Everybody knows it translate Turkish
473 parallel translation
Everybody knows it.
Herkes biliyor.
Everybody knows it starts air currents to carry the fever away.
Herkes bilir ki top atışı hava akımı başlatıyor ve hummayı uzaklaştırıyor.
- Everybody knows it. Everybody knows that Isabel never cared for any other man in her life.
Şehirdeki herkes Isabel'in hayatı boyunca başka bir erkeği sevmediğini biliyor.
I want to make sure that everybody knows it was written for me.
Bu şarkının benim için yazıldığını herkesin bilmesini istiyorum.
Everybody knows it?
- Hepiniz biliyor musunuz? - Evet.
But everybody knows it, even the barrier officers.
Ama herkes onu tanır özellikle de barikattaki subaylar.
Everybody knows it, so it wouldn't be much use to hide it.
Herkes biliyor zaten, saklamanın ne âlemi var.
Everybody knows it!
Herkes bunu bilir!
You've been round the bend for ages and everybody knows it.
Yıllardır kafadan çatlak olduğunu herkes biliyor.
I'm - - to you, and everybody knows it.
Sana aşığım ve zaten herkes bunu biliyor.
Everybody knows it.
Bunu herkes biliyor.
- No, but everybody knows it.
- Hayır, ama herkes biliyor.
And everybody knows it, too.
Herkes de bunu biliyor.
Everybody knows it's him.
Herkes bunu biliyor.
Because you're not going to get picked up because you're nickel-and-dime and everybody knows it.
Çünkü seni kimse enseleyemez çünkü senin bir halta yaramadığını cümle alem biliyor.
- Everybody knows it.
- Bunu herkes biliyor.
Everybody knows it.
Herkes tanır onu.
Everybody knows it exists.
Herkesin isimleri var.
Why, everybody knows it, but you don't seem to be such a...
Herkes biliyor, fakat sen şey gibi görünmüyorsun...
It's no secret, everybody knows it.
Gizlisi saklısı yok, herkes her şeyini biliyor.
But listen, everybody knows it, you can only give it to your relatives.
Bir dakika, herkes bilir ki böbreğini sadece akrabalarına verebilirsin.
The Police know it, everybody knows it.
Polis bunu biliyor, herkes biliyor.
- Everybody knows it!
- Herkes biliyor!
Everybody knows it exists.
- Var olduğunu herkes biliyor.
Everybody knows about it except Godfrey.
Godfrey hariç herkes biliyor.
- You mean everybody knows about it?
- Herkes?
Everybody knows that story, Mr. Leland, but why did he do it?
Bu hikayeyi herkes biliyor Bay Leland. İyi ama niye öyle yaptı?
Everybody else knows it, Paul saw to that.
Herkes bilir bunu. Paul da bilir.
My eldest daughter is practically on her honeymoon and everybody knows about it but me.
Büyük kızım neredeyse balayına çıkacak ve ben hariç herkes biliyor.
But when the DA finds out you bought it, and everybody knows about you and Tony.
Ama savcı senin aldığını öğrenirse... Herkes, Tony'le senin ilişkini biliyor.
Let the cops downtown put it on their teletype so that everybody knows.
Şehirdeki polisler herkesin bundan haberdar olduğunu kayda geçsinler.
Everybody knows it's a lie.
Herkes bunun yalan olduğunu biliyor.
- Everybody knows what it means.
- Herkes anlamını biliyor.
Yeah? You think something's on the quiet, and it turns out everybody knows.
Bazı şeyleri sessiz sedasız hallettiğini sanırsın ama bir bakmışsın, herkes biliyor.
Everybody knows about it.
Herkes bunu biliyor.
But you ain't a widower, and everybody in this town knows it.
Ama sen dul değilsin ; kasabada herkes bunu biliyor.
Everybody knows you had nothing to do with it.
Herkes ilgin olmadığını biliyor.
And by now everybody in Peyton Place knows about it!
Peyton Place'teki herkes duydu bile.
Everybody here knows it.
Buradaki herkes biliyor.
Well, everybody knows the schedule is wrong, so they never mention it.
Herkes tarifenin yanlış olduğunu biliyor, onun için bundan söz etmiyorlar.
It's not all over, and everybody here knows it.
Bitmedi ve buradaki herkes bunu biliyor.
Everybody in town knows it.
- Bunu burada herkes biliyor.
- We know who it is. Everybody knows who our sheriff is these days.
Bugünlerde bu civardaki herkes şerifimizi biliyor.
Everybody knows she had your kid, then put it up for adoption.
Ne zaman onunla birlikte olsam, beni gözetliyordun.
Like there's a fuse that's in everybody, you know... and everybody knows the limit of their fuse, or how much... how fast it's going.
Sanki içlerinde bir fitilli bir bomba vardır. Sanki hepsi bu bombanın ne zaman... nasıl patlayacağını bilir. Ama bu bomba...
Everybody knows about it.
Herkes biliyor.
Here it is, 1964, and yet every doctor I know tells me that a certain disease is on its way to becoming an epidemic again, when everybody knows that one shot in the ass'd knock it out.
1964'te, tanıdığım bütün doktorlar bana, bazı hastalık salgınlarının başlamak üzere olduğunu söyledi. Herkesin bildiği ya da bilmesi gerektiği gibi popodan bir iğne hastalığı yenmeye yeter, değil mi?
It's one of those questions everybody knows the answer to.
Bu herkesin cevabını bildiği sorulardan biriydi.
God knows what it might do to everybody.
Tanrı bilir, insanlar üzerinde nasıl bir etkisi olur.
You know, I know, everybody knows that Otter certainly had it coming.
Sen, ben, hepimiz, Susamuru'nun başına gelecekleri biliyorduk.
Leave it out, everybody knows you fancy her.
Ondan hoşlandığını herkes biliyor.
everybody knows 130
everybody knows that 177
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
everybody knows that 177
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it is good 116
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
items 25
itself 24
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322