Cause i translate Turkish
43,022 parallel translation
'Cause I can't... I can't help it.
Çünkü karşı koyamıyorum.
And I understand...'cause I have made deals to save the ones I love more than once.
Anlıyorum çünkü sevdiklerimi kurtarmak için birden fazla anlaşma yaptım.
Now buy a heart,'cause I'm not gonna hang around just to watch you die.
Sen de bir kalp satın al çünkü sen ölürken buralarda olmak istemiyorum!
I know you are... [mockingly] "'Cause I live in the future. "
Biliyorum yapacaksın. Çünkü ben gelecekte yaşıyorum.
'Cause I read my horrible-scope,
Günlük falımı okudum.
Oh, yes,'cause I...
Evet, çünkü ben...
But guess what. I won't,'cause I'm nothing like you.
Yapmayacağım, çünkü ben senin gibi değilim.
'Cause I don't...
Çünkü bence...
'Cause if you don't, I'm gonna sue you.
Çünkü işlemezsen seni dava edeceğim.
'Cause I got a soft spot for losers, Bobby.
Çünkü kaybedenlere karşı zaafım var Bobby.
And, uh, the power was down, so I was bringing some ice cream out to the fire escape'cause it was melting.
Ve elektrikler kesikti. Dolayısıyla ben de yangın merdiveninde dondurma yemeye çıktım çünkü eriyeceklerdi ve o da oradaydı.
-'Cause I ran a 6-minute mile and beat the hell out of a bank manager today.
- Çünkü bugün 6 dakika koştum ve bir banka müdürünü benzettim.
'Cause if we did talk about it, I'd probably end up taking that ice pick and stabbing you with it.
Çünkü bunun hakkında konuşsaydık, muhtemelen buz delmecini elime alıp sana saplamakla son bulurdu.
'Cause I'd want Blossom dead.
Çünkü Blossom'un ölmesini istermişim.
Cause I friggin'love being a Bulldog.
Çünkü bir Bulldog olmaktan hoşlanmıyorum.
'Cause I'm gonna keep coming until I either find them or die, but chances are, it's gonna be someone else's kill, not yours.
Çünkü onları bulana veya ölene kadar senin peşinde olacağım. Ama beni öldürmek sana değil, başkasına kısmet olabilir.
'Cause I knew I was coming to get you.
Çünkü seni almaya geleceğimi biliyordum.
Oh. Well, let's make this a win-win then...'cause I met this guy at this comic book convention.
O halde ikimiz de kazanalım çünkü ben de çizgi roman fuarında bir adamla tanıştım.
'Cause I really have to go.
Çünkü gerçekten gitmeliyim.
-'Cause I only use credit cards.
- Sırf kart taşırım da.
'Cause I wandered on that goddamn mountain by myself for nearly two days and could of got killed?
Neredeyse iki gün o dağda tek başıma dolaştığım ve öldürülebileceğim için mi?
Look, I don't know how I ever thought that this could work. 'Cause it can't.
Nasıl oldu da yürütebileceğimizi düşündüm bilmiyorum.
'Cause I wanted to feel what she felt.
- Norma'nın hissettiklerini bilmek istedim.
'Cause I don't want him to find out when the police take us away.
Bunu polis götürürken duymasını istemiyorum.
Yeah, let's just do this'cause I can't take any more of this uncertainty'cause I feel like there's a elephant sitting on my chest.
Sanki böğrüme fil oturmuş gibi hissediyorum.
This is hard for me, Jules,'cause I don't get what's going on with you.
Bu benim için zor, Jules... Çünkü sana neler olduğunu anlamıyorum.
I asked him not to'cause I wanted that part of my life to be behind me.
Söylememesini istedim, çünkü o kısmı geride bırakmak istedim.
'Cause I wanted out.
Çünkü gitmek istemiştim.
'Cause I'm not Sarah Connor?
Sarah Conner olmadığım için mi?
'Cause I'm not fully trained yet.
Çünkü henüz eğitimim yeterli değil.
'Cause I don't want to be caught in the middle.
İki ateş arasında kalmak istemiyorum.
'Cause every time I look at this sad trash fire of a world, you know what I keep thinking?
Çünkü bu zavallı dünyaya her bakışımda ne düşünüyorum biliyor musun?
Basically... if you tell me anything that gives me cause for concern, for you or other people, I have a duty of care to pass that on.
Mesela senin ya da başkaları için endişelendirecek bir şey söylersen söylediklerini gerekli kurumlara bildirmek gibi bir sorumluluğum var.
Because all I'm thinking every second of every day right now is how did I cause this?
Çünkü günlerdir düşündüğüm tek şey bunu hak edecek ne yaptım?
Right, well, um... I have to be careful,'cause as your boss, you know, sexual harassment laws...
Patronun olarak iş tacize dönmesin diye buna dikkatli cevap vermeliyim.
I mean,'cause you do love you some watermelon.
Gerçekten de seversin karpuzu.
I regret it all, all of it more than you can imagine, because...'cause you're my brother, and no one should treat his own brother like that.
Hepsinden pişmanlık duyuyorum. Tahmin edebileceğinden de çok. Çünkü sen benim kardeşimsin.
I believe it was his hope that the tainted documents would cause the client to become disillusioned with my representation and return to their previous attorney, Ms. wexler.
Üzerinde oynanmış evraklar ile müvekkilin benim savunmamdan hayal kırıklığı yaşayıp davayı eski avukatları Bayan Wexler'a bırakmasını sağlamak.
'Cause either way, I'm getting my 100 bucks.
İki türlü de 100 kağıdımı alırım ben.
'Cause that's really the only talk I want to hear.
Şu an başka bir konuşma duymak istemiyorum çünkü.
I don't want him to get in trouble with you guys -'cause of me. I...
- Benim yüzümden bir de sizinle sorun yaşasın istemiyorum.
I will personally fill that budget hole out of my own bank account, and I will upgrade the 13th district to the best technology money can buy... or I can build,'cause, you know, let's be honest, that's the good stuff.
Kişisel olarak bu sıkıntınızı çözerim. banka hesabımı sıfırlamam gerekse bile, ve 13. mıntıkayı, paranın alabileceği en iyi teknoloji yuvası yaparım. ya da inşa ederim, nedenini biliyorsunuz.
'Cause what I need from you is gonna take far more than words.
Çünkü senden istediklerim kelimelerden daha öte bir şey.
And I wished to God I hadn't,'cause you know what I found out?
Keşke bulmasaydım çünkü ne öğrendiğimi biliyor musun?
♪ ♪'Cause there are so many things ♪ ♪ I can do, but instead I'll say ♪
d d Çünkü çok şey var d d Yapabilirim, ama bunun yerine söyleyeceğim d d Deneyeceğim d
I'm here'cause my grandma got a feeling. A psychic feeling that I'd be safe here.
Buradayım çünkü büyük annem öyle düşünüyordu ki... medyum hislerine göre burada güvende olacaktım.
Men only cause pain... but I don't need to tell thee that.
- Erkekler yalnızca acıya neden olurlar. - Ama sana bunu söylememe gerek yok.
I feel like I don't do it very often'cause sam's always gone so much.
Sam pek burada olmadığı için pek yapmadığımı hissediyorum.
'Cause I did.
Çünkü bok ettim.
I mean, like, they're probably only checking the dude's'cause, you know, patriarchy.
Muhtemelen sadece erkeklerin kollarına bakıyorlardır. Çünkü bunu bir erkek yapabilir.
Yeah, of course, I do,'cause this place is filled with ghosts.
Evet, çünkü burası bir sürü hayaletle dolu.
cause i love you 40
cause i just 26
cause i can't 21
cause i know 21
cause i'm 64
cause i do 33
cause it's 61
cause i don't 63
cause i'm not 41
cause it 25
cause i just 26
cause i can't 21
cause i know 21
cause i'm 64
cause i do 33
cause it's 61
cause i don't 63
cause i'm not 41
cause it 25