Glass breaking translate Turkish
118 parallel translation
OK, but when you hear glass breaking, don't get scared.
Pekala, cam kırılma sesi duyarsan korkma sakın.
[Glass breaking] Drugs?
Haydi onları uyuşturucularınla etkile.
[Burps ] [ Glass breaking]
Ben kusmaya gidiyorum.
[Thud, glass breaking]
[Küt, cam kırılır]
[Glass breaking, metal rattling]
[Cam kırılır, metal zangırdar]
And suddenly, from the next room, we heard the sound of glass breaking.
Ve aniden, yan odadan, cam kırılması sesi duyduk.
( glass breaking ) OPENFACE : Dear Carrot Head.
Sevgili Havuç Kafa.
- [Glass Breaking ] - [ Screams] - Bye, Moe.
Hoşçakal Moe.
I thought I heard glass breaking.
Kırılan bir bardak ses, gibiydi.
- [Loud Clattering, Glass Breaking]
- [gürültülü bir patlama, cam kırılma]
GLASS BREAKING 'I didn't know whether to call Mr Pike.'
Bay Pike'a haber versem mi bilemedim.
( Glass Breaking ) Circus!
Circus!
- You punk! - ( glass breaking )
Seni serseri!
The next thing I knew, I heard the sound of glass breaking.
Hatırladığım son şey, bir bardağın kırılması.
The glass breaking is good.
İyi olan cam, kırılır.
Sounded like glass breaking in the kitchen.
Mutfaktan cam kırılma sesi geldi.
Ow! - [Glass breaking]
Aşağı dedim!
One glass cutter for breaking in with. One piece of putty for holding on to the piece of glass so it doesn't clatter to the ground... and awake the ravenous Doberman Pinscher you suspect lurks inside.
Kestiğin cam parçası için de bant, böylece cam parçası yere düşmez ve korkunç doberman senin içeri girmeye çalıştığını anlamaz.
Sometimes I feel like kicking the glass cupboard... breaking each one of her china ornaments.
Bazen cam vitrini tekmeleyip bütün çin porselenlerini kırıp dökmeyi isterim.
I'll watch for breaking glass.
Camın kırılmasını izlerim.
The last thing that this old lady ever heard... - was the sound of breaking glass. - No she didn't.
Yaşlı kadının son duyduğu şey kırılan camın sesiydi.
[Phone Ring ] - [ Glass Breaking]
Yine yaptım.
And the column smashes your line, like a hammer breaking glass, and Napoleon has won another battle.
Ve yürüyüş kolu sizin hattınızı camı kıran bir çekiç gibi parçalar. Ve Napolyon başka bir savaşı kazanmıştır.
And what I realized during this very interesting week is that I have probably focused too much on breaking the glass ceiling, finding a woman to run things here when I should have been looking for the best person to run things here.
Bu çok ilginç hafta boyunca... burayı idare edecek en uygun kişiyi aramak yerine... tabuları yıkmak... bir kadın yönetici atamak... gibi konulara... kafamı fazla taktığımı anladım.
First he got mad at me for breaking his glass thing and then for talking to strangers.
Önce cam eşyasını kırdığım için, sonra da... yabancılarla konuştuğum için bana çıldırdı.
"Breaking that glass in the quad today felt like the final straw." But he had one problem.
Bugün o cam kırılırken sonun geldiğini anladım. "
And breaking that glass.
- Kesinlikle, ve camın kırılması.
- ( Breaking glass )
Yapma!
This sounded more like breaking glass.
Cam kırılma sesi gibiydi.
If breaking glass or raising voice makes truth... then I have broken 7 glasses.
eğer bardak kırmak haklı olduğunu gösteriyorsa Al sana 7 tane bardak kırdım
You end up breaking the glass... when you're in love with someone.
İnanıyorum ki, eğer birisine aşık olup, cevizi attığında cam kırılacaktır. Sırf cam kırılır, ceviz değil.
BREAKING GLASS 'First, we made him smash a few windows in Mrs Trace's greenhouse.'
Önce gidip Bayan Trace'in serasında birkaç cam kırdık.
The glass is breaking!
Cam kırılıyor.
- Right. - ( breaking glass )
Doğru ya.
She's very nice, but she's got a laugh like breaking glass.
Çok hoş birisi fakat çok tuhaf bir gülüşü var.
Yeah, breaking glass.
Gerçektende tuhaf.
They're breaking fucking glass.
Camı kırıyorlar.
( screaming, glass breaking ) You bitch!
Seni kaltak!
The sound of breaking glass has more rhythm!
Kırılan bir camın sesi bile daha ritmiktir!
The glass is breaking!
Cam kırılıyor!
Thanks for breaking glass where my kids play.
Çocuklarımın oynadığı şişeyi kırdığın için teşekkürler.
Breaking glass is easy.
Bardağı kırmak kolay.
That glass isn't breaking, and the door's sealed shut.
Cam kırılmıyor, Ve kapakda sımsıkı kapalı.
You removed the champagne bottle, breaking the glass jar in the process, didn't you?
Şampanya şişesini çıkarırken cam kavanozu kırdın, değil mi?
That glass isn't breaking, and the door is sealed shut.
Cam kırılmıyor ve kapı da sımsıkı kapatılmış.
And, uh... and then I heard breaking glass... and a bullet goes past my head.
Ve, aa sonra cam kırılması sesi duydum başımın yanından bir kurşun geçti.
Breaking that glass in the quad today felt like the final straw. "
Bugün o cam kırılırken sonun geldiğini anladım. "
- Exactly, and breaking that glass.
- Kesinlikle, ve camın kırılması.
These glass fragments are from the mob breaking out the windows of CSI Sanders'Denali.
Bu cam parçaları CSI Sanders'ı arabasından çıkartan çete üyesinden.
The breaking of the glass symbolizes the fragility of human joy.
Camın kırılması mutlulukların kırılganlığını temsil eder.
Means the glass was breaking after he went down.
Bu da, o yere düştükten sonra camın kırıldığını gösterir.
breaking 79
breaking news 86
breaking and entering 94
breaking up 27
glass 254
glasses 220
glass of water 25
glass of wine 27
glass shatters 112
glass breaks 25
breaking news 86
breaking and entering 94
breaking up 27
glass 254
glasses 220
glass of water 25
glass of wine 27
glass shatters 112
glass breaks 25