Check your e translate Turkish
147 parallel translation
Check your e-mail.
Epostalarını kontrol et.
Check your e-mail, buddy.
Ahbap, e-postanı kontrol et.
You check your e-mail?
E-postanı kontrol ettin mi?
Well, then check your E-mail.
İyi, E-mail'ine bak.
Do you really think that now's the best time to check your e-mail?
Şu anın e-maillerini kontrol etmek için iyi bir an olduğunu mu düşüyorsun?
Want to check your e-mail? No.
Mail'lerine bakmak ister misin?
If you want to check your e-mail, just ask.
E-postalarına bakmak istiyorsan, sorman yeterli.
Check your e-mail.
E-postanı kontrol et.
- Well, I had to see you... and since you never check your e-mail...
E-postalarını hiç kontrol etmediğin için seni görmeliydim.
Don't check your e-mail.
E-mail'ine bakma.
Just go downstairs, check your email.
Asagiya in ve e-postani kontrol et.
Didn't you check your email?
Bugün e-postalarına bakmadın herhalde.
Can you check your e-mail?
E - postalarını kontrol edebilir misin?
[Carly] Did you check your e - mail?
- Posta'larını kontrol ettin mi?
- Check your e-mail.
- E - postanı kontrol et.
Check your e-mail.
E-postalarını kontrol et.
Go check your email.
Hadi e-postalarına bak.
Or just check your e-mail,'cause I just sent you one.
Ya da mailden de görebilirsin çünkü az önce sana bir tane yolladım.
We'll be able to check your e-mails, we'll be able to check your trash.
E-postalarını kontrol edebileceğiz. Çöpünü de kontrol edebileceğiz.
- Check your e-mail.
- E-postalarına baksana.
Check your e-mails.
E - postalarınıza bakın.
Check your e-mails
El-mek'lerini oku.
Check your e-mail.
e-mailine bak.
You don't check your e-mail. Never mind.
E - postalarına bakmıyorsun.
Check your e-mail.
E - mail'ini kontrol et.
- Go check your email.
E-postalarına bak.
Check your e-mail.
Mesajlarını kontrol et.
Don't check your e-mail.
E-postalarına bakma.
Check your e-mails and fax machine.
Maillarınızı, fax makinelerinizi kontrol edin. Beni dinleyin.
Check your email.
E-mail'ini kontrol et.
Just- - Can you check your e-mail in one hour?
Bir saat içinde e-postanı kontrol edebilir misin?
- What? Check your email.
- E-mailini kontrol et.
Headmistress, if you'd like to check your e-mail.
Müdire, e-posta hesabınızı kontrol ederseniz.
Have you had a chance to check your emails?
E-postalarına bakabilir misin?
Check your emails.
E-postalarına bak.
Stop it down to F-4. Check your focus.
F4'e indir ve odak noktanı kontrol et.
Check your weight for 5 pfennigs.
5 pfennigs'e kilonuzu öğrenin.
You ought to check it out with your brother, the Monsignor, what it means in canon law. A church candle stuck in a joint like that.
Bu kilise mumunun oraya sokulmasının anlamı ne, Abin Monsenyör'e sor.
And--And the bank, do I tell Mrs. Bollinger, "Here's one big bastard of a check, " give me some of your Christing money "?
Ya da bankaya gittiğimde bay Bollinger'e, "Şu çeki bozsana bok herif!" mi diyorum?
Please hold. - Yes, I'll hold... He used your credit card to check into the Plaza Hotel.
Senin kredi kartınla Plaza Otel'e gitmiş.
Check your boyfriend, Melvin.
SevgiIin MeIvin'e sor.
Most importantly, once you're connected to the bomb, a signal... will be established via satellite between your computer and Welles here... who will try to steal the arming codes while you check the bomb.
En önemlisi, bilgisayarı bombaya bağladığında... uydu aracılığı ile... senin bilgisayarından buraya, Wells'e sinyaller gelecek... sen bombayı incelerken silahlanma kodlarını çalmaya çalışacak. yani, kodlar olmazsa bombayı patlatamazlar.
Already done. Check your mail.
- E-mail'ine bir bak.
Well, you could take these with you, check out the return address... stop off in gloucester, massachusetts, do a quick healing, and then go on your way.
Bunları yanında götürebilirsin... Gönderenin adresini kontrol et, Gloucester, Massachusetts'e uğra hızlı bir iyileştirme yap, ve yoluna devam et.
Afterthat. Did you check your inbox?
Peki daha sonra, e-mail kutuna baktın mı?
Check your e-mail.
Mailini kontrol et.
Check your mail.
E-postalarını kontrol et.
I'd have mailed you your check.
Çekini e-postayla göndermiştim.
And then, at the end of the meal, Frank Gehry slides the check over to I.M.Pei, and he says, Buddy, tonight, your name is I.M.Paying.
Ve yemeğin sonunda Frank Gehry *, I.M.Pei'nin * yanına gitti ve "Dostum, bu gece adın B.E.N Ödüyorum * olsun." dedi.
Check your email.
E - postanı kontrol et.
- Tony, check your inbox.
- Tony, e-postana bak.
check your phone 26
your ex 322
your eyes 192
your english is very good 16
your excellency 487
your eminence 394
your excellence 19
your ears 19
your employer 22
your ear 20
your ex 322
your eyes 192
your english is very good 16
your excellency 487
your eminence 394
your excellence 19
your ears 19
your employer 22
your ear 20
your education 17
your entire life 17
your eye 44
your e 33
education 148
excuse me 38382
everything is fine 327
exactly 13088
enchante 36
eyes 364
your entire life 17
your eye 44
your e 33
education 148
excuse me 38382
everything is fine 327
exactly 13088
enchante 36
eyes 364
eugene 482
experience 101
easy 6886
esme 72
eric 3723
enough 5528
everybody 7095
elise 285
either 5698
everyone 6978
experience 101
easy 6886
esme 72
eric 3723
enough 5528
everybody 7095
elise 285
either 5698
everyone 6978