English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Disturbing the peace

Disturbing the peace translate Turkish

149 parallel translation
We've seen him before for assault, disturbing the peace and vandalism.
Onu daha önce saldırı, huzuru bozma ve mülke zarar vermeden almışız.
- Disturbing the peace, eh, kiddo?
- Huzuru bozdun öyle mi evlat?
- Arrested for disturbing the peace?
- Huzuru bozmaktan tutuklattıralım mı?
Now you run along, sister... before I run you in for disturbing the peace.
Yolunuza gidin, bayan. Yoksa huzuru bozmaktan sizi içeri alırım.
Disturbing the peace and manufacturing fireworks without a license.
Huzuru bozmak ve izinsiz maytap üretmek.
The charge is disturbing the peace.
Huzuru bozmakla suçlanıyor.
I guess we're disturbing the peace if one took the trouble to make a complaint.
Biri bizden şikayetçi olmak için zahmete girmişse, huzuru bozmuşuzdur.
Mr. Vanderhof, on the charge of disturbing the peace you and the rest of your family are, by your own plea, guilty.
Bay Vanderhof, siz ve aileniz, kendi ifadenizle... huzuru bozmaktan suçlusunuz.
I'd like to dismiss the charges against the Kirbys of disturbing the peace but they were present at the arrest and if these people were guilty then I must naturally assume that the Kirbys were guilty also.
Kirby'lere huzuru bozmaktan dolayı herhangi bir ceza vermiyorum... ama tutuklama sırasında oradaymışlar ve eğer bu insanlar suçluysa... doğal olarak Kirby'lerin de suçlu olduğuna hükmetmek zorundayım.
You are accused of disturbing the peace abducting a woman and resisting the king's guards.
Huzuru bozmaktan dolayı suçlanıyorsun bir kadını zorla kaçırmak ve Kral'ın muhafızlarına direnmek.
You're under arrest for disorderly conduct, for disturbing the peace, vagrancy, and you're on the way back to town with me, and that's my ruling!
Kamu düzenini bozmaktan tutuklusun, sükuneti bozmaktan, aylak gezmekten, ve kasabaya geri dönüyorsun benimle, ve kararım bu!
More than five people congregating is disturbing the peace.
Beşten fazla kişinin toplanması huzuru bozar.
In general, disturbing the peace of our fair city.
Genel olarak, güzel şehrimizin huzurunu bozmak.
A drunk singing, disturbing the peace.
Şarkı söyleyen bir sarhoş huzuru bozuyormuş.
You're disturbing the peace.
Huzuru bozuyorsun.
They've been seized by the court in lieu of your fine... on account of you're guilty of disturbing the peace... to almost killing 50 people, and disrupting a legal proceeding.
Onlara mahkemece el konuldu. Barış ve huzuru bozdun ve... neredeyse 50 kişi ezilecekti. Bu yasal bir işlemdir.
Making accusations, disturbing the peace.
Suçlamalarda bulunup huzuru bozuyor.
- Disturbing the peace.
- Huzuru bozmak.
- Disturbing the peace?
- Huzuru bozmak mı?
Brockie Drummond, this court finds you guilty of disturbing the peace.
Brockie Drummond, mahkeme seni huzuru bozmaktan suçlu buldu.
- You just saw it, disturbing the peace.
- Görmediniz mi? Huzuru bozdunuz.
Disturbing the peace.
Huzuru bozmaktan.
... to answer charges of disturbing the peace...
... asayişi bozma suçlamalarına karşı cevaben...
Disturbing the peace.
Huzuru bozmak.
Disturbing the peace...
Gece gece patırtı! Ay altında gümbürtü, uyku kesen şamata!
You're obstructing traffic and disturbing the peace!
Trafiği engelliyor ve huzuru bozuyorsunuz!
That's disturbing the peace. - And a traffic offence.
Huzuru bozmak - ve bir trafik cezası.
Disturbing the peace and a traffic violation.
Huzuru bozmak ve trafik kurallarını çiğnemek.
Hey, you know you're disturbing the peace?
Çevreyi rahatsız ettiğinizi biliyor musunuz?
It's too late, and you're too loud, you're disturbing the peace!
Vakit geç ve huzuru bozuyorsun.
I want all you people to quit disturbing the peace and clean up this mess.
Çevredeki insanları rahatsız edip, huzuru kaçırıyorsunuz. Bu pisliği temizleyin.
1 0 months for disturbing the peace.
10 ay huzuru bozmaktan.
Or I'll have you both strung up for disturbing the peace.
Yoksa huzuru bozmaktan ipe çekerim ikinizi.
I'm fining your boys $ 2 apiece for disturbing the peace.
Hepinize, huzuru bozmaktan ikişer dolar ceza veriyorum.
I won't have you disturbing the peace.
Size huzuru bozdurmam.
You have been ordered out of the province on the grounds of disturbing the peace.
Huzuru bozduğunuz gerekçesiyle şehirden çıkmanız emredildi.
I advise you to catch up with your friend someplace else, or else I'm gonna have to take you in for disturbing the peace.
Pekala. Sana tanıdığını başka bir yerde yakalamanı tavsiye ediyorum. yoksa seni huzuru bozmaktan dolayı tutuklamak zorunda kalacağım.
That's a humiliation, disturbing the peace.
Huzuru bozmak oldukça aşağılayıcı bir durum.
Possession of a concealed weapon and disturbing the peace.
Gizli silah taşımak ve huzuru bozmak.
The two charges of disturbing the peace have been dropped against you.
İki kez huzuru bozma suçlaması düştü.
For obstructing justice, assaulting a police officer... disturbing the peace and anything else I can think of.
Adalete engel olmak, polis memuruna saldırmak huzuru bozmak ve düşünebildiğim diğer şeyler.
Last week : disturbing the peace.
Geçen hafta huzuru bozmak.
Disturbing the peace.
Kamu huzurunu bozmaktan.
Open container, public intoxication, littering, disturbing the peace, resisting arrest...
Dosya aç, kamusal alanda içki içmek, dağıtmak, huzuru bozmak, tutuklanmaya karşı gelmek...
Disturbing the peace.
Huzuru bozuyorsunuz.
Ramona and Belvedere Rickettes, I find you guilty of disturbing the peace and I fine the both of you $ 1000.
Ramona ve Belvedere Rickettes, sizi huzuru bozmaktan suçlu buldum, ikinize de 1000 dolar ceza veriyorum.
You're disturbing the peace.
Huzuru bozuyorsunuz.
You and Billy disturbing the peace?
Sen ve Billy huzuru mu bozdunuz?
The silence is broken by an alien noise disturbing my peace.
Sessizlik, uyumsuz bir sesle bozuluyor huzurum kaçıyor.
"disturbing the peace, pandering, highway robbery..." And Shorty?
Peki ya Bastıbacak?
Disturbing the king's peace?
Kralın huzurunu bozmak, ha?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]