English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ G ] / Go to the kitchen

Go to the kitchen translate Turkish

432 parallel translation
That came from the stomach Let's go to the kitchen
Bu mideden geliyor. Haydi mutfağa gidelim.
I'll-I'll go to the kitchen at once!
Ben bi mutfağa gidiyim!
Callie, will you go to the kitchen, please and bring us back some of those green spring onions?
Callie, lütfen mutfaktaki o taze soğanlardan getirir misin?
Beda, go to the kitchen and tell Auntie to wrap something up for Jan to eat.
Beda, mutfağa git ve halana Jan için yiyecek bir şeyler hazırlamasını söyle.
Roger, go to the kitchen, look in the icebox, and bring me a big red bottle you'll find there.
Roger, buzluğa git ve oradaysa bana büyük kırmızı şişeyi getir.
- Help me. I gotta go to the kitchen.
- Yardım et. Mutfağa gitmem lazım.
Go to the kitchen.
Mutfağa git.
Mavis, go to the kitchen and get yourself some tea.
Mavis, mutfağa gidip bir çay iç.
Go to the kitchen, I'll be there in a minute.
Mutfağa git, hemen geleceğim.
Go to the kitchen, march!
- Yürü hemen mutfağa.
You should go to the kitchen and catch the mice.
Mutfağa gidip fareleri yakalamalısın.
Go to the kitchen, please.
Mireille mutfağa geç lütfen.
Go to the kitchen, I have to discuss all of this with Monsieur.
Mutfağa git. Mösyö ile bunu görüşmeliyim.
- No, no, we'll go to the kitchen.
- Hayır, hayır, biz mutfağa gideriz.
The sentries asked me to get some sake, so I pretended to go to the kitchen.
Sake istediler. Mahzene gitmek için izin aldım.
'Unless, of course, you decide to go to the kitchen for a sandwich'or, um, you know, bottle of beer.
'Tabii eğer bir şişe bira ya da, işte bir sandviç vb. için mutfağa gitmezseniz.
Go to the kitchen and sponge some more sake!
Defol böcek! Git mutfakta sakeni zıkkımlan.
Go to the kitchen.
Mutfağa geç.
And I'm sure that if you go to the kitchen, Cook will find you a plate of something.
Eğer mutfağa giderseniz aşçı size bir tabak yemek verecektir.
And mine, general. Go to the kitchen, there are dishes to be washed!
Mutfağa gidin, yıkanacak bulaşıklar var!
Go to the kitchen for the other plates.
Diğer tabaklar için mutfağa gidin.
Go to the kitchen.
Doğru mutfağa.
So if he wants a drink he's gotta go to the kitchen.
Yani içmek istiyorsa, mutfağa gitmek zorunda.
5 of you, go to the kitchen and the pantry. Sack it.
Yoldaşlarına yetecek kadar erzak al ve gerisini de kasaba halkına dağıt.
Come on, let's go to the kitchen.
Mutfağa gidelim.
Go to the kitchen and have the noodles... ready for serving
Bunun için üzülme, tamam mı? Paranı haketmeye çalış, anladın mı beni?
- Go to the kitchen.
- Mutfağa git.
Ugo, time to go to the kitchen.
Ugo, mutfağa gitme zamanı geldi.
Okay, go to the kitchen.
Tamam, doğru mutfağa git.
I go down to the kitchen and order dinner.
Bense mutfağa inip akşam yemeğini ayarlıyorum.
Well, then, let's all go out to the kitchen!
O zaman mutfağa gidelim!
Go to the kitchen.
Sen mutfağa git, ben onlara bakarım.
Do I have to cross the dining room to go into the kitchen? Yes.
Mutfağa gitmek için yemek odasından geçmek zorunda mıyım?
Is it all right if we go downstairs to the kitchen and get some lunch?
Aşağı, mutfağa inip bir şeyler atıştırmamızın sakıncası var mı?
Go on back to the kitchen, nigger.
Mutfağa geri dön zenci.
I got to go in the kitchen and set the table.
Mutfağa girip, masayı kurmam gerek.
- Go in the kitchen and get something to eat.
- O zaman mutfağa git ve yiyecek bir şey al.
Go on into the kitchen and talk to Mildred.
Mutfağa git ve Mildred ile konuş.
You go into that dining room in there, and at the back of the room you'll see the door that will take you upstairs to the kitchen, and you have some breakfast.
Yemek odasına gir. Kapı seni yukarıya, mutfağa götürecektir. Biraz kahvaltı et.
- I'm going to go look at the kitchen.
- Mutfağa bakacağım.
Well, let's go on back to the kitchen.
Hadi mutfağa geçelim.
Go into the kitchen, lass, and get to the cooking.
Mutfağa geç de yemek yapmaya başla.
Honey, why don't you go out to the kitchen and bring us some of those... fancy little hors d'oeuvres.
Tatlım, sen mutfağa gidip bize o hoş mezelerinden getirebilir misin?
Then you go up and take a shower to wash off the kitchen?
Sonra mutfağı temizlemek için yukarı çıkıp duş mu alacaksın?
If you really want to cry, go in the kitchen and look at your meat loaf.
Ağlamak istiyorsan mutfağa git ve rostona bak.
- Get four glasses. - I'd have to go all the way to the kitchen.
"Onun için mutfağa kadar gitmek zorundayım"!
"I'd have to go all the way to the kitchen"!
Hiç birinin yanarak öldüğünü gördün mü?
Mrs. Hudson, why don't you go down to the kitchen, get a towel, and wipe that look of disapproval off your face?
Neden mutfağa inip, bir bez almıyor ve yüzündeki o onaylamayan bakışı silmiyorsun?
but go already to the kitchen!
Şimdi mutfağa git!
- I want to go back to the kitchen.
Mutfağa dönsem iyi olacak.
The real point of what I'm saying is, when I appear not to be talking, don't go nipping out to the kitchen, putting the kettle on, buttering scones, or getting crumbs and bits of food
Söylediklerimin asıl ana fikri şu, konuşmadığım zaman hemen mutfağa kaçıp çayı koymayın böreği yağlamayın, üstüne çaydanlık konan şu yuvarlak, kahverengi hasır nihaleden ekmek kırıntılarını çıkarmayın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]