English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Get in line

Get in line translate Turkish

1,397 parallel translation
You need to get in line and wait your turn like everybody else.
Güzel. Şimdi çizgiye git de diğerleri gibi sıranı bekle.
- so they can get in line and follow.
Bu şekilde yaşayabilirler.
Get in line.
Kendine gel.
Get in line!
Sıraya girin!
Well, if you want to play Eve, you got to get in line... behind, what, about five homos.
İyi, eğer Havva'yı canlandırmak istiyorsan sıraya girmelisin. Çünkü önünde zaten 5 tane homo var.
You show up, they'll get in line, cos they followed her.
Sen ortaya çıkarsın ve onlar hizaya gelirler, çünkü onu takip ettiler.
If the OPR is after Jack, we all gotta get in line.
Eğer MSB Jack'in peşindeyse birlik olmalıyız.
Get in line.
Siraya girin.
That means you should get in line.
Dikkat! Bu sıraya girin anlamına geliyor!
Get in line, motherfucker.
Sıraya gir. Geri zekalı serseri!
Get in line, slut.
Sıraya gir, sürtük.
- Get in line!
- Sıraya geç!
Every one get in line.
Herkes sıraya geçsin.
Get in line
Hizaya girin.
Get in line!
Sırada kalın!
Get in line.
Sıraya geç.
Take a number get in line.
Herkes kuyruğa giriyor.
Because... if you want to kill me Johnny, you're going to have to get in line like everybody else.
Çünkü... Beni öldürmek istiyorsan herkes gibi sen de sıraya girmelisin.
- Yeah, get in line.
- Evet, saldırıya sen de katıl.
and go in and get the job. Now, if the situation was reversed, and a woman was approached by a gorgeous guy outside the restroom, given a similar line, 99 percent of women would say... i don't know.
Pekala şimdi birde olayın tam tersi bir şekilde geliştiğini ve çok yakışıklı bir adamın bir kadına restoranın dışında aynı teklifle geldiğini düşünün, yüzde doksan dokuzu evet diyecektir.
Sorry Beppe but you'd better get used to pissing in your pants too...'cause this car is not stopping until the finish line!
Üzgünüm Beppe, pantalonuna işemen gerekir... çünkü bu araba final cizgisinden önce durmaz! ...
She messed them up for good, you'll never get them back in line.
Öyle bir dağıttı ki sınıfı kim gelse toparlayamaz.
- Well, get that line in, and I will.
- Damar yolunu açarsan yutturacağım.
Have her take a number and get back in line.
Bir numara alıp yeniden sıraya girsin.
Poor Fry once stood in line six hours just to get me a ticket.
Zavallı Fry bana bilet alabilmek için sırada altı saat beklemişti.
But... I would've been here sooner, but I had to wait in line. So we should probably get going.
Daha erken gelebilirdim, ama kuyrukta beklemek zorunda kaldım.
When you get back there they're gonna- - I have the warden on the phone in my office, line three.
Ve oraya geri döndüğün zaman... müdür odamda telefonda, üçüncü hat.
OVE. 800 HAPPY, SATISFIED CUSTOMERS, AND A LINE AROUND THE BLOCK WAITING TO GET IN.
800'ün üzerinde mutlu, tatmin olmuş müşteri ve dışarıda içeri girmeyi bekleyen koca bir kuyruk var.
So you're gonna talk about the canal... the Muldoons who run the old line state are gonna talk about it... until some day, some way, that motherfucker gets dredged... and we get some ships in here.
Sende kanal hakkında konuşacaksın... Belediyeyle bağlantıları olan Muldoonlar da konuşacak taa ki bir gün bir şekilde, bu kanal açılıp buraya yeni gemiler gelene kadar.
Can you get a central line in for me? Sure.
Atardamara girebilir misin?
All right, get a line in him, Danny.
Pekala, serumu tak, Danny.
NOW I GET TO USE THE LINE I ALWAYS WANTED TO USE IN MEDICAL SCHOOL.
Tıp fakültesindeyken hep söylemek istediğim cümleyi söyleyebileceğim.
Get them in line!
Saflarını düzelt!
I may be able to get in through that window if I can attach a line...
Belki pencereden girebilirim. Eğer tutunacak bir şey bulabilirsem.
In arriving second, Mr. Ocean, you have joined a long line of people who've worked hard and risked a great deal only to get somewhere second.
Bir saniye sonra Bay Ocean çok çalışıp çok şeyi riske atıp ancak ikinci olabilen kalabalık bir gruba katılacaksınız.
Immediately! Get back in line!
Hadi sırana dön!
Get me the director of Molina Meats on the line.
Molina Meats'in yöneticisini telefona bağlayın.
- Get back in line!
- Geç sırana, geç sırana.
Get back in line here, he's putting the blame on me!
Kardeşim, herkes sırasına geçsin, sonra adam bana patlıyo ya!
It's very rare that I get to hang around horses in my line of work.
Atla dolaşıp, işi unutabiliyorum.
Get the D line in as many gaps and stack gaps as possible.
Defans çizgisinde mümkün olduğunca çok sayıda açıklık bırak.
Get your men back in line, drop the petitions, the strike threats, the defaming of Klein.
AdamIarını geri çek, saIdırı tehIikesi ve KIein hakkındaki iftiraIarını geri çek.
Get in this line.
Bu sıraya geçin.
That makes it hard for guys in my line to get "quality health care."
Bu yüzden benim gibi tipler kaliteli tıbbı bakım alamıyor.
In our village... if you found cow dung in the road. But forgot your manure basket. You'd get a rock and draw a line around it.
Bizim köyde eğer yolda bir sığır gübresi bulduysanız ama gübre sepetinizi unuttuysanız bir taş alır ve etrafına bir çizgi çekersiniz.
See... we're gonna play Bethpage Black, which is the most famous public course in the country- - perhaps the world- - and the only way to get a tee time is to line up in your car tonight
Bak- - Bethpage Black'te oynayacağız. Ülkenin en meşhur golf sahasıdır.
I can't help. - Taylor lost a shoe, so get in line.
Taylor'ın ayakkabısı kayıp.
You mean the fax line you made me put in to get in fax orders... even though no one has ever wanted to put in a fax order.
Faksla sipariş alayım diye bana zorla bağlattırdığın hat. Kimse faksla sipariş vermek istemedi ve ben hiç faks cihazı almadım.
No, I'm not looking to get in a line.
- Ben sıraya girmeye uğraşmıyorum.
Get ready to move that line in.
O hortumu içeri sokmaya hazır olun.
I don't wanna get anybody in trouble, but, you know, she's acted out of line.
Kimsenin başını derde sokmak istemem ama o çizgiyi aşmıştı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]