He's an ex translate Turkish
257 parallel translation
He's an ex-con.
O eski bir mahkum.
He's an ex-miIitary man.
Eski bir asker.
He pretended his name was Champmathieu, but was recognized at the penitentiary of Arras by an ex-convict who was with him in Toulon.
İsminin Champmathieu olduğunu söylemiş ama Arras cezaevinde onu tanıyan çıkmış. Toulon'da onunla olan eski bir mahkûm.
But what you don't know is that he's an ex-convict.
Ama eski bir forsa olduğunu bilmiyorsunuzdur.
Not only the prettiest girl in town, but her father's an ex-Major, and he's got a lot of...
Sadece kasabanın en güzel kızı değil, babası da eski binbaşı, bir sürü de...
He's an ex-convict, jumped parole.
Eski bir mahkum, şartlı salınmış.
He's an ex-admiral.
O emekli bir amiral.
He reminds me of Fanny's papa, my ex, also gorgeous.
Fanny'nin babasını, eski kocamı anımsatıyor.
He's an ex-actor, probably second-rate... but he's the dead spitting image of the General.
Eski bir oyuncu, büyük ihtimalle ikinci sınıf. Ama generale tıpa tıp benziyor.
As for the big cities and ports, the police won't allow an ex-convict to stay there unless he's willing to become an informer.
Yasak şehirlerde ise sadece muhbirlik yapmayı kabul ederse çalışabilirdi.
He's an ex-homicide man, has a snack shop out at the airport.
Eski bir katil, havaalanında bir büfesi var.
He's an ex-cia man ;
O, CIA emeklisi.
I mean, he ain't good enough because he's an ex-con?
Eski bir tutuklu olduğu için mi?
You see, he's an ex-convict.
Eski bir mahkum.
Yeah, and he turned your building site into a mausoleum for his ex-partner.
Evet ve bu binayı da eski ortağının anıt mezarı yapmış.
We will learn that behind this ceremony of promotions which in the eyes of visitors perpetuated the brotherhood of the struggle, there lay a pit of post-victory bitterness, and that Nino's tears did not express an ex-warrior's emotion, but the wounded pride of a hero who felt he had not been raised high enough above the others.
Ziyaretçilerin gözünde mücadelenin kardesligini pekistiren bu terfi törenlerinin ardinda, bir zafer sonrasi küskünlügünün yer etmis oldugunu... ve Nino'nun göz yaslarinin, eski bir askerin hisleri olmaktan çok, digerleri üzerinde yeteri kadar... yükseltilmedigini düsünen, gururu zedelenmis bir kahramanin hisleri oldugunu ögrenecegiz.
He's an ex hibitionist.
O bir teşhirci... Gerçekten çok kolay!
He's an ex-cop, recently suspended.
Eski bir polistir, yakın bir tarihte işten uzaklaştırıldı.
I'm an ex-convict and he's with me.
Ben eski bir mahkûmum ve onunla birlikteyim.
He's an ex-seminarian.
O eski bir stajyer.
It says he's an ex-soldier who suffered an injury and is now a bounty hunter.
Burada, eski bir asker olduğunu yazıyor ve şöhret arayan biri.
There's an ex-professor of mine, he's a brilliant Chinese-American guy and he's got a scam.
Benim eski bir profesörüm, Amerikalı Çinli zeki biri elinde bir dümen var.
Jimmy Chiu, an ex-professor of mine he works at a biology lab out in Nassau County.
Benim eski profesörüm Jimmy Chiu Nassau County'de biyoloji laboratuarında çalışıyor.
I'm calling about my wayward ex-son Daniel... who's been acting like an ungrateful dickweed... ever since he was seduced by that bimbo slut whore Alice!
Ben inatçı oğlum Daniel için arıyorum... Kim bu kadar nankör olabilir ki! Ta ki o pasaklı fahişe Alice oğlumu baştan çıkardığından beri!
Now, the guy I'm looking for is an ex-con and he's as mean as a rattlesnake.
Şimdi, aradığım adam eski bir mahkum ve bir çıngıraklı yılan kadar acımasız.
He's being identified as Kevin "Kid" Collins, an ex-boxer who recently moved to the area.
Kevin "Kid" Collins adındaki eski boksör bölgeye yeni taşınmıştı.
He works for Rudy Mohr, an ex-con.
Rudy Mohr için çalışıyor, eski suçlu.
He's an ex-con, so he's just...
Eski bir mahkum, bu yüzden...
He's an ex-con.
O eski bir suçlu.
He was on his way to the Yukon in a pink convertible... to see his brother who was an ex-con named Francis... when a tractor-trailer came along and decapitated him.
Üstü açık bir arabayla Yukon'a hapisten çıkmış kardeşi Francis'i görmeye giderken traktörle çarpışıp kafasını kaybetmişti.
Now, now, he's an ex-convict.
Hayır, o, şu an eski bir hükümlü.
An ex-sumo wrestler Had to quit'cause he was lousy
Eski bir sumo güreşçisi. Başarısız olduğu için bırakmış.
But he went on, and he not only became president but as an ex-president, he served his country always in the arena, tempestuous, strong, sometimes right, sometimes wrong.
Ama o devam etti, ve o sadece başkan olmadı, ama eski başkan olarak, ülkesine hizmet etti, hep arenada, şiddetli, güçlü, Bazen doğru, bazen yanlış.
- He's an ex-police officer.
Eski bir polis memuru.
He's gonna have an ex-con on his case if he ever messes up.
Sana kötü davranırsa peşinde eski bir mahkum olacak.
If a man got naked in an ex's home, would that belittle him? Ally, he'd be arrested.
Ya bir erkek, eski kız arkadaşının dairesine çıplak girip bekleseydi, bunun onu küçük düşürdüğünü düşünür müydük?
Except he had an ex-wife named Barbara, who, I discovered, worked in publishing.
Bir yayınevinde çalıştığını keşfettiğim, Barbara adında eski bir karısının olması dışında.
He was an ex-con.
Eski bir sahtekarmış.
He's an ex-pro!
O eski bir profesyonel!
I agree that Staanz may be the most unusual species, but you can't surely condemn him, just because he is an ex prisoner of the Peacekeepers!
Staanz'ın oldukça olağandışı bir tür olduğuna katılıyorum, ama şüphesiz onu sadece Peacekeeperların eski bir esiri diye mahkum edemeyiz!
Now, I know they have a tendency to look alike, but unless he's got a guy running around town looks identical to him, he is a murderer, you could be an accomplice, and the two of you fast sliding down a giant razor blade
Biliyorum zenciler birbirine benzer ama şehirde ona ikizi kadar benzeyen biri yoksa, Ex katil demektir. Sen de onun suç ortağı olabilirsin.
You mentioned the manager. He won't be happy. He's an ex-goalkeeper.
Eskiden kaleci olan teknik direktörleri buna çok kızmıştır.
Well, if he's such an ex, what's he doing here? I don't know.
Peki, gerçekten "eski" ise, burada ne arıyor?
You should have told me he ´ s an ex-con.
Onun sabıkalı olduğunu bana söylemeliydin.
'Cause he's an ex-con?
Sabıkası olduğu için mi?
He's an ex of mine, I think I still owe him a slap.
Eski sevgilim olur. Ona bir şamar borçluyum. Ben içkileri alayım.
He's uh.. an ex - Peacekeeper Captain who abandoned his own people and abducted Talyn.
Kendisi uh... bir Barış Muhafızı eskisidir.
We showed mug shots to all of Krieger's ex-colleagues, to his landlords, at every bar that he ever stole an ashtray from and no one bit.
Krieger'la çalıştığı her yerde, ev sahibine, küllük çaldığı her barda resimlerini gösterdik. Kimse çıkmadı.
He's an ex-con with a loser job who likes young girls.
O berbat bir işi olan, genç kızlardan hoşlanan bir mahkum.
He gets his chain pulled a lot by the geeks around here'cause he is non-tech. He's an ex-cop or whatever.
Dahiler tarafından ipi fazla çekliyor buralarda çünkü teknik biri değil eski bir polis gibi birşey.
Flipper boy : he's an ex-Con. If he find out you're in this train, he'll own you, too.
Bu trende olduğunu öğrenirse sana da sahip olur.
he's an expert 18
he's an idiot 170
he's an architect 23
he's an animal 43
he's an asshole 70
he's an engineer 17
he's an alien 17
he's an angel 27
he's an actor 55
he's an ass 27
he's an idiot 170
he's an architect 23
he's an animal 43
he's an asshole 70
he's an engineer 17
he's an alien 17
he's an angel 27
he's an actor 55
he's an ass 27
he's an artist 66
he's an old man 43
he's angry 68
he's an 20
he's an adult 32
he's an assassin 16
he's an fbi agent 16
he's an old friend 37
he's an orphan 21
he's an alcoholic 20
he's an old man 43
he's angry 68
he's an 20
he's an adult 32
he's an assassin 16
he's an fbi agent 16
he's an old friend 37
he's an orphan 21
he's an alcoholic 20
he's an addict 25
an extra 21
an explosion 40
an ex 152
an experiment 29
an excellent idea 23
an explanation 25
an exorcism 16
an expert 21
an extra 21
an explosion 40
an ex 152
an experiment 29
an excellent idea 23
an explanation 25
an exorcism 16
an expert 21