English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Glass shattering

Glass shattering translate Turkish

66 parallel translation
[Glass Shattering]
[Glass Shattering]
[Glass Shattering]
[Cam kırılıyor]
Hey. I didn't realize that was your car. [Glass Shattering]
Senin araban olduğunu bilmiyordum.
You're pinned back against your seat, wind screaming in your ears, cold air everywhere, glass shattering, darkness coming at you from all directions.
Koltuğunun arkasına yapışacaksın kulağında rüzgarın uğultusu her yerde soğuk hava, cam şangırtıları karanlık her yönden üzerine geliyor olacak.
[Glass Shattering]
Özür dilerim.
( glass shattering )
Onu savunma!
[GLASS shattering]
-
( glass shattering ) So now he's bleeding, and his blood is dripping onto the mat.
Artık adam kan kaybediyor ve kanları paspasa akıyor.
[Glass shattering] I want you to get out of here right now.
Şimdi ne? Davis, burayı hemen terk etmeni istiyorum.
A friend of mine recommended this place. ( GLASS SHATTERING )
Burayı bir arkadaşım önerdi.
( GLASS SHATTERING ) Stupid jet skis!
Lanet Jet Skiler!
- ( GLASS SHATTERING ) - I heard glass breaking.
Camların kırılma seslerini duydum.
[Glass shattering] It'll be the best decision of your life.
Hayatında verdiğin en iyi karar olacak.
[Gunshot, glass shattering]
Hayır Mattie.
( GLASS SHATTERING )
HAVEN BUZ PİSTİ
Electrical circuits popping, glass shattering, the hiss of appliances decompressing and then exploding.
Elektrik akımlarının patlamasını camların kırılmasını bütün kağıtların büzüşüp daha sonra yok olmasını.
( GLASS SHATTERING ) No!
Hayır.
Jade! ( Glass shattering )
Jade!
- "Messy mornings and giddy afternoons." - ( GLASS SHATTERING )
"Allak bulak sabahlar ve uçarı öğleden sonraları."
GLASS SHATTERING
Bu ise gerçekti.
And they got their own floor. ( glass shattering )
Tüm bir katı tutmuşlar.
[Beeping ] [ Roar / Glass Shattering ]]
[... ] [... ]
- Oh, yes, they are. - ( silkie chuckling ) ( glass shattering )
Oh, evet, onlar.
Oh. ( glass shattering ) Have you witnessed raven's mood?
KÖPEK EL Raven'ın ruh halini farkettin mi?
Aren't you going to do something? ( Glass shattering )
Bir şey yapmayacak mısın?
( GLASS SHATTERING )
[Cam yıkıcı]
( OBJECTS CRASHING ) ( GLASS SHATTERING )
( CRASHING AMAÇLARI ) ( camın ezilmesi )
All that glass shattering down around him. - He can't walk.
Bütün camlar aşağı iniyor, o ise öylece kımıldamadan mı duruyor yani?
He is... ( glass shattering )
O artık... Ne...
Does it feel like a thin pane of glass is shattering inside?
Diplerde pencere camı kırılıyormuş gibi bir his var mı?
The sound of shattering glass. The flames rising out of the flowing gasoline.
Kırılan camların sesi, tutuşan benzin deposundan yükselen alevler...
( Glass Shattering ) What the hell?
Bu da neydi?
You broke the walnut without shattering the glass!
Vay canına, camı kırmadan cevizi kırdın! - İşte Bu harika birşey.
( GLASS SHATTERING ) I just put in that windshield.
Bu ön camı daha yeni taktım,
( glass shattering on screen ) ( ringing ) Excuse me, sir.
Afedersiniz bayım.
Thank you, Danny. ( GLASS shattering )
Teşekkürler, Danny.
Ohhh... ( SHATTERING GLASS )
Ohhh... Mutlu musun şimdi?
You better watch it. [shattering GLASS] Fuck!
Sen görürsün.
What's the point of shattering the glass ceiling If you're just gonna be objectified
Eğer sadece nesnelleştireceksen, tatlıcı gibi camı..
- [Yells ] [ glass shattering ] - [ whimpering] No! No!
Hayır!
The result of the bullets shattering the glass.
Çok doğru. Kurşunların camı parçalaması sonucunda.
Your work on Emily's list, your mentoring of young lawyers, your shattering of the glass ceiling...
Emily'nin listesi için yaptıkların genç avukatlara akıl hocalığı yapman önüne çıkan engelleri alt etmen...
" I can anticipate the explosion. The sound of shattering glass.
" Patlamayı, kırılan camdan çıkan sesi önceden sezebiliyorum.
[Glass shattering]
Grant, iyi misin?
The crust is increasingly thin, like shattering glass.
Yerkabuğu gittikçe inceliyor,... yakında tuzla buza dönecek.
[banging on door ] [ glass shattering ] [ alarm blaring ] [ crash ] [ phone ringing] Hello?
- Alo?
[Objects crashing and shattering] It was something big and heavy, and you could hear glass break.
Büyük ve ağır bir camın kırıldığını duydum.
GLASS SHATTERING
Kızıl Ordu karşı saldırıya geçtiğinde Alman taarruz birliklerinin tamamen çöktüğünü gördü.
Dudes, my life is so awesome right now, unlike yours, which sounds more like something I'd see on PBS. [Tires screech ] [ Crash, shattering glass]
Tv'de gördüklerime benzeyen sizinkilerin aksine hayatım şu an çok mükemmel.
I hear glass ceilings shattering all over town.
Bir de kadınların yükselmesine izin verilmez derler.
[Tires screeching, glass shattering]
Cem İltir / twitter : @ cemiltir

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]