English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / His family

His family translate Turkish

8,654 parallel translation
Slaughters his family in their sleep.
Tüm ailesini uykularında katletmiş.
Tom didn't kill his family.
Tom ailesini öldürmedi.
Okay. But if Tom didn't kill his family, then who did?
Ama eğer Tom ailesini öldürmediyse, öyleyse kim yaptı?
Greg won't let anyone hurt his family.
Greg kimsenin ailesini incitmesine izin vermez.
We also know that you perebyrayetes to Paris with his family.
Üstelik karınızla Paris'e taşınıp tüm buralardan uzaklaşacakmışsınız.
You destroyed his family.
- Ailesini perişan ettin.
I know his family left town around the time Theo was nine or ten, his older sister died in an accident when he was eight.
Theo dokuz ya da on yaşındayken ailesinin kasabayı terk ettiğini ve o sekiz yaşındayken ablasının bir kazada öldüğünü biliyorum.
Revenge for his family's murder fits his profile.
Aile cinayeti için intikam olmak profiline uyuyor.
If the madman really did attack his family, then Terrance... or Theo... Lisa : Is very lucky to be alive.
Eğer Deli, gerçekten Theo'nun ailesine saldırdıysa o halde Terrance... ya da Theo hayatta olduğu için çok şanslı.
One day, he asked me to come and kill his family.
Bir gün benden, ailesini öldürmemi istedi.
No-one's heard of him, not even his family have any idea who the time traveller is talking about.
Kimse onu duymamış, ailesinin bile bu zaman yolcusunun neden bahsettiği hakkında bir fikri yokmuş.
I remember very early on being enamored by his family success.
En başlarda onun aile işindeki başarısına hayran olmuştum.
He was slightly inconveniencing me and Joe, so we threatened to destroy his family.
Joe'yla işlerimizi zorlaştırıyordu, biz de ailesini mahvetmekle tehdit ettik. - Ne?
I think he discovered who Durst was and his family's background and their money.
Bende Durst'ün kim olduğunu ailesinin geçmişini ve zengin olduklarını keşfetti.
You stay away from Booth and his family.
Booth'tan ve ailesinden uzak dur.
One of them keeps talking about his family.
Biri sürekli ailesinden bahsediyor.
His family helped me through some difficulties 300 years ago.
300 yıl önce zor zamanlarımda bana yardım eden bir ailenin köylü çocuğu.
But before the witch departed... she gave the boy and his family the only thanks that made sense.
Ama cadı gitmeden önce ailesine ve çocuğa olabilecek tek şekilde teşekkür etmiş.
And you go find his family.
Sen ailesini bulmaya çalış.
Ethically, I'm looking out for the best interest of my patient and his family.
Etik olarak, hastam ve ailesi için en iyi olacağını düşündüğüm şeyi yapmak zorundayım.
As long as we can look after his family.
Ailesine baktığımız sürece.
He might not have liked his family.
- Belki de ailesini sevmiyordu. - Bilemiyorum
Bror Holmberg and his family should have personal protection.
Bror Holmberg ve ailesine kişisel koruma sağlamalıyız.
You are his family?
Akrabası mısınız?
We have not managed to find members of his family.
Hiçbir akrabasını bulamadık.
Was because he stayed at Cannock school even though his family had moved to Wyrley.
Ailesi Wyrley'ye taşındığı halde onun Cannock'taki okulda kalması.
The two of you helped kill his family when you were children.
Çocukken, ailesini öldürmesine yardım ettiniz.
You alone became his friend and his family. It must have been hard on you.
Tek başına onun arkadaşı ve ailesi olmak zor olmalı.
Whether Mr. Cha would personally bring someone or if he came with his family members knowing, I waited for a really long time hoping that someone from Mr. Cha's family would look for me and knock on that door. - I'm sorry but
İster Do Hyun bir aile üyesini kendi getirsin ister onlar kendilerini öğrenip gelsinler uzun zamandır bir aile üyesinin beni görmeye gelmesini umuyordum.
Cha Do Hyun needs his family's care desperately right now.
Şu anda ailesinin yardımına ihtiyacı var.
You're his grandmother. You're his family.
– Onun büyükannesi ve ailesisiniz.
He's worried about his family.
Aileleri hakkında endişeliler.
Any father who would give up his son twice doesn't deserve to have a family.
Ve ondan uzak durmam için bana para teklif etti. Oğlundan ikinci kez vazgeçen bir baba bir aileye sahip olmayı hak etmez.
Fisher is interviewing his colleagues, friends, and family. And?
Fisher, iş arkadaşlarıyla, arkadaşlarıyla ve ailesiyle görüşmüş.
No family to speak of. And his friends, well, there aren't many.
Ne konuşulacak bir ailesi varmış ne de bir sürü arkadaşı.
You don't think that the Attorney General will do everything in his power to protect the family of the man who testifies against B613, who... who tells the world about everything that they did?
Adalet Bakanı'nın B613'e karşı tanıklık yapan adamın ailesini korumak için elindeki tüm gücü kullanacağını düşünmüyorsun. Peki, onların yaptıklarını dünyaya kim söyleyecek?
I mean, what kind of guy slaughters his whole family in his sleep and then doesn't bother to wash the blood off the murder weapon?
Demek istediğim, nasıl bir adam tüm ailesini uykusunda katleder ve cinayet silahındaki kanı temizlemeye zahmet etmez?
He gave me power of attorney to liquidate all his stocks and give all $ 18 million to the family of the donor.
Tüm birikimlerini nakde çevirmem ve 18 milyon doları donörün ailesine bağışlamam için avukatı olarak bana yetki verdi.
His victims are surrogates for his own dysfunctional family.
Kurbanları kendi çarpık ailesinin yerine geçiyor.
His own family.
Babalarını öldüren oğullara bak.
Oh, he's brought such shame to our family with his lip hair and two marriages.
Küstah saçları ve yaptığı iki evlilikle ailemizi elaleme rezil etti.
Comes back from his night shift finds his whole family dead from carbon monoxide poisoning.
Mazotu bitmiş olmalı. Gece vardiyasından döndüğünde karbonmonoksit zehirlemesinden tüm ailesinin öldüğünü fark etmiş.
Ok. So here's my theory. 10-year-old Theo believes that his entire family has been murdered by his mother's boyfriend, right?
Pekâlâ, benim teorim şu. 10 yaşındaki Theo, tüm ailesinin annesinin sevgilisi tarafından katledildiğini düşünüyor, değil mi?
So, our family was in New York City, and we actually were able to get Seymour to pick up the phone at his townhouse.
Ailemiz New York'taydı... Seymour'un şehirdeki evin telefonunu açmasını sağlayabildik.
- Did you track down his family?
- Ailesine ulaşabildin mi?
I convinced him to continue his work and offered to use my family's money to sustain us.
Onu çalışmalarına devam etmeye ikna ettim ve geçinmek için ailemin parasını kullanmayı teklif ettim.
The case got a lot of local media attention, and in every interview... his family, coworkers...
Dava yerel basında geniş yankı uyandırmış.
His new family.
Yeni ailesi.
We'll be his friends and family instead of you.
Senin yerine onun arkadaşı ve ailesi olacağım.
You're telling me to live off from what I make working in restaurants, and leave the child with no family register for the rest of his life?
Lokantadan aldığım maaş çekleriyle geçineceksin ve bu çocuk hayatı boyunca böyle mi yaşayacak?
He lost his whole family.
Tüm ailesini kaybetti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]