For your father translate Turkish
3,546 parallel translation
Have some respect for your father.
Babana biraz saygı dur.
But if being a knight was good enough for your father... Enough!
- Ama baban için bir şövalye olmak yeterince iyiyse...
After what I did for your father, your family how you ever could say no to me.
Babana, ailene yaptıklarımdan sonra... bana bunları nasıl söyleyebilirsin?
Molana, My condolences for your father.!
Molana, babanız için çok üzgünüm.
We did everything we could for your father.
Babanız için elimizden geleni yaptık.
"For your Father is with you always."
"Tanrı'nız daima sizinle."
I read the academy's gonna be named for your father.
Akademiye babanın ismini vereceklerini okudum.
You'll have to sign for your father's belongings, Mr. Selvig.
Babanızın eşyaları için imza atmanız gerekiyor Bay Selvig.
Instructions for your father to make sure I visit Professor Gale's chemistry department on May 15, 2012.
Babanın, 15 Mayıs 2012'de Profesör Gale'in kimya departmanında onu ziyaret edeceğimden emin olması için gereken talimatlar.
You should reserve comments like that for your father.
Bu yorumları babana saklamalısın.
I fought the Mad King for your father.
Baban için Çılgın Kral ile savaştım.
He's responsible for your father's death, and he shot one of my men
Babanın ölümünden o sorumlu! Ve benim adamlarımdan birinin de!
Mercenaries of Florentina, in payment for reclaiming the Holy Land, your Immaculate Father hereby absolves you of all your sins.
Floransa'nın askerleri Kutsal Toprakları tekrar ele geçirmenin karşılığı olarak Masum Babanız burada bütün günahlarınızı bağışlıyor.
- Open your eyes and ears, Earl. My father taught me to prepare for something you did not expect.
- Yine gözün üzerilerinde olsun
I mean your father and I were seeing each other for a year before your mother died.
Yani baban ve ben bir yılı aşkın süredir görüşüyorduk annen öldüğünde.
Amber, I came here for a reason, and it wasn't to give your father a hard time.
Amber buraya bir amaç uğruna geldim ve amacım babana sıkıntı vermek değil.
Right. Too bad your father didn't show up so I can belt him for taking what was left of my purses.
Keşke baban gelseydi... cebimdeki bütün parayı aldığı için onu iyice pataklardım.
He, your father, will be in Freeport, and he thought it would be nice for you guys to fly down together and spend some quality time.
O, yani baban Freeport'ta olacak, ve yine o sizin beraber oraya gidip biraz kaliteli zaman geçirmenizin iyi olacağını düşündü
I mean, he's been traveling the world for as long as I've known your father.
Babanla tanistigimdan beri, dünyanin çesitli yerlerinde geziyordu.
Major is challenging your father for the role of leader!
Yetişkin erkek, liderlik için babanla mücadele ediyor.
If you're going to die, die for something like your father did.
Eğer öleceksen, baban gibi, bir şeyin uğrunda öl.
If you are going to die, die for something like your father did.
Eğer öleceksen baban gibi, bir şeyin uğrunda öl.
I grew up with you, and I know your face, and I know his, and he is your father for sure.
Seninle büyüdüm,.. ... senin yüzünü de onu da biliyorum. Ve emin ki o senin baban.
That's all. Everybody here feels sorry for you because your father's dying. You got a pity part.
Sana üzüldüğü için verdi o rolü, tek sebebi bu.
When you'll want your father dead.. I'll do it for you... [Invisible Audience Cheering]
Sen de babanın ölmesini istersen senin yerine ben yaparım.
Morning, noon, and night for months on end, you remember what your father said?
Sabah, öğle ve akşam aylarca durmadan, baban ne derdi aklında mı?
Your father didn't pay for it.
Parasını baban ödemedi ya!
I've got to fly to Geneva in the morning for a couple of days and I can't decide whether or not to tell your father.
Birkaç gün için sabahleyin Genova'ya uçmam lazım. Babana söylesem mi söylemesem mi karar veremiyorum.
" Dear Louise, I need to thank you and your father for your help and trust.
Sevgili Louis'e, yardımlarınız ve güvendiğiniz için baban ve sana teşekkür ederim.
Isn't that a little hypocritical, considering your father's being investigated for...
Babanın hakkında soruşturma yürütüldüğü göz önüne alındığında, ikiyüzlü bir durum...
Lillian, please go tell your father that we are going to be late for the concert.
Lillian, lütfen babana söyle konsere geç kalacağız.
You just walked in on your father boning some random patient, and you don't know what you're upset for?
Babana doğru yürüyüp onun rastgele bir hastayla seviştiğini gördün ve neye üzüldüğünü bilmiyor musun?
Your father and I decided that it would be better for everybody if he... if he came back home.
Baban ve ben herkesin iyiliği için eve geri dönmesinin daha iyi olacağını düşündük.
Speaking of which, does anyone know if or when your father is showing up for breakfast?
Konusu açılmışken. Babanızın kahvaltıya gelip gelmeyeceğini bilen var mı?
Now, before your father left for Princeton...
Şimdi, baban Princeton'dan ayrılmadan önce...
If this works and you bring your father back to 2000 what will happen to our lives for the past twelve years?
Eğer bu işe yararsa ve babanı 2000 yılına geri getirirsen geçen 12 yıldaki hayatlarımıza ne olacak?
I told her she was being foolish for holding onto the memory of your father for so long.
Ona, babanı bu kadar uzun süre aklında tutarak aptallık ettiğini söyledim.
You can thank your father for that.
Bunun için babana teşekkür edebilirsin.
Your father told me to wait here for a moment.
Baban bir dakika beklememi söyledi.
Your father just called to say he's driving by, and if you can be in the lobby in one minute, he'll take you out for ice cream.
Baban aradı ve, ve buraya doğru geldiğini, Lobiye inersen seni dondurma yemeğe götüreceğini söylememi istedi.
Your father... no offense, but he just got canned - for cleaning Spiro's toilets.
Senin baban, yanlış anlama, Spiro'nun tuvaletini temizlerken ona da tekmeyi bastılar.
Student at 22, employed at 25, husband at 26 father at 30, retired at 60 and then wait for your death.
22de öğrenci, 25te işçi, 26da koca.. 30da baba, 60da emekli ve sonra.. Ölümü bekle.
You didn't even come back for your own father's funeral!
Sen kendi babanın cenazesine bile gelmedin!
When I told my father about your father... for the first time in my life, I saw him cry.
Babama, senin babandan bahsettiğimde hayatımda ilk kez ağladığını gördüm.
If it weren't for your trick with the wildfire, Stannis would have sacked the city before Father got here.
Çılgınateşle oynadığın oyun olmasa Stannis babam gelmeden şehri yakıp yıkardı.
That's for men like your father.
Babanız gibi adamların işi.
Your father worked for the Germans.
Baban Alman'lara çalışmış.
I finally took your advice about my father, and I'm so grateful to you for this.
En sonunda babam hakkındaki sözlerini dinledim. Ve bunun için sana çok minnettarım.
Beware of practicing your righteousness before other people in order to be seen by them, for then there will be no reward from your Father... who is in heaven.
İyiliğinizi insanların gözü önünde gösteriş amacıyla sergilemekten kaçının. Yoksa göklerdeki Babanızdan ödül alamazsınız.
Then your father's hope for the future dies with you.
O zaman babanın geleceğe dair umutları seninle birlikte ölür.
The bridge my father gave his life up for you think you can accomplish with your tom-foolery?
Uğruna babamın hayatını verdiği köprüyü tüm bu maskaralıklarınla sen mi yapacaksın?
for your information 371
for your own good 102
for your sake 205
for your birthday 37
for your own sake 81
for your daughter 16
for your mother 31
for your 26
for your safety 30
for your wife 22
for your own good 102
for your sake 205
for your birthday 37
for your own sake 81
for your daughter 16
for your mother 31
for your 26
for your safety 30
for your wife 22