English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Describe it

Describe it translate Turkish

1,293 parallel translation
Describe it.
Anlat.
Tell her to describe it in detail to the sketch artist.
Eşkalini çizsin.
Well, describe it for me.
Onu bana tarif et.
Now, I also had them see one of these nature firms and describe it honestly
Ayrıca doğa belgesellerinden birini izleyip dürüstçe anlatmalarını da istedik.
If I could describe it, if I could do justice to it we'd all be jumping out the windows.
Bir tanımlayabilsem, hakkını bir verebilsem... hepimiz pencereden atlardık.
Okay, describe it to me.
Tamam, bana tarif et.
- I can't describe it.
- Tarif edemem.
- Duller and stronger, I can't describe it.
- Daha hafif, daha güçlü, tarif edemiyorum.
That's one way to describe it.
Kötü kelimesi hafif kalır.
I can't even describe it. It's really incredible.
Öylesine inanılmaz ki, söyleyecek laf bulamıyorum.
I'm just wondering how... you would describe it, that's all.
Merak ettiğim... senin bunu nasıl tarif ettiğin.
Well, how would you describe it, Ray?
Bunu nasıl tarif ediyorsun, Ray?
You can never describe it to someone who wasn't here.
Burada olmayan birine hayatta tarif edemezsin.
- Angry doesn't begin to describe it.
- "Kızgın" tarif etmeye yetmez.
I cannot describe it any simpler than I already have.
- Bundan daha basit bir dille anlatamam. - Rucker'lar nereden geldi?
I can't describe it.
Tasfir edemem.
- Describe it to me again.
- Tarif etsene bir daha.
I asked him to describe it.
Onu tarif etmesini istedim.
- Shall I describe it to you?
- Sana tarif mi edeyim?
Well, I mean, it's kinda difficult to describe it.
- Yani şey anlatması zor...
Deanna... can you describe it?
Deanna, tarif edebilir misin?
- Can you describe it?
Tarif edebilir misin?
I would describe it as history.
Bunu tarih olarak değerlendirebilirim.
- I can't describe it exactly... but it's like there's nothing she can do.
- Tam olarak açıklayamam... ama yapabileceği hiçbir şey yoksa.
- Then describe it.
- Tarif et.
"Hard to describe it in normal word, were those woods so wild and cord."
"Sıradan kelimelerle zor açıklaması, vahşi ve uzun ağaçları."
- Describe it.
- Tarif et.
Jerusalem and he begins to describe it in very exact detail.
Kudüs'ü tarif etmesini istediler. O da her detayı anlattı.
Describe it in detail.
Detaylıca tarif edin.
He didn't describe it.
Tam olarak anlatmadı.
Without using words, you're gonna act out your entire life from birth to death as I describe it.
Söz kullanmadan, tüm hayatını doğumdan ölüme kadar tarif ettiğim şekilde oynayacaksın. Tamam.
Your faux pas at the concert was so upsetting, I had to call a professor to tell me what phrase to use to describe it.
Senin konserde yaptığın şey çok berbattı, bu kelimeyi tanımlaması için bir profesörü çağırmam lazım.
- Look, how am I supposed to describe it?
- Bak, nasıl tarif edebilirim ki?
Describe it to me. It had walls with a kind of a floor with a light.
- Duvarları döşemesi ve lambası var.
It's an expression used to describe anxiety or apprehension, both of which are perfectly natural reactions for someone about to meet his long-lost parents.
Kaybettiği ailesi ile karşılaşacak birisinde oluşan kaygı ve anksiyete için kullanılan bir deyimdir.
- Take a good look at me, huh? It's kind of hard to describe.
- Anlatmam biraz zor.
It's diffiicult to describe what it's like to live with permanent hunger in your belly, and the stench ofdisease and death all aroundyou with every breath you take.
Sürekli bir açlıkla yaşamak nasıl bir şeydir anlatamam. Ve her nefes alışta duyduğunuz hastalığın ve ölümün kokusu.
I can't describe it.
Tarif edemem.
It's kind of hard to describe.
Bunu tarif etmek güç.
It's kind of hard to describe.
Tarif edilemeyecek bir duygu.
Shall I describe the situation as I see it?
Durumu benim gördüğüm şekilde anlatayım mı?
( Mickey ) You know, it's impossible to describe how painful infidelity is.
Sadakatsizliğin ne kadar acı verdiğini tarif etmek imkânsız.
It's kinda like the way you describe the slipstream to me.
Bu sanki slipstream'i bana anlatmak gibi.
OK, I'm gonna describe an adjective with accurate but misleading clues, and then you have to guess what it is.
Ben sana bir sıfatı düzgün ama yanlış olabilecek ipuçlarıyla tanımlayacağım sen de onun ne olduğunu tahmin etmeye çalışacaksın.
And if you put it in my portfolio I cannot begin to describe the damage you may have done.
Ve eğer onu portfolyomun içine koyduysan bana verebileceğin zararı anlatamam.
I don't usually treat adults, but since we have a history, you could come in here, describe the things you're going through, and we'll try to figure out if it really is a recurrence
Genellikle yetişkinleri tedavi etmiyorum, ama bir geçmişimiz olduğundan beri, buraya gelebildin, karşılaştığın şeyleri tanımla, ve o gerçekten bir yinelemeyse onu çözmeye çalışacağız gece terörü ya da o...
I know it's hard to describe that.
Ich kann Integration und Assimilation nicht unterscheiden.
It's hard to describe. It's very remote.
Yury?
It's hard to describe exactly.
Tam olarak tarif etmek çok zor.
Well... it's hard to describe.
Anlatması güç.
It says on the report that you couldn't describe him.
Raporda, eşkalini veremediğiniz yazıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]