English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Cause i am

Cause i am translate Turkish

975 parallel translation
It's no use...'cause I am.
Yararı yok. Çünkü deliyim.
I hope you're ready for lunch,'cause I am.
Umarım öğle yemeği için hazırsındır, çünkü ben hazırım.
So from now on out, you can do the cooking,'cause I am through!
Bundan sonra kendi yemeğini kendin pişirebilirsin, çünkü artık bıktım!
Besides, you'll hang no matter what it says...'cause I am the law.
Ayrıca, orada ne yazarsa yazsın asılacaksın çünkü kanun benim.
#'Cause I am so afraid
# Çünkü ayrılacağız diye
Well, especially me,'cause I am the lover boy.
Eh, özellikle benimle.. çünkü ben aşk çocuğuyum.
Good,'cause I am, and a damn good one, too.
İyi, çünkü öyleyim... ayrıca en iyilerindenim.
Nothing can go wrong'cause I am
Hiçbir şey ters gidemez, çünkü
We gonna settle this once and for all'cause I am back.
Biz bunu sadece bir kez ve tamamen belirleyeceğiz. Çünkü ben döndüm.
'Cause I am smart.
Akıllı olduğumdan.
♪ Listen,'cause I am the man ♪ ♪ And we do everything my way ♪
d Dinle, çünkü kral benim d d Ve herşeyi istediğim gibi yaparız d
WELL, YOU'RE NEVER GONNA GET AWAY WITH IT, DARLENE, 'CAUSE I AM THE ALL-KNOWING, ALL-SEEING MOTHER.
Asla yakayı kurtaramayacaksın, Darlene, çünkü ben her şeyi bilen ve gören bir anneyim.
Am I the cause of it?
Sebebi ben miyim?
I am not the cause of his death.
Onun ölüm sebebi ben değilim.
I am not the cause of his death.
Ölümüne ben sebep değilim.
Ma'am, if you'll allow me, I'd like to give you cause for courage.
Müsaade ederseniz hanımefendi, size cesaret kazanmanız için bir sebep vereyim.
I am dedicated to a high cause.
Yüce bir amaca adadım kendimi.
Nobody'd ever tell you whoever it was, because they'd be scared. 'Cause they know what kind of a guy I am.
Kim olduğunu kimse söylemiyor çünkü korkuyorlar.
I wouldn't want to say he's prejudiced'cause I'm clean-minded, I am.
Önyargılı davranacağını söylemek istemiyorum ama tarafsız olmak zorundayım.
Am I such a lost cause?
Benim yüzümden mi?
I am authorised to assure you that, so far, there is no reasonable cause for alarm.
Bana verilen yetkiyle, sizi temin ederim ki ; şimdiye kadar, korkmamız için makul bir sebep yoktur.
I am moved by your concern for my feelings, but it is quite without cause.
Duygularım üzerine düşünmenden etkilendim ama belli bir amaca göre hareket etmiyordum.
But I can't let you leave... when I am the cause of your misfortune.
Bütün bunlar benim yüzümden başına gelmişken gitmene nasıl izin verebilirim!
I am sure you do not wanna cause me embarrassment.
Beni utandırmak istemeyeceğinden eminim.
How much we regret... how sorry I am... that in some way we were the cause of...
Olanlardan pişmanız... Ve ben de çok üzgünüm... Bir şekilde biz de sebep olduk...
I am sorry to cause you this distress, Miss Western.
Sizi bu sıkıntıya soktuğum için üzgünüm, Bayan Western.
So you see to it that nothing happens to her,'cause no matter where I am, I'd find out.
Ona bir şey olmamasına dikkat edin. Nerede olursam olayım, bunu öğrenirim.
I am able to control my wrath, but in this instance I have just cause.
öfkemi kontrol edebilirim, ama bu örneğe ben sebep oldum.
Look, I'm not pretending I thought his business was straight,'cause you're not barmy, nor am I.
Bunun namuslu bir iş olduğunu sandım demiyorum... çünkü ne sen delisin ne de ben.
Whatever it was, it's made them truly happy and I am the cause!
Herneyse yaptığım, onları çok mutlu ettiği kesin ve sebebi benim!
Thou call'dst me dog before thou hadst a cause, but, if I am a dog, beware my fangs.
Hiçbir gerekçen yokken bana "köpek" demiştin, Ben köpek olduğuma göre, Dişlerimden sakın.
I am the sole cause.
Tek sebep benim.
Could be I like him, maybe'Cause so am I
Ondan hoşlanmamın nedeni Onun gibi oluşum belki
Shit, piss, fuck, cunt cocksucker, motherfucker, tits, and I knew I had ones that could never be said cause they didn't mean anything else.
Am, göt, meme, sikerim, piç, orospu çoçuğu, ibne. Ama başka anlamlara gelmedikleri için hiçbirini kullanamayacağımı biliyordum.
I don't care how, but I am gonna get even with you,'cause you ruined it!
Nasıl yaparım bilmem ama, eğer işleri berbat edersen seninle ödeşiriz!
And I am the cause, I fear.
Ve korkarım ki sebebi de benim.
Such talk and your extravagant expenses will be the cause that some day thieves will come and cut my throat in the belief that I am made of gold.
Böyle konuşmalarınız ve lüzumsuz harcamalarınız yüzünden bir gün eve dalacaklar ve beni para babası sanıp boğazlayacaklar.
I should be deeply grieved to cause you the least sorrow and unless I am forced to it by a power I must obey I will never consent to a marriage which is so painful to you.
Canınızın sıkılmasına neden olmak beni de üzüyor. Kader beni buna zorluyor olmasa inanın bu üzüntü verici evliliğe ben de razı olmayacağım.
I am not a man to cause any scandal, and matters will be carried on by gentle means.
Size zarar verecek birisi değilim. Her şey tatlılıkla hallolacak.
#'Cause the country is all I am
Çünkü Köyün kendisi karşında.
'Cause that's the kind of guy I am.
Çünkü işte ben böyle bir adamım.
I need such courage because, in this cause, I too am prepared to die.
Böyle cesarete ihtiyacım var. Çünkü bu davada, ben de ölmeye hazırım.
But, my friend there is no cause for which I am prepared to kill.
Ama dostum öldürmeye hazır olduğum hiçbir dava yok.
I am aware that I must have given you much cause for irritation Your Excellency.
Sizi rahatsız edecek çok neden yarattığımın farkındayım ekselansları.
" I am sorry to cause you pain, but I acted out of real need.
" Sizi üzdüğüm için özür dilerim, ama büyük bir ihtiyaç beni buna sürükledi.
Well, if we stay down here long enough, I'll have to lay off the fuckin'booze, Steel,'cause there won't fuckin be any of it fuckin'left.
Eh, eğer burada yeterince kalırsak, bu "amına koduğumun" içkisini zaten bırakmak zorunda kalacağım. Çünkü bu "amına koduğumun" içkisinden hiç kalmayacak, amına koyuyum!
Cause she's a physical dream Hi I am Garry Word.
Cause she's a physical dream merhaba ben Garry Word.
'Cause if you were here... I'd have to have you arrested. I am a stickler for the rules.
Çünkü eğer buradaysan seni tutuklattırmam lazım.
Am I bothering you here in your nice, air-conditioned crime lab,'cause I'm sweating my butt off... trying to get my causeway shooter into arraignment. All right.
- Seni güzel, klimalı cinayet laboratuarında zahmete soktuysam özür dilerim ama ben de burada k.çımdan ter atıyorum Causeway olayındaki suç aletinin bu silah olduğunu kanıtlamak için.
The reason she's in first class and I'm in coach is'cause she's much smarter than I am.
Onun 1. sınıf, benim yolcu sınıfında çalışıyor olma nedenim, onun benden daha akıllı olması.
Mama, put the coins on my eyes,'cause I sure don't believe what I am seeing.
Anne, gözlerime para koyabilirsin, çünkü gördüğüm şeye inanmıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]