English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Get inside

Get inside translate Turkish

6,067 parallel translation
Oh... I can get inside every note. I can.
Oh... her notanın içine girebiliyorum.
Let's just get inside.
Sadece içeri girelim hadi.
Stark, we really need to get inside.
Stark! Cidden içeri girmemiz gerekiyor.
And when you get inside the rest of their heads...
Geri kalanların da zihinlerine girince...
Tell me how we get inside!
İçeri nasıl gireceğimizi söyle!
Let's get inside before this Wyatt Earp ruins our plan.
Bu Bıçkın Earp planımızı mahvetmeden içeri girelim.
Engel, get inside.
Engel, içeri geç.
Get inside.
İçeri girin.
Okay lets go, get inside!
Binaya girin. Hadi yürüyün, içeri girin!
Let's get inside the house.
- İçeri geçelim hadi.
Don't get too personal. Or he'll get inside your head.
Olayı fazla kişisel alma yoksa kafanın içine girer.
Get inside!
Gir içeri!
Logic says Creed needs to find a way to get inside of Conlan's long arms and create pressure on the inside. Come on!
Mantığın sesi diyor ki Creed, Conlan'ın uzun kollarından içeri girip içeriden baskı yaratması gerekiyor.
I'll get inside that robot and deactivate the self-destruct.
O robotun içine girip kendini imha etmeyi kapatacağım.
It looks like their thinner tether is enabling them to get inside the cave!
Görünüşe göre daha kalın olan kablo mağaranın içine girmelerini sağlıyor!
Everybody get inside right now!
Herkes eve geçsin, hemen!
Get inside! Get inside right now, man!
İçeri girin hemen, içeri girin.
Come on, get inside!
Haydi içeri geçin.
C'mon, let's get you, Veronica, right here inside this car.
Hadi, gel seni arabaya sokalım Veronica.
You got 30 seconds to get your pretty self inside and send us Bill Hammond.
Güzelliğini içeri sokup, bize Bill Hammond'u göndermen için 30 saniyen var.
The garage I can get to it from the inside?
Garajın içinden alabilir miyim?
Get him up, get him inside.
Kaldırın onu, içeriye taşıyın.
Get him inside, he's bleeding!
İçeriye taşıyın, kanaması var!
Get him inside!
İçeri getirin!
We need to get Mia inside before she freezes.
Mia'yı içeri götürmeliyiz önce, buz tutmuş.
We can get Mia and Billy inside, but then we need to go find Ava.
Mia ve Billy içeri götürebilirz, ama biz Ava'yı aramaya gitmeliyiz.
I went inside to get my keys to go after them, but then I stopped.
Peşlerinden gitmek için anahtarlarımı almaya içeri girdim ama sonra durdum.
Woof, woof, woof, woof. Don't just stand there you barking little doggie, come inside get yourself a treat.
Öyle havlayan küçük köpekler gibi dışarıda durma, içeri gel de seninle ilgilenelim.
We might get some inside information.
- İçeriden biraz bilgi alabiliriz.
If we don't see a cop car outside, we'll go inside, we'll get the cash, we'll pack a bag and we'll get the fuck out of here, okay?
Çevrede polisleri görmezsek içeri gireriz, nakit parayı alırız, bavul hazırlarız sonra siktir olur gideriz olur mu?
Yeah, let's get you inside.
Seni içeri götürelim.
You know, I just went down to the office to try and get a deputy but when I went inside there was nobody in there.
Direk ofisinize gittim yardımcılardan birine haber verecektim ama içeri girdiğimde kimse yoktu. - Kimse yok muydu?
All right, James. Look, you're gonna get in a fight on the inside. Okay?
İçeride bir sürü kavgaya tutuşacaksın James anlıyor musun?
Look, man, I've been thinking it over... and it might be a good idea to get you extra protection on the inside.
Biraz düşündüm de seni içeriden koruma altına almak iyi bir fikir olabilir.
Are you gonna get him some help on the inside?
- İçeride ona yardım edecek misin?
Get yourself inside, go on.
İçeriye doğru devam et.
Come on. Let's get you inside.
Hadi içeri geçelim.
Look, maybe if I just... If I just get where it's cool inside.
Bak, belki sadece içeride serinlesem yeterli olur.
Okay, let's get this firewood inside.
Hadi şu yakacak odunları içeri alalım.
And then we move inside, and we get you all on the stage, you smile at the audience, you take your seat, and off we go.
Sonra içeri giriyoruz ve hepinizi sahneye alıyoruz. Seyirciye gülümsüyorsun. - Yerine oturuyorsun ve bitiriyoruz.
Get back inside!
İçeriye geçin!
You get caught again, you ’ ll see two years inside at least.
Yine yakalanırsan, en az 2 sene yersin.
Your mother had so much of it inside of her, she needed to get it out.
Annenin içinde, dışarı atması gereken çok şey vardı.
Let's get back inside.
Içeri dönelim.
Whatever you see inside, don't get excited.
Eğer içini görmek ne olursa olsun, heyecan alamadım.
I'll go inside, I'm gonna get my jacket then I'll come out and we'll date it up.
çıkışırız.
Get inside!
İçeri girin!
Every now and then, he'd get hit and... something inside of him would snap.
Ara sıra darbe alır ve içinden bir parça kopardı.
All employees who are inside please get out of the building.
İçerideki tüm çalışanlar binayı derhal tahliye etmeli.
Get back inside!
İçeri girin.
Get back inside the house.
Eve geri dön.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]