English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Don't touch it

Don't touch it translate Turkish

1,457 parallel translation
Don't touch it, I'll get Arif.
Dokunma. Arif'i çağırayım.
D-d-d-d-don't touch it, please.
Sa - sa - sa - sakın dokunmayın ona, lütfen.
Don't touch it!
Dokunma.
Just don't touch it, Mere.
Sadece ona dokunma, Mere.
Don't touch it.
- Hayır, bırak artık.
I mean it don't touch me again.
Ciddiyim. Bir daha bana dokunma.
Well, if I might make a suggestion, doctor, next time you think you see something, why don't you reach out and touch it, see?
Peki, doktor bir sonraki sefer böyle bir şey gördüğünde, niye onun yanına gidip dokunmuyorsun?
Don't you touch it.
O benim çanım. Dokunma ona.
Don't touch it!
- Dokunma! - Aman Tanrım!
In general, if it says "~ military", don't touch it.
Üstünde ordu yazan şeylere dokunmayın.
No, don't touch it!
Hayır sakın bir şey yapma! Yardım edin!
Right, don't fucking touch it!
Right, dokunma dedim ona
Don't touch it.
Dokunma. Öldü.
Don't touch it
Dokunma ona.
Please don't touch it.
Lütfen dokunma ona.
Don't touch the book it's a booby trap!
Dokunmayın ona. Bu bir tuzak!
Don't let it touch your tongue.
Diline değdirme.
Don't touch the mail if it comes. Ever.
Ona asla dokunma.
Stop it, don't touch me.
Kes şunu, dokunma bana.
- Don't touch it!
- Ona dokunma!
Just please, whatever you do, don't let dad touch it, okay?
Lütfen, ne yaparsan yap, babamı ona dokundurtma, tamam mı?
Don't touch it.
- Dokunma.
I think it's best I don't attempt to touch you.
Sanırım en iyisi sana sana dokunmaya çalışmamak.
Don't touch it, or I'll stick another one right in your cheek.
Dokunma ona, yoksa bir tane de yanağına yapıştırırım.
Don't touch it, don't look at it.
Sakın uğraşma poşetle, hatta bakma bile.
So it's just that you don't wanna touch me because I'm a slut, right?
Yani, bana dokunmak istemiyorsun çünkü ben bir sürtüğüm, öyle mi?
Don't touch it, just go
Çık buradan!
Don't touch it!
Dokunma!
Don't touch it.
Dokunmayın.
But they don't seem it, I mean, you feel like you might stretch and reach and you might just touch them.
Ama hiç de öyle görünmüyorlar Sanki elini uzatsan dokunabileceğini sanırsın
- Don't touch. It still works.
- Dokunma, hala çalışıyor.
Don't you know it's against the law to touch a woman?
Bir kadına dokunmanın yasalara aykırı olduğunu bilmiyor musun?
Don't touch it!
Ona dokunma!
Don't touch him, don't do it.
Ona dokunma, sakın yapma.
Don't touch it.
Sakın dokunma.
Don't touch it or you'll be electrocuted.
Sadece elektriklenmek istiyorsan dokun.
- Don't touch it
- Dokunma.
Don't touch me, I said I hate it, I'm not going!
Dokunma bana! Nefret ettiğimi söyledim, gelmiyorum!
Don't touch the brakes, I will fix it myself
Frenlere dokunma, ben hallederim şimdi.
Don't touch it!
Sakın ona dokunma!
I don't touch it.
Dokunmadım bile.
Don't touch it
Ona dokunma
Don't touch it!
Dokunma Onlara!
Don't touch it. I'm on my way.
Dokunma geliyorum.
Don't touch it.
Dokunma.
But don't touch them, it would upset the bat.
Ama onlara dokunmayın, bu sopayı çok üzer.
John don't touch it, don't touch it the fingerprints...
John dokunma, sakın dokunma.
- Don't touch it.
- Dokunma.
- It's eerie. - Don't touch that.
Ürperdim resmen.
# You can touch it, I don't care
Dokunabilirsiniz, umurumda değil.
- I don't want to touch it.
Zaten dokunmak istemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]