Get something translate Turkish
15,600 parallel translation
Listen, I need you to get something for me.
Bana bir şeyi getirmeni istiyorum.
Oh, boy, oh, boy. Yeah, I was hoping that you would say that because I gotta get something out of you.
Bunu söyleyeceğini tahmin etmiştim, ama bir şeyler öğrenmem gerekiyor.
And you go home and get something to wear besides that Hawaiian shirt abomination.
Sende eve gidip üzerini değiştir de şu üzerindeki iğrenç Hawaii gömleğinden kurtul.
- I can finally get something right.
- Sonunda bir şeyi doğru yapabilirim.
So, hey, you wanna... get something to eat?
Bir şeyler yemek ister misin?
I've had a depressing day and I just wanted to get something that would remind me that happiness can find you when you least expect it.
Çok üzücü bir gün geçirdim. Sadece bana mutluluğu hiç beklemediğin bir anda bulabileceğimi hatırlatan bir şeyler almak istedim.
We can all get something out of this.
Birlikte bu işten paçayı kurtarabiliriz.
Josey... why don't we get something for our stomachs... and talk this all through before we do something we regret.
Josey. Hadi, pişman olacağımız bir şey yapmadan bir şeyler yiyelim. Sonra bunu etraflıca konuşuruz.
But if I don't get something sweet, I might shoot someone in the face.
Ama şu an mal bulamazsam birini yüzünden vurabilirim.
Let me get something straight, all right?
Bir şeyi açıklığa kavuşturayım bak.
But let me get something straight.
Ama bir şeyi anlamama izin ver.
- Get something to eat?
- Bir şeyler yiyelim mi?
- Why don't we get something more dramatic?
- Biraz daha etkileyici şeyler yapalım mı?
And, for their trust, we make sure they get something back, more than they originally gave.
Onların bu güvenine karşılık, biz de verdiklerinin biraz daha fazlasını onlara geri vereceğimizi taahhüt ederiz.
You should get something on that.
Buraya bir şey sürmelisin.
What, you think I'm gonna get possessed by demons or something?
Ne, şeytanlar tarafından falan ele geçirileceğimi mi sanıyorsun?
It's rare we get to do something so big.
Böyle büyük işler nadir olur.
How about you go get some wine and I'll put on something ridiculous?
Biraz şarap ister misin? ve ben de saçma birşeyler giyeyim mi?
Can you get us something from that suit, something we can use? Yup.
- Bu kıyafetten işimize yarar bir şeyler elde edebilir misin?
No, I just wanted to get you something.
Hayır sadece sana bir şeyler almak istedim.
Well, we didn't get what we wanted, but we got something.
İstediğimizi alamadık ama elimiz boş da çıkmadık.
No, I'm just telling you that, like... For a lot of child actors, when they don't have work, and they don't have something to fall back on, they just get addicted to drugs, you know? Or they become homeless.
Hayır, sadece şunu diyorum çoğu çocuk oyuncu işleri olmadığında ve yedek de güvence olmazsa uyuşturucu bağımlısı oluyorlar ya da evsiz.
It's like, I meet somebody, and then they like me initially, and then I just, like, fuck it up and they get tired of me or something, you know?
Birileriyle tanışıyorum. Başta beni beğeniyorlar. Sonra her şeyin amına koyuyorum ve benden çabucak bıkıyorlar.
You had 30 years to do something about the Jews, and yet you just let them get on with it.
Yahudiler hakkında bir şeyler yapmak için 30 yılınız vardı, Ve yine de onlarla baş etmelerine izin veriyorsun.
Didn't he just get, like, a truck or something?
Kamyonumsu bir şey almadı mı yeni?
Get her something for me, would you?
Ona bir hediye alsana.
Look, I'm open to suggestions, but all our leads have gone cold, and if these kids know something that can save those witnesses, then let's put the mac and cheese on the stove and get this playdate started.
Önerilere açığım ama tüm ipuçlarımız boş çıktı ve o çocuklar tanıkları kurtarabilecek bir şey biliyorsa, peynirli makarnayı ocağa koyup şu evcilik oyununu başlatalım derim.
Hey, do I get a reward or something?
Baksana, ödül falan alacak mıyım?
If you wanna get it back, if you really wanna survive this thing, then you may need to set aside the piece of you that's... raging, and do something that makes you a little uncomfortable.
Dizginleri yeniden eline almak istiyorsan sinirden köpüren, içine sinmeyecek şeyler yaptıran o parçanı bir kenara koyman gerekebilir.
Look... just because he's not cooperating doesn't mean they can't tie you to Pepsum, doesn't mean they can't get you on something else.
Bak o işbirliği yapmıyor diye senin Pepsumla bağlantını bulamayacak değiller. Senin bir açığını bulmalarına engel değil.
Hey, guys, before you get in, I need to ask you something.
Hey, çocuklar, girmeden önce, bir şey sormam gerek.
There's something I need to get to Emma, and her father won't let me see her, and I think he'll read it if I try to mail it.
Emma'ya vermem gereken bir şey var ve babası, onunla görüşmeme izin vermiyor. Postalarsam okuyacağından şüpheleniyorum. Bir kısmı da onunla alakalı mektubun.
Now, go get in the ring before I do something nasty with these crutches.
Bu değneklerle pis şeyler yapmadan git şu ringe.
- something for you to get involved in.
- senin dahil olabileceğin bir şey.
But when they pulled over to get gas, they'd let me go inside the store to get a piece of candy or an ice cream or something.
Yine de benzin almak için arabayı kenara çektiklerinde... içeri girip bir parça şeker ya da dondurma falan almama izin verirlerdi.
So, if I'm looking for something positive... let's just say, I probably don't gotta get her nothing for Christmas.
Eğer iyi yanından bakıyorsam bile şöyle söyliyim, sanırım ona yılbaşı için hiçbir şey alamıyorum.
Get over him, just go on a fucking dating website or something.
Unut onu gitsin, git buluşma sitesinden.. ya da başka bir yerden birini bul.
Get up, we've got to do something.
Kalk. Yapmamız gereken şeyler var.
All I know is we had to do something to get Crane to stand down.
Tek bildiğim Crane'nin geriye çekilebilmesi için bir şeyler yapmamız gerektiği.
He was trying to get rid of something in the bay.
Körfezde bir şeyden kurtulmaya çalışıyordu.
We're gonna need something bigger to get near that storm.
Yapacağız büyük bir şeye ihtiyacım ediyoruz. O fırtına yakın olsun.
Look, if I trust you with something guaranteed to get you what you want that's got to be worth something, hasn't it?
Bak, istediğini sana vermem için bir şeyler garanti altına alınırsa sana güvenirim. Güvenmeye değen bir şey olmalı, öyle değil mi?
I'm going to get you something you can take to Internal Affairs.
İçişlerini kontrol etmen için bir şeyler ayarlayacağım.
I really think I'm onto something, I just need to get these people to trust me.
Galiba bir şey yakaladım ama bana güvenebilecek insanlara ihtiyacım var.
She wants to get Sophia out, she needs to get a lawyer or a non-profit involved or something.
Sophia'yı çıkarmak istiyorsa, avukat tutmaya ya da kar amacı gütmeyen yerlere falan gitsin.
Ms. Burset said that the prison has tons of lawyers, so at least coming up here and waiting for the warden to come out to get into his face is something...
Bayan Burset hapishanede bir ton avukat olduğunu söyledi ve en azından buraya gelip müdürü görmeyi beklemek ve gözüne görünmek de bir şeydir.
I'll get you something for that burn.
Yanık izi için bir şey vereceğim.
Or get a transfer or something. If I go in there asking to be relocated, I'll look like the world's biggest wuss.
Başka bir yere gönderilmeyi talep edersem dünyanın en korkak adamı gibi görünürüm.
If you've done something, we'll get through it.
Eğer bir şey yaptıysan bunu atlatırız.
I get that you guys feel guilty, but whether this is a monster, a human or something in between, it is killing innocent people.
Suçluluğunuzu anlıyorum, ama bu yaratık her ne ise masum insanları öldürüyor.
I have to get back to the base. They have something we need.
Orada ihtiyacımız olan birşey var.
get something to eat 39
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something like that 1529
something's happening 161
something's not right 271
something on your mind 83
something bad happens 16
something went wrong 81
something 1990
something came up 177
something happened 421
something like that 1529
something's happening 161
something's not right 271
something on your mind 83
something bad happens 16
something special 67
something's wrong 881
something wrong 855
something is wrong 141
something's wrong here 34
something bad 90
something's coming 64
something's bothering you 28
something to eat 69
something else 372
something's wrong 881
something wrong 855
something is wrong 141
something's wrong here 34
something bad 90
something's coming 64
something's bothering you 28
something to eat 69
something else 372