He is not here translate Turkish
721 parallel translation
He is not here.
Burada değil.
He is not here tonight, MonsieurDukas.
Bu gece burada değil Mösyö Dukas.
Start Next week he is not here.
Gelecek haftadan önce Gelmesi imkansız.
He is not here ; he has risen, as he told you.
O burada değil ; söylemiş olduğu gibi dirildi.
If he is not here in 15 minutes, the government will step in.
15 dakika içinde burada olmazsa hükümet müdahele edecek.
If he is not here, that is your own responsibility, Mr. Spock, and that of your staff.
Burada olmaması siz ve ekibinizin sorumluluğudur.
- He is not here, monsieur.
- Henri burada değil bayım.
But, he is not here to reviewdepartmental procedures with Principalsand Assistant Secretaries.
Ve bakanlık işlerini müdür ve sekreter yardımcılarıyla görüşmek için burada değildir.
I have no doubt that your King would like to know of our arrival. The King is not here.
* We have traveled a long way, * and my poor son is hungry and he is thirsty.
- Well, why is he not here?
- Neden burada değil?
That secret document is too dangerous to bring here, but not in the way he means.
Evet, belgenin buraya getirilmesi tehlikeliydi, ama başka nedenden dolayı.
- He's not staying here, is he?
- Burada kalmayacak ya?
Who this Custer is and why he's not here, I don't know.
Kim bu Custer ve niye gelmedi bilmiyorum.
When he is missed, not a trace of him must be found here.
Kaybolduğu anlaşılınca, burada ona ait hiçbir şey bulunmamalı.
Who she is or whence she came, he knows not, nor does he care, for his heart tells him that here, here is the maid predestined to be his bride.
Kim olduğunu ya da nereden geldiğini bilmez, zaten bununla ilgilenmez de, kalbi ona, kaderde onun eşi olacağı yazılmış olan genç bayanın orada olduğunu söyler.
Because if he's not here when Miller comes, my hunch is, there won't be any trouble, not one bit.
Çünkü Miller geldiğinde burada olmazsa içimden bir ses, bir problem çıkmayacağını söylüyor.
Where is he? Supposed to be here, is he not?
Kendisi şu anda burada değil mi?
We are here, my captain, with your permissión to see that the prisoner does not try to escape. For if he did you would shoot him in the back. Is that not so?
Mahkumun kaçmamasını sağlamak için buradayız, çünki kaçmaya çalısırsa onu arkadan vurursunuz.
Is he not here yet?
Daha gelmedi mi?
He is not able to leave here now.
Şu anda buradan ayrılamayacak.
Tell her where he is. David is not here.
Onun nerede olduğunu söyle.
Why is he not here?
Neden burada değil?
You turn around, and run this way and you see Milano eating parsley he's not here, he's in his place the rose is coming up and the carnation is fading away...
* Dön ve kaç bu tarafa... * *... Milano'yu görürsün maydanozu ağzında... *... burada değil, kendi alanında... * *... güller açıyor, karanfiller ise solmakta... *
I already have another date, even if he is here and I am not.
Başka bir randevum ayarlandı bile, O burada olup, ben olmasam bile.
Is your father here now? - He's not here, because...
- Tabii ki burada değil çünkü...
What do you mean, not here? Here he is, here he isn't!
Önce var dedin, şimdi yok mu diyorsun?
Now he says my son is not here.
Ama bana oğlun yok diyor.
This guy is not reliable, we can't leave him here Where's he now?
bu adam sadık değilmiş, işini bitirin nerde şimdi?
Madam, out here it's the fit that survive... and if that creature of yours cannot select his own cows... he is not fit to live here.
Bayan, eğer bu yaratık kendi ineğini seçemezse burada yaşaması uygun olmamakla birlikte, buranın dışında hayatını sürdürmesi uygundur.
If he's not here, I don't know where he is.
Burada yoksa nerede olduğunu bilmiyorum.
Here, he's not wearing a vest already, is he?
Şuna bak, içine yeleğini bile giymemiş, görüyor musunuz?
"Look here, I've got a 45-year-old chartered accountant with me who wants to become a lion-tamer" his first question is not going to be, "Does he have his own hat?"
"45 yaşında bir muhasebeci aslan terbiyecisi olmak istiyor." dersem ilk sorusu "Şapkası var mı?" olmaz.
But if you feel he is not you should know that Hogue lived then died here in the desert.
Eğer öyle olmadığını düşünüyorsan bilmelisin ki Hogue çölde yaşadı ve sonra öldü.
General Patton is not here in an official capacity... and I have assured him most earnestly... that nothing he says will be quoted.
General Patton'ın buraya resmi bir sıfatla gelmediğini biliyoruz. Bu yüzden kendisine bir söz veriyorum. Söyledikleri asla yayımlanmayacak.
Why is he not here?
- Niçin değil?
He is not here yet.
Henüz gelmemiş.
He who seek... is not here.
O aradığın burada dağil.
We have your note summoning Mr. Tindle here, shots were heard, bullet holes made, blood is on the bannisters and the carpet, his clothes were hidden in your wardrobe, and he had disappeared.
Çıkmazsa bile o kadar önemli değil. Bay Tindle'i buraya çağırdığınız not elimizde. Duyulan silah sesleri, kurşunların açtığı delikler tırabzan ve kilimdeki kan izleri dolabınızda gizlenmiş kıyafetleri ve birden ortadan kaybolması.
What seems particularly touching is that he will not be here to share in a victory so close at hand.
Olayın en acı yönü, bu kadar yaklaştığımız zaferi bizimle paylaşamayacak olması.
I'm sorry, he's not here right now. What do you mean, "not there"? Where is he?
Hayır, beni rahatsız eden, niçin daha önce araba kiralamadı.
Is he not here today or did he leave the school?
Bugün mü gelmedi, yoksa okuldan mı ayrıldı?
My husband is not here, he's in town.
Kocam burada değil. Şehirde.
Boy is new, he's not saying a word from the moment he got here.
Bu çocuk yeni... ve buraya geldiğinden beri tek bir kelime bile etmedi.
He is not dead yet Here, let me help him
Daha ölmedi izin verin yardım edeyim
This is where I live, and he's not gonna drive me out of here.
İşte burada yaşıyorum, beni buradan söküp atamaz.
He is living not far from here.
Buraya yakın bir yerde yaşyor.
Is he not here?
Paramı geri ver alçak!
Is he not here?
Benmişim. Evet.
And the Chief is not going out and having a good time, instead he's working here as a cook?
Eğer o haydut ise... neden burda aşçılık yapsın ki?
But he is a lama... and could not have come here ;
Ama o bir keşiş tapınağı terk edemez ;
He's not here to ask, is he?
Burada değil ki sorasın, değil mi?
he is alive 57
he is mine 25
he is my brother 37
he is a doctor 16
he is so cute 33
he isn't 329
he is fine 24
he is 2605
he is my friend 35
he is lying 27
he is mine 25
he is my brother 37
he is a doctor 16
he is so cute 33
he isn't 329
he is fine 24
he is 2605
he is my friend 35
he is lying 27
he is not 130
he is gone 57
he is handsome 23
he is a 27
he is here 120
he is dead 154
he is my husband 34
he is cute 35
he is gay 17
he is sick 32
he is gone 57
he is handsome 23
he is a 27
he is here 120
he is dead 154
he is my husband 34
he is cute 35
he is gay 17
he is sick 32