English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Get serious

Get serious translate Turkish

1,223 parallel translation
Call me when you get serious.
Ciddi olduğunda beni ara.
Get serious. Be cool.
- Dikkat et o yasak.
Time to get serious?
Ciddileşme zamanı.
- Let's get serious, try again!
- Ciddi olup tekrar deneyin!
- Get serious.
- Ciddi ol.
Julien, get serious.
Julien, ciddi ol.
Get serious.
Ciddi ol.
You don't want to get serious. Well, I don't want to get serious.
Sen ciddiye almak istemiyorsun.
It's because of your dark side and he says it could get serious, like bleeding...,... delusions, physical changes...
Bu karanlık yanından dolayı ve... o onun ciddileşebileceğini söylüyor... - kanama... hayal görmeler... fiziksel değişiklikler.
-'Cause I don't want to get serious.
- Söyledim, ciddi bir ilişki istemiyorum.
Oh, come on, get serious.
Bırak şunu. Ciddi ol.
When you're ready to get serious, then I'll talk to him.
Önce sen kesin kararını ver, sonra ben onunla konuşurum.
- I told you that I get serious?
- Ciddileşelim demedin mi?
But if things do get serious then I may have to speak to the Kremlin.
Ama durum ciddileşirse Kremlin'le konuşmam gerekebilir.
How can I get serious?
Ben nasıl ciddi olabilirim?
Yeah. You think it's going to get serious?
Peki sence ciddileşecek mi?
Guys, let's get serious.
Beyler, biraz ciddiyet.
I thought I would've met'em sooner, but, uh, apparently they spend a lot of time in the orient. So you guys are startin'to get serious.
- İş ciddileşmeye başladı mı?
- Can we get serious here?
- Ciddi olabilir miyiz?
We could get in serious trouble.
Başımız çok büyük derde girebilir.
I think we could get down to some serious business here.
Sanırım, burada ciddi bir işle ilgilenmeliyiz.
You'll get five million serious dollars from somebody.
Başka bir takımdan 5 milyon dolar alırsın
I got some serious shit I need to really get at you.
Seninle mutlaka konuşmam gereken çok ciddi bir mesele var.
I'm serious. You could get a lot of stuff outta this.
Bayağı işe yarar.
I'm the guy in the episode who dies to prove the situation is serious. I got to get out of here.
Durumun ciddiyetini ispatlamak için bölümde ölen kişi benim.
The winner's gonna get some serious prize money.
Kazanan oldukça yüksek bir ödül parası alacak.
- Just don't get us lost today. - lt was very brief. Yeah, serious.
Bugün de kaybolmayalım yeter.
I'd like to get really serious with her.
Ve... Ben onunla gerçekten ciddi bir ilişki yaşamak istiyorum.
If we get this account, it would be a serious coup for Buckland's.
Eğer bunu alabilirsek, bu Buckland için ciddi bir başarı olacak.
I SAY IT'S TIME WE GET DOWN TO SOME SERIOUS DAMAGE.
Derim ki artık ciddi hasar verme zamanı geldi.
Time to get serious here.
- Hadi Dougie!
Maybe we should make a pact : We don't talk about our relationships until they get really serious.
İlişkiler iyice ciddileşmeden ilişkilerimizden bahsetmeyelim.
If we don't get unstuck soon, we may have a serious problem on our hands... uh... especially with the Bolians.
Eğer yakın bir zamanda kurtulamazsak, çok ciddi problemlerimiz olabilir özelikle Bolians.
He says if I don't study hard and get into college... once I turn 18 he's gonna kill me, and I think he's serious, man.
Eğer dersime çalışmayıp ve onsekizime girdiğimde koleje girememiş olursam, beni öldüreceğini söylüyor. Bence, yapar da.
I'm serious, Ares. I don't know what Xena had to say or do to get the job but I want it.
Xena, bu işi almak için sana ne söyledi ya da ne yaptı bilmiyorum ama ben istiyorum.
Get ready for some serious moon action.
Adam gibi bir Ay atraksiyonuna hazırlan.
Either you're making a fool out of me because you get off on it or you got some serious problems. So which one is it, Betty? What are you talking about, Rosa?
Ya beni kandırıyorsun ya da bazı ciddi problemlerin var.
Would you get serious?
- Ciddi ol.
Well, we like to establish a relationship with our clients... on something small before we get to the more serious trades.
Daha ciddi işler yapmadan önce müşterilerimizle sağlam bir ilişki kurmayı tercih ediyoruz.
Either you need to admit to yourself... that it's not charity work and enjoy it, or get out. No, I'm serious.
Çok ciddiyim.
But this is serious, get it?
Ama bu iş ciddi anlamıyor musun?
No I'm serious. Get out! Get out.
Ciddiyim.
You know me, Thomas, I never get serious.
Onunla ilgili ciddi misin?
You know, you can get in serious trouble.
Bilirsin başın derde girebilir.
It was serious, but we never thought anyone would get hurt.
İş ciddiydi, ama birilerinin canının yanmasını hiç istemedik.
You probably know about this but there'as been a serious drought in Berkshire dis year, with it being almost impossible to get'old of any good quality skunk.
Muhtemelen haberiniz olmuştur bu sene Berkshire'da manyak bi kuraklık oldu, öyleki nerdeyse bikaç adet iyi kalite kokarca bulabilmek imkansız oldu. ( uyuşturucu )
You got an Uzi, you is gonna get some serious bitches.
Bi Uzi'niz varsa bikaç ciddi orospu bulabilirsiniz.
I just think that'd get you to stop laughing. Um... I, I'm serious.
Sadece gülmeyi kesmeni istiyorum.
Why don't we, uh, lock you up with a serious bunch of hardcases and get you really good at it.
Niçin biz, uh, seni bu seri suçlularla kapatıp daha iyi bir işle uğraşmayalım.
NOW GET DOWN! WELL, YOU'LL HAVE TO COME GET ME... I'M SERIOUS.
Hadi Mikey,
Now, granted, they're a couple of tourists... with a serious credibility issue... but they both said... they saw a waitress get shot in the stomach.
Şimdi, onlar güvenilirlikleri olmayan Bir turist çift.. Ama ikisinin de söylediği... Bir garsonun midesinden vurulduğunu gördüklerini.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]