Free them translate Turkish
1,206 parallel translation
We would free them right now, if it weren't for the ancient bylaws.
Eğer o, eski talimatnameler için olmasaydı, onları hemen şimdi serbest bırakırdık.
So... you have returned... only to free them.
Bu nedenle... senin dönüşün... onları kurtarmak için.
The longer it takes to free them, the more time we have together, right?
Onları serbest bırakmak ne kadar uzun sürerse, o kadar çok beraber oluruz, değil mi?
I have come to raise an army with which to free them.
Bir ordu kurmak için geldim ki onları kurtarabileyim.
We expect to free them today.
Tahminimize göre onları bugün serbest bırakacaklar.
Only the gods can free them.
Sadece tanrılar onları kurtarabilir.
First they'll free them, then they'll pay them.
Hem özgürlük, hem para verecekler.
Give them a try, free of charge.
Ücrete de gerek yok.
You can get them for free in the coffee shop in the metal cans.
Kafedeki metal kutunun içinden bedavaya alabiliyorsun.
We are then left with the alternative, that they are not slaves and therefore cannot be considered merchandise but are, rather, free individuals with certain legal and moral rights, including the right to engage in insurrection against those who would deny them their freedom.
Geriye kalan alternatife göre onlar köle değil ve bu yüzden ticari maldan ziyade özgür bireylerdir ve yasal, ahlaki hakları vardır. Bu haklar arasında özgürlüklerini engelleyenlere karşı isyan etme hakkı da yer almaktadır.
The director of the city transport company was not to be outdone, and, accompanied by the chief councillor and their respective wives, presented the mother and son with lifetime passes which entitle them to free use of the bus service.
Şehir ulaşım şirketinin müdürü altta kalmayacaktı, başamir de onunla birlikte ve eşleriyle birlikte, anne ve oğluna ömür boyu ücretsiz otobüs seferlerini kullanma hakkı verdi.
One day you put them away, the next you set them free.
Bir gün onları içeri atıp, dah sonraki gün özgür bırakmak.
When we return. Addicts - do we really want to give them free needles.
Geri döndüğümüzde konumuz ; bağımlılar - onlara bedava iğne vermeyi gerçekten istiyor muyuz?
Feel free to keep any pictures you want or give them to us or to other guests.
İstediğiniz fotoğrafları çekebilir, bizlere ya da diğer misafirlere verebilirsiniz.
That's why they shout, to be free of them.
Sırlardan kurtulmak için bağırıyorlar.
And I'm glad to be free of them both.
Her ikisinden de kurtulduğuma memnunum.
But one of them will be for free.
Ama biri bedava olur.
Set them free in return for his help.
Yardımına karşılık özgürlüklerini verecektim.
So do them for free.
O zaman bedavaya yap.
When they show up for their free motorboats... we arrest them and beat them to the full extent of the law.
Bedava teknelerini almaya geldiklerinde onları tutuklayıp kanunun izin verdiği ölçüde döveceğiz.
Now, you're free to act on them.
Şimdi, bunları ortaya dökmenin zamanı.
Oh, please feel free to inspect them.
Oh, istediğiniz gibi inceleyebilirsiniz...
Give them free air time They won`t have to fake
Bedava TV'ye çıkarın O zaman yalan söylemezler
But I get them for free.
Ama onları beleşe aldım.
Please feel free to use them.
Kendi malınızmış gibi kullanın.
She says you won't let them go free, you lock them up... and you don't let them out.
Onları özgür bırakmıyorsun, kilitliyorsun ve... dışarıya bırakmıyorsun diyor.
We pay them to keep our skies free of their satellites so that no one can know what we are doing here.
Uydularını göklerimizden uzak tutmak için ödüyoruz. Bu sayede kimse burada ne yaptığımızı bilmiyor.
You could hand them out at the gallery. "Buy something pre-Colombian, get a free cavity."
Galeride dağıtırsın. "Kolomb önce döneme ait bir eser alın, ücretsiz diş dolgusu kazanın."
You tell them that the car was stolen, and then you get another one free.
Onlara arabanın çalındığını söyleyeceksin, ve sonra bir tane bedava araban olacak.
- yeah, they made the headlines - for being the first team in little league history to lose every game there're always drowning their sorrows in my free pizzas they got so fat I had to drive them into the game in groups of three
- Onlar manşetlere çıkmışlardı. Tarihteki, minikler ligindeki tüm maçları kaybeden ilk takın oldukları için. Üzüntülerini hep bedava pizzayla geçirmeye çalıştılar.
I say to him, "When are you gonna get it through your thick skull?" I love pickles. You put a free bowl in front of me, I eat them. "
Ona "bunu artık o kalın kafana sok, turşu suyunu seviyorum ve ver içeceğim." derdim.
- You probably could've got them for free.
- Bedavaya da alabilirdin.
Sort of like an after-dinner, free-spirit parlor game. The husbands used to throw their key chains onto the table, mix them up, then the wives would all pick them up blindly.
Kocalar anahtarlıklarını masanın üzerine atıyorlar, hepsini karıştırıyorlar, sonra kadınlar gözleri kapalı anahtar seçiyorlardı.
We're setting them free!
Bilakis, onları özgür bırakıyoruz!
Feel free to use them.
Onları kullanmaktan çekinmeyin.
- The children need me, and I'm gonna set them free!
Çocukların bana ihtiyacı var. Onları özgür bırakacağım!
"I, Myrl Redding, by authority inborn in me..." " As a free man living in a free territory... demand that Henry Ballard, within seven days of receiving this note... bring to my stables the horses he took from me... groom and fatten them with your own hands to the condition I left them.
Ben, Myrl Redding, özgür topraklar üzerinde yaşayan özgür bir adam olarak bana verilen yetkilere dayanarak Henry Ballard'ın, bu ihtarnameyi aldıktan sonra....... yedi gün içerisinde, benden aldığı atları kendi elleriyle tımar edip besleyerek onları bıraktığım hallerine sokup, ahırıma getirmesini talep ediyorum!
I, Myrl Redding, by authority inborn in me... as a free man living in a free territory... demand that Henry Ballard, within seven days of receiving this notice... bring to my stables the horses he took from me. Groom and fatten them with your own hands in my stables.
Ben, Myrl Redding, özgür topraklar üzerinde yaşayan özgür bir adam olarak bana verilen yetkilere dayanarak Henry Ballard'ın, bu ihtarnameyi aldıktan sonra....... yedi gün içerisinde, benden aldığı atları kendi elleriyle tımar edip besleyerek onları bıraktığım hallerine sokup, ahırıma getirmesini talep ediyorum!
If he had known, he would have set them all free.
Eger bunu bilebilseydi, hepsini serbest birakirdi
They beg me to let them go but how can I do that for free?
Onları bırakmam için bana yalvardılar ama bunu bedavaya nasıl yapardım?
Give them the right to asylum Set free
[Gringoire] Onlara sığınma haklarını verin.
I was telling them about the Business section's new system and how you can get financial data on anybody or any corporation in the free world. Am I right?
İş Bölümünün yeni sistemini ve serbest ticaret dünyasındaki herkes ve her şirket hakkındaki finans bilgilerini, nasıl bulabileceğimizi anlatıyordum
We'll have to set them free at the same time.
- Aynı anda onları serbest bırakmak zorunda kalacağız.
Now, do you wish to have your victims bound to an altar, or do you prefer them free-range?
Kurbanlar sunağa bağlansın mı, yoksa bağlanmasınlar mı?
I get them for free.
Bedava alıyorum.
- Do I get them for free?
- Ben de bedava alabilir miyim?
Why won't- - Why don't I just work on these story boards... and then bring them back around to you tomorrow if you're free.
Niçin çalışmıyorum.. neden bu hikaye kartları üzerinde çalışmıyorum... ve sonra onları yarın sana getirmiyorum eğer boşsan.
Others, like me, are content to write about them. But Quôc is 1OO % fantasy free.
Bazıları da, benim gibi onlar hakkında yazmaktan mutlu olurlar.
Quick, let's set them free!
Çabuk, onları çıkaralım!
He'll take his wife and children... and set them free.
Karısını ve çocuğunu alarak onları özgürlüklerine kavuşturacak.
And for this Free French tank battalion, it was a very personal war, as Russ Meyer learned when he joined them.
Onlara katıldığında Russ Meyer'ın öğrendiğine göre, bu özgür Fransız Tank müfrezesi için bu, şahsi bir savaştı.
theme 39
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
free beer 19
free food 26
free as a bird 28
free booze 17
free man 17
free card 49
free will 29
free at last 59
free of charge 82
free me 36
free food 26
free as a bird 28
free booze 17
free man 17
free card 49
free will 29
free at last 59
free of charge 82
free me 36