Cat translate Turkish
39,736 parallel translation
I like your view, Cat. - Very clear.
Manzaranı sevdim, Cat.
I don't care what Cat says.
Cat'in ne dediği umurumda değil.
The cat is out of the bag.
Cat buralardan kaçar.
And Cat's leaving.
- Cat gidiyor.
That's very true, Cat.
Çok doğru, Cat.
I'm the new Cat.
Yeni Cat benim.
Well, not the new Cat.
Yeni Cat değil tabii.
Well, I cut off a cat's tail.
Ben de bir kedinin kuyruğunu kesmiştim.
I'm a cat person.
Ben kedi severim.
Look, you're ruining this island, Cat Stevens!
Bu adayı mahvediyorsun Cat Stevens!
I am the new Cat.
- Yeni Cat benim.
Well, Cat Grant...
- Cat Grant...
Do you think Cat Grant would've handed over her entire company to someone she didn't truly believe in?
Sence Cat Grant bütün şirketini inancı olmadığı birine teslim eder miydi?
Don't be the boss Cat was, be the boss you want to be.
Cat gibi bir patron olma, kendi istediğin gibi bir patron ol.
Cat food. 'Cause raccoons love eating cat food.
Rakunlar kedi mamasını sever.
He tried to put his cousin in a cage. He... cut off a cat's tail.
Kuzenini bir kafese hapsetmeye çalıştı, bir kedinin kuyruğunu kesti.
Oh, if it's that lady and her cat...
Yine o kadınla kedisiyse...
Just had a cat right before you got here, so a little stuffed and... uh... yeah.
Sen gelmeden önce bir kedi bulmuştum biraz dondurulmuştu ve... Evet.
Three to get ready and go cat, go!
Hadi, hazırlan kedicik.
Go cat go, go cat go...
Hadi pisicik, hadi pisicik. "
He is a lurker, this cat.
Bu kedi, tam pusucu.
Weren't they cat houses for the top guys in the Reich?
Buralar İmparatorluğun üst düzey erkekleri için olan genelevler değil miydi?
With Mimi... the cat.
Yanında kedisi Mimi vardı.
But when my cat gets his tail cut off, I get the runaround.
Kedimin kuyruğu kesildiğindeyse herkes beni başından savar.
Never once thought to ask, " Hey, is the cat traumatized?
Kimse de " Kediniz travma mı geçirdi?
What about the cat? "
Kedinize ne oldu? " diye sormadı.
The fact that you're representing James and Grace at the same time is a big old conflict of interest.
Gerçek şu ki ; aynı anda hem James'i hem de Grace'i temsil etmen tam bir menfaat çatışması.
It's only a conflict of interest if I am not smart enough to keep both James and Grace out of jail.
James ve grace'i hapisten uzak tutacak kadar zeki değilsem o zaman bu bir menfaat çatışması olur.
We're gonna go in shooting.
- Çatışmaya gireceğiz. - Ne?
Valentine, do not engage!
Valentine, çatışmaya girme!
You told her not to engage, she disobeyed.
Çatışmaya girmemesini emrettin, emire uymadı.
There's also a police officer locked out on the roof.
Ayrıca çatıda kilitlenmiş bir polis var.
Sometimes when the sun sets, you can see it reflecting off the green tarp on the roof.
Bazen güneş batarken, çatıdaki yeşil brandada yansımasını görebilirsin.
My uncle said his cabin had a green tarp on its roof.
Amcam, kulübenin çatısında yeşil bir branda olduğunu söylemişti.
Everything's going to be fine as long as the roof holds.
- Çatı dayandığı sürece herşey yolunda olacak.
Lost a few shingles off the house, a couple of windows, but that's it.
- Evin birkaç çatı tahtası ve bir çift penceresi kayıp. sadece bu kadar.
You guys know she was on the roof the whole time, right?
- Siz çocuklar çatıda onunla birlikte uzun bir zaman geçirdiniz, değil mi?
No, we got on the roof.
- Hayır. biz çatıdaydık.
We slept on the roof that night, the first night.
- O gece yani ilk gece biz çatıda uyuduk.
Like cleaning the eaves, for instance.
Çatı oluklarını filan temizle.
I trained with him until Iraq, till I got bounced to Supply'cause they wouldn't let women fight in combat.
Irak'a gidene kadar onu ben eğittim. Beni levazıma attılar çünkü kadınların çatışma alanında uçmasını istemiyorlardı.
Then you saw Scott coming down from the stairwell leading to the roof.
Sonra Scott'u gördün. Merdiven boşluğundan gelip, çatıya doğru gidiyordu.
Yet another conflict of interest.
Bu durum da, senin için bir çıkar çatışması.
- It's a blatant conflict of interest.
- Bu, net bir çıkar çatışması.
Lieutenant, I'm happy to take the lead on this, given Detective Ross'conflict of interest.
Dedektif Ross'un çıkar çatışmasını göz önüne alırsak, soruşturmayı yönettiğime sevindim Başkomiserim.
If I may, Lieutenant? My connection here is not so much a conflict of interest, as a useful source of information.
İzninizle Başkomiserim, burada bulunmam çıkar çatışmasından değil, işe yarar bilgilerim olmasındandır.
Even if you hadn't been suspended, it's still a massive conflict of interest.
Açığa alınmasaydın bile, bu yine de çok büyük bir çıkar çatışması.
The supply drop must've crashed through the factory roof.
Tedarik yardımı-fabrikanın çatısına düşmüş olmalı.
[loud crackling and humming ] [ all groaning and gasping]
[Yüksek sesle çatırdıyor ve uğultu ] [ Hepsi inliyor ve nefes nefese]
[loud crackling]
[Yüksek sesle çatırdama]
Come to... [loud crackling]
Hadi ama. Gel... [Yüksek sesle çatırdama]
catfish 26
caterina 35
catastrophe 29
catch me if you can 46
catchy 51
catholic 65
cath 110
catcher in the rye 27
cathal 19
catherina 23
caterina 35
catastrophe 29
catch me if you can 46
catchy 51
catholic 65
cath 110
catcher in the rye 27
cathal 19
catherina 23
catch up 88
catch me 65
catch me up 20
catch your breath 35
catch and release 16
catch you later 192
catch her 49
catching up 25
category 54
catch him 186
catch me 65
catch me up 20
catch your breath 35
catch and release 16
catch you later 192
catch her 49
catching up 25
category 54
catch him 186