Should Die Before I Live?
Sen bir yazarsın. "Yaşamadan Ölecek Olursam" ı hatırladın mı?
You'll die of old age before you see a shadow around here.
Burada gölge falan görmek imkansız.
Would you die before your time?
Vaktin gelmeden ölmek ister misin?
Scout I send back to you, he able to speak before he die?
Keşif askerini gönderirim sana geri... ölmeden önce o konuşabildi.
Before I die, I want to live just one day like you do.
Ölmeden önce, bir gün olsun senin gibi yaşamak istiyorum.
And before I die, there is something I want to tell you.
Ölmeden önce, size söylemek istediklerim var.
Your job? - Someone gotta die before you'll cooperate?
İlla biri ölmeli mi?
I'll die before I can teach you.
- Bunu sana öğretip öleceğim.
Must every one of you die before the slaughter stops?
Bu kıyım bitene kadar herkes ölmek zorunda mı?
Before I marry Griswold, I will die, and so will you.
Griswold'le evlenmeden önce ben de öleceğim ve sen de.
Would a God who's shown you such wonders let Moses die before his work is done?
Size bu kadar mucize gösteren bir tanrı işini tamamlamadan Musa'nın ölmesine izin verir mi?
I warn you, colonel if I am to die, others will die before me.
Sizi uyarıyorum, albay ben öleceksem, başkaları benden daha önce ölecek.
You're a worried old man who's soon going to die, but I have all my life before me.
Sen, yakında ölecek olan, üzgün yaşlı bir adamsın ama benim önümde koca bir hayat var.
You know what I'm going to do before I die?
Ölmeden önce ne yapacağım biliyor musun?
I have to die some day, probably a long time before you.
Bir gün benim de ölmem gerekecek, senden çok daha önce herhalde.
You know I'd get you before I die.
Ama biiyorsun ölmeden önce ben de seni vururum.
Why must you die before you have even begun to live?
Söylesenize, neden daha yaşamaya başlamadan önce ölmemiz gereksin?
But before I die, you'll be too old for a lover.
Ben ölene kadar, âşık bulmak için çok yaşlanmış olacaksın.
I'll die before I tell you anything!
Sana birşey söyleyemeden öleceğim!
Before I die, I want you to know that the woman you love... offered herself to me if I would kill you.
Ölmeden önce bilmeni istediğim bir şey var. Sevdiğin kadın seni öldürmemin karşılığı olarak kendini bana teklif etti.
Did he have to die before you cared about him?
Sen olmasan da ölmek zorunda kalacak mıydı?
It's a shame you have to wait for a poor old devil to die before parting with 500 quid.
500 sterline kıyamayıp, o zavallı iblis adamın ölümüne kadar beklemeniz büyük ayıp.
I want a match with you before I die.
Ölmeden önce seninle karşılaşmak istiyorum.
Before the community, the metropolitan, ask me to help you before the brotherhood, before Andrei Rublev. Then I shall serve you like a slave like a dog, until the day I die.
Cemaatin önüne çıkıp da, başkentte, benden yardım istersen kardeşliğin önünde, Andrei Rublev'in önünde, o zaman sana köle gibi hizmet ederim köpek gibi, ölene dek.
You'd die before you'd let me do it alone, so I might as well forget about it.
Bu işi tek başıma yapmama izin vermeden önce kendin ölürdün bu sebeple bunu unutayım bari.
before you go 323
before you know it 193
before you leave 71
before you start 24
before your time 20
before you were born 34
before you came 20
before you 99
before you do 63
before you say anything 159
before you know it 193
before you leave 71
before you start 24
before your time 20
before you were born 34
before you came 20
before you 99
before you do 63
before you say anything 159